Apple, uzun süredir üzerinde çalıştığı ekran altı Face ID teknolojisini iPhone 18 Pro serisinde kullanıcıyla buluşturmaya hazırlanıyor. Çin merkezli sızıntı kaynağı Digital Chat Station’a göre, Apple bu konuda artık somut adımlar atmaya başladı. Daha önce farklı iPhone modelleri için benzer iddialar gündeme gelse de, bu kez işin ciddiyeti artmış durumda.
Yeni nesil iPhone 18 Pro ve Pro Max modelleri, hem ekran boyutları hem de teknolojik altyapılarıyla dikkat çekiyor. 6.27 inçlik iPhone 18 Pro ve 6.86 inçlik Pro Max modellerinde LTPO OLED paneller kullanılacak. Bu ekranlar sadece büyüklükleriyle değil, sundukları 1.5K çözünürlükle de öne çıkacak. Ekran yapısında ise HIAA (Hole-in-Active-Area) teknolojisi tercih edilecek.
iPhone 18 Pro modelleriyle yeni bir dönem başlayacak
HIAA teknolojisi, ekranın aktif pikselleri arasında yer açarak ön kameraya net bir görüş alanı sunuyor. Bu yapı, özellikle Android telefonlarda gördüğümüz delikli ekran formuna oldukça benziyor. Ne var ki, Apple bu sistemi sadece kamera yerleşimi için değil, çok daha karmaşık bir sistem olan Face ID için adapte ediyor. Bu noktada teknik zorlukların varlığı hâlâ geçerliliğini koruyor.
Face ID sisteminin çalışması yalnızca bir kamera modülüne bağlı değil. Kızılötesi projeksiyon sistemi, ışık yayıcı ve bu ışığı algılayan özel bir kamera bu yapının parçaları arasında yer alıyor. Görünür ışıkta çalışan ekran altı kamera teknolojileri bu kızılötesi sistemle doğrudan uyumlu değil. Yine de Apple bu uyumsuzluğu aşmak için çeşitli yöntemler deniyor ve prototipleri aktif olarak test ediyor.
Bu teknoloji ilk olarak iPhone 15 serisi için gündeme gelmişti. Sonrasında iPhone 16 ve 17 serileriyle ilgili benzer beklentiler konuşuldu. Ancak Face ID’nin tamamen ekran altına alınması için donanımın belli bir olgunluğa ulaşması gerekiyordu. Görünen o ki, Apple bu eşiği iPhone 18 serisiyle geçmeyi hedefliyor.
Yine de bu geçişin sorunsuz olacağına dair net bir garanti henüz bulunmuyor. Apple’ın mühendislik ekibi, yüz tanıma güvenliğinden ödün vermeden bu sistemin çalışmasını sağlamak zorunda. Kızılötesi tarayıcıların ekran altından yeterli doğrulukla çalışabilmesi, projenin kaderini belirleyecek en önemli etken. Aksi durumda, bu geçiş daha ileri bir modele ertelenebilir.
Yeni ekran yapısı sayesinde Apple, ekran üzerindeki tüm fiziksel boşlukları ortadan kaldırmayı hedefliyor. Dynamic Island olarak bilinen alan bu geçişle birlikte tamamen devre dışı bırakılabilir. Bu da daha sade, daha işlevsel ve dikkat dağıtmayan bir kullanıcı deneyimi sunabilir. Ekranın bütünlüğü artırılırken, kullanıcı alışkanlıklarının korunması da Apple’ın öncelikleri arasında.
Tüm bunların yanında, bu teknolojik yenilik, sadece tasarımı değil, cihazın donanımsal yapısını da doğrudan etkiliyor. Ekran altına yerleştirilecek bileşenlerin termal yönetimi ve enerji tüketimi gibi konular Apple için ayrı bir optimizasyon alanı oluşturuyor. Prototip testlerinin tamamlanmasının ardından bu sorunlara nasıl çözümler getirileceği daha net anlaşılacak. Bu geçişin başarısı, önümüzdeki yıllarda tüm iPhone modellerine yayılıp yayılmayacağını da belirleyecek.