Teknoloji

Kodak, Güney Kore’de giyim mağazalarıyla yeniden parlıyor

kodak güney kore

Bir zamanlar filmli fotoğraf makineleriyle özdeşleşen Kodak, ABD’de dijital dönüşümü kaçırarak sahneden inmişti. 2012’de iflas başvurusunda bulunan şirket, uzun süren yeniden yapılanma sürecinin ardından yıllık 1 milyar doları aşan gelirle faaliyet göstermeye devam ediyor. Ne var ki, kendi memleketinde hâlâ eski tanınırlığının uzağında bir yerde duruyor. ABD’de sessizliğe gömülmüş olan marka, başka bir kıtada yeniden sahneye çıktı.

Güney Kore’de Kodak’ın ismini taşıyan 120’den fazla fiziksel mağaza faaliyet gösteriyor. Bu mağazalarda tişört, şapka, çanta, sandalet gibi giyim ve aksesuar ürünleri satılıyor. Ürünlerin üzerinde büyük puntolarla yazılmış Kodak logosu dikkat çekiyor. Özellikle genç tüketiciler bu retro estetiğe büyük ilgi gösteriyor.

Güney Kore’deki gençler Kodak markasını sokakta giyerek yeniden gündeme taşıyor

Tüm bunların yanında, markanın duygusal bağ kurabilme yeteneğini hâlâ koruduğu ifade ediliyor. New York Times’a konuşan bazı tüketiciler, Kodak’ın hâlâ “anı biriktiren” bir marka olarak hissedildiğini söylüyor. Bu durum, markanın sadece geçmişe değil, bugünün hislerine de hitap edebildiğini gösteriyor. Güneydoğu Asya medya çevrelerinde ise Kodak’ın bölgedeki gençler arasında ciddi bir moda akımına dönüştüğü vurgulanıyor.

Kodak, bu yükselişi sadece moda üzerinden değil, aynı zamanda lisans gelirleriyle de destekliyor. Şirket geçen yıl marka lisanslama faaliyetlerinden 20 milyon dolar gelir elde etti. Beş yıl öncesine göre bu alandaki gelirini yüzde 35 artırmış durumda. Bu artış, giyim dışındaki farklı kategorilerde de Kodak markasının kullanılmaya başlandığını gösteriyor.

Marka artık yalnızca fotoğraf makinelerinde değil; gözlük, el feneri, boya, dürbün ve hatta güneş paneli gibi ürünlerde de karşımıza çıkıyor. Tüm bu ürünler Kodak’ın hikâye anlatıcılığı, yaratıcılık ve anı saklama gibi değerleriyle ilişkilendirilerek pazarlanıyor. Bu geniş kavramsal çerçeve, markanın farklı sektörlere yayılmasına olanak tanıyor. Üstelik tüketiciler bu çeşitlendirmeyi yapay değil, samimi buluyor.

Güney Kore’deki bu ilginin altında “newtro” olarak bilinen gençlik hareketi de yatıyor. “New” (yeni) ve “retro” (geçmiş) kelimelerinin birleşiminden oluşan bu akım, geçmişe ait unsurları modern formlarla yeniden gündeme getiriyor. Filmli fotoğrafçılığa olan ilginin de artmasıyla birlikte Kodak’ın eski logosu ve tasarımı yeniden cazip hâle geliyor. Tüm bunların yanında, markanın taşıdığı nostaljik anlamlar da tercih edilmesinde etkili oluyor.

Bu değişim her ne kadar Güney Kore özelinde başarılı görünse de, bazı uzmanlar bu durumu eleştirel bir gözle değerlendiriyor. Northwestern Üniversitesi’nden pazarlama profesörü Timothy Calkins, Kodak’ın bu hamlesini zayıflayan bir markanın hayatta kalma çabası olarak yorumluyor. Ona göre, bu çeşitlendirme stratejisi şirketin asıl gücünü yitirdiğini gösteriyor. Bu tür girişimlerin genellikle markanın eski çekiciliğini kurtarma arayışından kaynaklandığını savunuyor.

Ne var ki, Kodak’ın Güney Kore’de ulaştığı görünürlük ve tüketici ilgisi bu görüşlere tam olarak uymuyor. Giyim mağazalarının sayısı, gençler arasındaki popülaritesi ve sosyal medyada gördüğü ilgi, markanın hâlâ hatırı sayılır bir etkiye sahip olduğunu ortaya koyuyor. Güney Koreli tüketicilerin retroya olan ilgisi ve duygusal markalara olan bağlılığı, Kodak gibi geçmişi güçlü markalar için bir yeniden doğuş zemini hazırlıyor. Bu süreçte Kodak, sadece geçmişini değil, yeni neslin zevklerini de dikkate alarak konumlanıyor.