Meta ile Apple arasında yapay zekâ yetenekleri konusunda yaşanan mühendis rekabeti hız kesmeden sürüyor. Son olarak, Apple’ın Foundation Models (AFM) ekibinde yer alan Mark Lee ve Tom Gunter, Meta tarafından işe alındı. Her iki ismin de daha önce Apple’da birlikte çalıştıkları Ruoming Pang ile yeniden bir araya gelmeleri dikkat çekti. Pang, kısa süre önce Meta’ya geçmiş ve büyük dil modelleri konusunda liderlik görevine getirilmişti.
Mark Lee, Apple’daki ilk pozisyonuna Pang tarafından dahil edilmiş, bu yönüyle aralarındaki profesyonel bağ daha da kuvvetlenmişti. Tom Gunter ise Apple içinde kıdemli bir mühendis olarak öne çıkmış, AFM ekibinin en tecrübeli isimlerinden biri olmuştu. Gunter’ın Meta’ya geçmeden önce kısa süreliğine başka bir yapay zekâ girişiminde çalıştığı, ardından Menlo Park’ta yeni görevine başladığı ifade ediliyor. Lee’nin ise doğrudan Meta’ya geçiş yaptığı ve çalışmaya başladığı bilgisi paylaşıldı.
Meta, Apple’daki karışıklığı fırsata çevirerek mühendis transferlerini sürdürüyor
Tüm bu gelişmeler, Apple’ın yapay zekâ departmanında yaşanan içsel çalkantıların ciddiyetini bir kez daha gözler önüne seriyor. Siri başta olmak üzere birçok yapay zekâ destekli servis için şirketin hâlâ kendi modellerini mi kullanacağı, yoksa dış kaynaklı çözümlere mi yöneleceği belirsizliğini koruyor. Apple içinde bu belirsizlik, özellikle mühendislerin gelecek planlaması açısından rahatsızlık yaratıyor. Bazı çalışanlar, yaşanan başarısızlıklardan sorumlu tutulduklarını düşündükleri için şirkete olan bağlılıklarını yitiriyor.
Bu durum Meta’nın lehine işliyor ve şirket, bu dönemde üst düzey mühendisleri kendi bünyesine çekmeye devam ediyor. Meta’nın yapay zekâ birimi olan Superintelligence Labs, Apple’dan gelen bu yeni transferlerle daha da güçleniyor. Zuckerberg’in geçtiğimiz haftalarda yaptığı “AI artık en büyük önceliğimiz” açıklaması da bu süreci doğrulayan bir başka işaret niteliği taşıyor. Şirket yalnızca Apple değil, OpenAI ve Google gibi diğer teknoloji devlerinden de yetenekli mühendisleri alma konusunda kararlı.
Apple’ın içinde bulunduğu durum, sadece yetenek kaybı açısından değil, aynı zamanda şirketin yapay zekâ vizyonunu şekillendirme süreci açısından da karmaşık bir tablo ortaya koyuyor. Henüz net bir stratejinin ortaya konmamış olması, ekip içi iletişim ve güven sorunlarını artırıyor. Çalışanlar, ürün stratejilerinin sürekli değişmesi nedeniyle iş yükü artarken net hedefler görememekten yakınıyor. Böyle bir ortamda deneyimli mühendislerin farklı şirketlere yönelmesi kaçınılmaz hale geliyor.
Meta’nın bu dönemde Apple’dan üst üste gerçekleştirdiği transferler, sektör içinde ciddi bir güç kayması anlamına geliyor. Yapay zekâ alanında rekabet yalnızca teknolojiler üzerinden değil, aynı zamanda insan kaynağı üzerinden de şekilleniyor. Meta, özellikle vizyonu netleştirilmiş ve güçlü kadrolar kurarak, bu alandaki liderliğini pekiştirmeye çalışıyor. Yapılan transferler de bu yaklaşımın dikkat çeken örneklerinden biri olarak öne çıkıyor.
Tom Gunter ve Mark Lee gibi isimlerin Meta’ya geçişi, sadece bir şirket değişikliği değil; aynı zamanda yapay zekâ alanındaki yönelimler açısından da dikkatle izleniyor. Meta, bu uzmanların bilgi birikiminden doğrudan faydalanarak projelerinde hız kazanmayı hedefliyor. Apple’ın bu eksilmeye nasıl yanıt vereceği ise önümüzdeki dönemin merak edilen başlıklarından biri. Her şeye rağmen bu kayıpların şirket içinde yapay zekâya bakışı yeniden değerlendirme gerekliliği doğurduğu söylenebilir.
Apple’ın önünde iki temel seçenek bulunuyor: Ya kendi modellerini geliştirerek rekabete devam edecek ya da dış servis sağlayıcılarla entegrasyon yollarını daha ciddiyetle değerlendirecek. Hangi yol seçilirse seçilsin, şirketin içerideki huzursuzluğu yatıştırması ve vizyonunu netleştirmesi artık kaçınılmaz görünüyor. Meta ise bu süreci beklemek yerine elini çabuk tutuyor. Şirket, rakiplerinin zayıf anlarında harekete geçerek insan kaynağını güçlendirmeyi başarıyor.