Honda, son yıllarda otomotiv dışındaki alanlara da yönelerek teknolojik bir dönüşüm süreci içinde yer alıyor. Bu dönüşümün önemli ayaklarından biri ise uzay teknolojileri alanındaki girişimleri olarak öne çıkıyor. Şirket, Japonya’nın Hokkaido bölgesindeki Taiki kasabasında bulunan test tesisinde geliştirdiği yeniden kullanılabilir roketi başarıyla fırlatıp yere indirmeyi başardı. Bu test, Honda’nın uzay çalışmalarındaki en somut adımlarından biri olarak kayda geçti.
Roket, fırlatma sırasında 1.270 kilogramdan fazla ağırlığa sahipti ve yaklaşık 6,3 metre uzunluğundaydı. Yapılan açıklamaya göre, uçuş sırasında 271 metreye kadar yükselen araç, toplamda 56,6 saniye havada kaldı. Ardından, açılabilir dört bacak üzerine, hedeflenen iniş noktasına yalnızca 37 santimetre uzaklığa kontrollü bir şekilde iniş yaptı. Bu, roket teknolojileri için yüksek hassasiyet anlamına geliyor.
Honda, gelecekte yörünge altı fırlatmalara ulaşmayı hedefliyor
Honda’nın bu alandaki faaliyetleri yeni sayılmaz; şirket ilk olarak 2021 yılında uzaya yönelik hedeflerini duyurmuştu. Ancak o tarihten bu yana çalışmaların büyük kısmı kamuoyuna kapalı yürütüldü. Geliştirilen sistemde, Honda’nın daha önce otonom sürüş sistemleri başta olmak üzere farklı alanlarda kullandığı teknolojilerden de yararlanıldığı ifade ediliyor. Bu yaklaşım, mevcut mühendislik bilgisini uzay uygulamalarına aktarma açısından dikkat çekici.
Her ne kadar bu test, düşük irtifalı bir uçuş olsa da, Honda bunu temel bir araştırma aşaması olarak değerlendiriyor. Şirket, bu çalışmanın bir ticari ürün haline gelip gelmeyeceğine dair şu an için net bir karar vermiş değil. Yine de, açıklamalarda 2029 yılına kadar yörünge altı uçuş yapabilecek seviyeye ulaşmanın hedeflendiği belirtiliyor. Bu da Honda’nın, önümüzdeki dört yıl boyunca bu alana ciddi kaynak ayırmaya devam edeceği anlamına geliyor.
Yörünge altı uçuşlar, uzay turizmi ya da deneysel yük taşımacılığı gibi alanlarda kullanılsa da, uyduların yörüngeye yerleştirilmesi için yeterli irtifaya ulaşılamıyor. Bu nedenle, Honda’nın bu sistemleri bir sonraki aşamaya taşıyıp taşımayacağı da merak konusu. Öte yandan, şirket bu teknolojilerin doğrudan ticarileştirilmesinden ziyade, Ar-Ge faaliyetleri yoluyla yeni nesil uygulamalara temel oluşturmasını önceliyor olabilir. Geliştirilen sistemler, sadece roketlerde değil, başka yüksek hassasiyet gerektiren alanlarda da kullanılabilir.
Taiki kasabasındaki test alanı da bu süreçte önemli bir rol oynuyor. Japonya Uzay Araştırma Ajansı (JAXA) ile yapılan iş birlikleri sayesinde kasaba, son yıllarda bir “uzay kasabası” kimliği kazandı. Kamu ve özel sektör iş birliği ile geliştirilen altyapı, Honda gibi şirketlerin uzay projeleri için uygun bir zemin sunuyor. Bu bağlamda Honda, yerel iş birliklerinden yararlanarak testlerini daha güvenli ve verimli biçimde sürdürebiliyor.
Şirketin bu alandaki çalışmaları sadece bir prototip geliştirmenin ötesine geçebilir. Her şeye rağmen, Honda henüz bu teknolojileri piyasaya sunma konusunda kesin bir takvim açıklamış değil. Fakat testlerin başarılı geçmesi, bu projelere olan iç motivasyonun sürdüğünü gösteriyor. Özellikle maliyet, üretim kapasitesi ve regülasyonlar konusundaki gelişmeler, sonraki adımları belirleyecek gibi duruyor.
Honda’nın uzay alanına yönelmesinin ardında yalnızca bilimsel bir merak bulunmuyor. Şirket, önümüzdeki yıllarda uyduların çok daha yaygın hale geleceğini ve bu altyapıların kendi sektörlerini de destekleyeceğini düşünüyor. Otomotiv, enerji ve iletişim gibi alanlarda artan veri ihtiyacı, uzay tabanlı çözümleri daha cazip hale getiriyor. Bu nedenle Honda, gelecekte uydular aracılığıyla desteklenen servis ağlarını oluşturma fikrine uzak değil.