Intel, yapay zekâ destekli görüntü iyileştirme teknolojisi XeSS’in (Xe Super Sampling) benimsenme oranında önemli bir eşiği geride bıraktı. Şirketin ilk olarak 2022’de Arc grafik kartlarıyla birlikte duyurduğu bu teknoloji, artık 200’den fazla oyunda aktif olarak kullanılıyor. XeSS, özellikle yüksek çözünürlüklü oyun deneyimini daha düşük sistem kaynaklarıyla sunmayı hedefliyor. Bununla birlikte, ikinci nesil XeSS olan XeSS 2’nin desteklendiği oyun sayısı henüz sınırlı düzeyde kalmış durumda.
Yeni nesil XeSS 2 teknolojisi, Intel’in Battlemage kod adlı grafik mimarisiyle birlikte sunuluyor. Bu sürüm, sadece çözünürlük yükseltmeyle sınırlı kalmayarak, kare üretimi (Frame Generation) ve düşük gecikme (Xe Low Latency) gibi iki önemli özellikle performansı daha ileriye taşıyor. Şirket, bu üçlü yapının oyunlarda ciddi performans kazanımları sunduğunu iddia ediyor. Örneğin Intel Arc B580 grafik birimiyle yapılan testlerde, Diablo IV’te dört kata kadar performans artışı gözlemlenmiş.
XeSS 2 SDK’sı geliştiricilere daha hızlı entegrasyon olanağı sunuyor
Ayrıca Assassin’s Creed: Shadows gibi daha yeni oyunlarda da, aynı grafik donanımıyla 2,4 katlık bir iyileşme sağlandığı belirtiliyor. Bu performans artışının temelinde yapay zekâ destekli yeniden yapılandırma algoritmalarının olduğu görülüyor. Intel, özellikle düşük kare hızlarında çalışan oyunları, oynanabilir seviyeye çıkarmak için XeSS 2’nin etkili olduğunu savunuyor. Öte yandan, teknoloji henüz tüm oyunlarda kullanılabilir durumda değil.
Intel’in XeSS 2 teknolojisi sadece bağımsız grafik kartlarını değil, aynı zamanda entegre Arc GPU barındıran belirli işlemcileri de destekliyor. Özellikle Intel Core Ultra 9 285H gibi yeni nesil işlemciler, yerleşik Arc 140T grafik birimi sayesinde bu teknolojiyi doğrudan kullanabiliyor. Böylelikle entegre grafik çözümlerinde de 1080p çözünürlükte 60 FPS üzeri oyun deneyimi mümkün hale geliyor. Marvel Rivals ve Hogwarts Legacy gibi örneklerde bu fark daha net şekilde görülebiliyor.
Intel, gecikmeyi düşürmek amacıyla geliştirdiği Xe Low Latency bileşeninin de altını çiziyor. Şirkete göre, bu bileşen tek başına ortalama yüzde 45 oranında daha az gecikme sağlıyor. Bu da oyuncu girişlerine daha hızlı tepki veren bir sistem anlamına geliyor. Özellikle çevrim içi rekabetçi oyunlarda bu fark doğrudan hissedilebiliyor. Her şeye rağmen bu teknoloji, henüz DLSS kadar yaygınlaşmış değil.
Geliştirici tarafında ise Intel’in XeSS 2 SDK’sı kısa süre önce yayımlandı. Bu araç, geliştiricilerin oyun motorlarına XeSS 2’yi daha hızlı entegre edebilmesini sağlıyor. Unreal Engine ve Unity gibi popüler platformlar için hazır eklentiler içeren SDK, uygulama sürecini önemli ölçüde sadeleştiriyor. Ancak kaynak kodun kapalı olması, bazı geliştiriciler açısından kısıtlayıcı olabilir.
DLSS’in geniş kabul görmesi, teknolojinin rakiplerine karşı avantajını pekiştirmiş durumda. Intel ise XeSS 2 ile benzer bir yaygınlığa ulaşmayı hedefliyor. Ne var ki, teknolojinin yalnızca Windows işletim sistemi üzerinde çalışması, taşınabilirlik açısından bazı sınırlamalar doğuruyor. AMD’nin açık kaynaklı FSR teknolojisiyle kıyaslandığında, bu kapalı yapı Intel açısından belirli dezavantajlar içeriyor.
Bununla birlikte, XeSS’in desteklendiği oyunlar listesi gün geçtikçe büyümeye devam ediyor. Şu an için F1 24, Civilization VII, S.T.A.L.K.E.R. 2 gibi yüksek profilli oyunlar bu teknolojiyi destekliyor. Özellikle sistem gereksinimleri yüksek oyunlarda, XeSS sayesinde düşük donanımla dahi daha akıcı bir deneyim elde edilebiliyor. Bu da dizüstü bilgisayar ve taşınabilir oyun cihazları için önemli bir avantaj yaratıyor.
Intel’in bu alanda ilerleyebilmesi için oyun stüdyolarıyla daha yakın çalışması ve çapraz platform desteğini artırması önem taşıyor. XeSS 2’nin açık kaynaklı olmaması ve Linux desteğinin bulunmaması, kullanıcı ve geliştirici tarafında benimsenmeyi yavaşlatabilir. Tüm bunların yanında, XeSS’in oyun performansına olan katkısı göz ardı edilemeyecek düzeyde. Bu durum, teknolojinin geleceği açısından umut verici bir tablo ortaya koyuyor.