İsviçre, yapay zekâ rekabetine kamu kurumlarıyla katılarak Apertus adlı açık kaynaklı büyük dil modelini duyurdu. Bu model, EPFL, ETH Zürih ve İsviçre Ulusal Süperbilgisayar Merkezi’nin ortak çalışmasıyla ortaya çıktı. İsminin Latince’de “açık” anlamına gelmesi, şeffaflık ve erişilebilirlik felsefesini yansıtıyor. Böylece İsviçre, özel şirketlerin kapalı sistemlerine karşı farklı bir yaklaşım sundu.
Apertus’un öne çıkan tarafı, tüm eğitim sürecinin kamuya açılmış olması. Kullanılan veri setleri, kaynak kodları ve yöntemler herkesin erişimine açık durumda. Bunun yanında modelin nasıl eğitildiğine dair belgeler de detaylı biçimde paylaşıldı. Ne var ki, bu şeffaf yaklaşım yalnızca teknik bir tercih değil; aynı zamanda güven inşa etme çabası olarak da görülüyor. Tüm bunların yanında, kullanıcıların sistemi daha kolay benimsemesini sağlamak için açık kaynak topluluklarına geniş alan bırakıldı.
İsviçre, Apertus modelini Avrupa veri koruma yasalarıyla uyumlu biçimde geliştirdi
İsviçre’nin katı veri koruma ve telif hakları yasaları dikkate alınarak hazırlanan model, bu yönüyle Avrupa’daki şirketler için güvenli bir seçenek haline geldi. Avrupa Birliği’nin GDPR standartlarına paralel bir yapıya sahip olması, şirketlerin regülasyon uyumunu kolaylaştırıyor. Buna ek olarak, telif haklarına saygılı biçimde inşa edilen model, içerik sahiplerinin haklarını ihlal etmiyor. Fakat bu yasal uyumun ticari dünyada nasıl değerlendirileceği zamanla netleşecek. Buna rağmen, şimdiden farklı sektörlerin ilgisini çekmeye başladığı söylenebilir.
İsviçre Bankacılar Birliği, daha önce yerli bir yapay zekâ modelinin uzun vadeli faydalarına işaret etmişti. Bankacılık sırları ve veri güvenliği açısından Apertus’un değerli bir çözüm olabileceği vurgulanmıştı. Bununla birlikte, bankaların hâlihazırda farklı yapay zekâ modellerini kullandığı biliniyor. Dolayısıyla kısa vadede büyük bir geçiş beklenmese de uzun vadede bu eğilimin değişme ihtimali bulunuyor. Ek olarak, Apertus’un yerel yasalarla tam uyumlu olması, bu alanda cazip bir alternatif yaratıyor.
Apertus’un potansiyel kullanıcı kitlesi oldukça geniş tutuldu. Araştırmacılar modeli yeni akademik çalışmalar için tercih edebilir. Bunun yanında bağımsız geliştiriciler, chatbot ya da çeviri uygulamaları gibi ürünler için sistemi özelleştirebilir. Eğitim kurumları da öğrenme süreçlerini desteklemek amacıyla modeli kullanabilir. Tüm bunların yanında, bireysel kullanıcıların bile deneme imkânı bulması, yapay zekânın erişilebilirliğini artırıyor.
Modelin eğitim süreci dikkat çekici bir hacme sahip. 15 trilyon token üzerinden eğitilen sistem, 1000’den fazla dili kapsıyor. Bu dillerin yüzde 40’ı İngilizce dışındaki dillerden oluşuyor ve İsviçre Almancası ile Romansh gibi yerel diller de bunlara dahil. Böylece dil çeşitliliği konusunda kapsamlı bir kapsama alanı sağlanıyor. Her şeye rağmen bu çeşitliliğin pratikte nasıl bir performans ortaya koyacağı önümüzdeki süreçte belli olacak.
Bunun yanı sıra model yalnızca kamuya açık verilerle eğitildi. İnternet sitelerinin yapay zekâ tarayıcılarını engelleme tercihlerine de saygı gösterildi. Öte yandan, son dönemde birçok yapay zekâ şirketinin içerik toplama yöntemleri eleştiriliyor. Bu noktada Apertus’un duruşu, fark yaratan bir şeffaflık ortaya koyuyor. Tüm bunların yanında, içerik sahiplerinin haklarını koruyan yaklaşımının farklı alanlarda örnek gösterilebileceği konuşuluyor.
Apertus, iki farklı parametre boyutunda erişime sunuldu. 8 milyar parametreli sürüm daha küçük ölçekli uygulamalara hitap ederken, 70 milyar parametreli versiyon daha güçlü ihtiyaçlar için geliştirildi. Kullanıcılar bu modellere Swisscom üzerinden ya da Hugging Face aracılığıyla ulaşabiliyor. Bu erişim imkânı, farklı teknik yeterliliklere sahip gruplara hitap etmesini kolaylaştırıyor. Bunun yanında, açık kaynak topluluklarının ilgisi modelin gelişiminde kritik bir rol oynayacak.
Öte yandan, açık kaynak yapay zekâ girişimlerinin artış gösterdiği bir dönemde İsviçre’nin bu adımı dikkat çekiyor. Pek çok ülke yapay zekâ projelerini desteklese de ulusal düzeyde bu kadar kapsamlı bir model geliştirmek nadir rastlanan bir durum. Tüm bunların yanında, kamu kurumlarının bu süreçte başrolde olması, projeye farklı bir güvenilirlik kazandırıyor. Her şeye rağmen bu güvenin uzun vadeli etkisi kullanıcıların benimseme oranına bağlı olacak.
Şimdilik Apertus, şeffaflık, yasal uyum ve dil çeşitliliğiyle öne çıkan bir örnek haline geldi. Avrupa’daki veri koruma kurallarıyla uyumlu yapısı, şirketlerin ilgisini çekmeye devam ediyor. Bunun yanında, akademi ve bağımsız geliştiriciler için deneysel bir alan yaratması dikkat çekiyor. Fakat modelin uluslararası rekabette nasıl konumlanacağı ilerleyen dönemde daha net anlaşılacak. Tüm bunların sonunda Apertus, yapay zekâ dünyasında kamu yararına odaklanan bir yaklaşımın mümkün olduğunu gösteriyor.