Meta, giyilebilir teknoloji alanındaki adımlarını hızlandırırken, Ray-Ban ve Oakley markalı akıllı gözlüklerini geliştiricilere açma kararı aldı. Şirket, Connect 2025 etkinliğinde duyurduğu yeni araç setiyle birlikte yapay zekâ destekli uygulamaların bu gözlükler üzerinde çalışmasına izin verecek. Böylece Meta’nın bugüne kadar sınırlı sayıda iş ortağına sağladığı erişim genişlemiş olacak. Yeni uygulamalarla birlikte gözlüklerin işlevselliği de doğrudan artış gösterecek.
Bu yeni dönemde geliştiricilerin, gözlüklerin mikrofon, kamera ve diğer sensörlerinden gelen verileri kullanarak özgün deneyimler oluşturması mümkün hâle gelecek. Şimdiye kadar yalnızca Spotify ve Audible gibi uygulamalarla sınırlı kalan üçüncü taraf desteği, bu araç setiyle birlikte ciddi ölçüde genişleyecek. Kullanıcıların sesli komutlarla etkileşim kurduğu, fiziksel çevreyle ilgili anlık bilgi alabildiği uygulamaların önü açılıyor. Öte yandan Meta’nın hedefi yalnızca uygulama sayısını artırmak değil, gözlükleri kullanıcıların günlük hayatında daha merkezi hâle getirmek. Bu noktada geliştirici topluluğunun yaratıcı gücü, cihazların evriminde belirleyici bir rol üstlenebilir.
Disney, Twitch ve 18Birdies gibi platformlar Meta için uygulama geliştirmeye başladı
Meta, dış geliştiricilere açılmadan önce bazı büyük markalarla birlikte çalışmaya başladı. Twitch’in canlı yayın deneyimini gözlükler üzerinden sunmayı hedeflediği bir entegrasyon üzerinde çalıştığı bilgisi paylaşıldı. Aynı şekilde Disney de, eğlence parklarında kullanıcıya sesli asistan üzerinden bilgi sunan bir uygulamayı test ediyor. Örneğin Disneyland’de yürüyen bir ziyaretçinin gözlüğe “Bu oyuncak ne?” diye sorması yeterli olacak. Gözlük, bulunduğu konumu algılayarak cevabı anında verecek. Tüm bunların yanı sıra golf uygulaması 18Birdies’in, sahadaki mesafe ve sopa tercihlerini kullanıcıya önermesi de dikkat çekiyor.
Bu örneklerin ortak noktası, Meta’nın ilk nesil ekran içermeyen gözlüklerinde çalışabiliyor olmaları. Yani cihazda herhangi bir ekran olmasa bile, sesli yanıt ve sensör verileri sayesinde güçlü bir etkileşim mümkün. Ne var ki Meta’nın yeni ekranlı modellerine dair geliştirici erişimi konusunda net bir açıklama yapılmış değil. Meta Ray-Ban Display modeli, ekranıyla farklı bir deneyim sunabilir. Fakat şimdilik şirketin önceliği ekran içermeyen modellere odaklanmak yönünde gibi görünüyor.
Gözlüklerin sesli yapay zekâ sistemiyle çalışan uygulamalar, yalnızca teknolojik değil aynı zamanda sosyokültürel bir dönüşümü de beraberinde getirebilir. Her ne kadar ekranlı modellere erişim konusu belirsizliğini korusa da, mevcut donanımla yapılabilecekler oldukça geniş. Bu noktada geliştiricilerin, kullanıcı deneyimini sadeleştiren ama aynı zamanda derinleştiren çözümler üretmesi beklenecek. Örneğin bir yemek tarifini yürürken dinlemek ya da bir müzeyi gezerken sanat eseri hakkında bilgi almak mümkün olacak. Tüm bunların ortak özelliği, bilginin göze değil kulağa hitap etmesi.
Wearables Device Access Toolkit adı verilen yeni geliştirici araç seti, 2026 yılında geniş çapta erişime açılmadan önce sınırlı sayıda geliştiriciye sunulacak. Bu araç seti sayesinde yazılımcılar, gözlüklerin donanım bileşenlerine daha yakından erişim sağlayabilecek. Ek olarak, uygulamalar cihazın batarya yönetimi, konum verisi ve sesli işlem yetenekleriyle daha uyumlu hâle getirilebilecek. Bu durum, kullanıcı deneyimini hem teknik hem de içerik açısından daha zengin bir noktaya taşıyacak. Elbette, bu esnada kullanıcı verilerinin güvenliği ve gizliliği konusu da gündemin üst sıralarında yer almaya devam edecek.
Bunun yanında Meta’nın bu hamlesi, sadece geliştirici dostu bir politika değil, aynı zamanda pazar içindeki rekabet stratejilerinin de yeniden şekillendiğini gösteriyor. Apple’ın Vision Pro gibi yüksek donanımlı cihazlarla ilerlediği bir dönemde, Meta daha sade ama erişilebilir bir alternatif sunuyor. Buradaki temel fark, Meta’nın gündelik hayatta kullanılabilirliğe daha fazla önem vermesiyle öne çıkıyor. Gözlüklerin, sosyal etkileşimden üretkenliğe kadar pek çok alanda yeni işlevler kazanması bekleniyor. Bu nedenle geliştiricilerin uygulama tasarlarken yalnızca teknik değil, aynı zamanda davranışsal etkenleri de hesaba katması gerekecek.
Her şeye rağmen bu tür açık platformlarda, içerik denetimi ve kullanıcı güvenliği kritik bir önem taşıyor. Meta’nın, uygulamaların gözlük donanımına zarar vermesini veya kullanıcıyı yanlış yönlendirmesini önleyecek bazı kuralları devreye alması bekleniyor. Uygulama mağazasına benzer bir onay mekanizması kurulması ihtimali de gündemde. Çünkü geliştirici özgürlüğü kadar kullanıcı güvenliği de sistemin sürdürülebilirliği açısından vazgeçilmez. Dolayısıyla denge unsuru, burada kilit rol oynayacak.