Google, Android kullanıcılarının her gün kullandığı Telefon uygulamasını yeni bir özellikle zenginleştirdi. “Kişi Kartları” adını taşıyan bu özellik, arama ekranlarını tamamen kişiselleştirmeye imkân tanıyor ve iPhone’daki Contact Poster ile benzer bir işlev görüyor.
Google’ın bu yeniliği, Material 3 tasarım dilinin bir yansıması olarak karşımıza çıktı. Şirket, geçtiğimiz yıl Expressive arayüz testleri yaparken Kişi Kartları’nı ilk kez göstermişti. Şimdi ise Telefon uygulamasının v188 sürümüyle birlikte kademeli şekilde dağıtım başladı. Buna rağmen her kullanıcının aynı anda erişim sağlaması mümkün değil. Tüm bunların yanında dağıtımın haftalara yayılması, güncellemeyi bekleyenleri sabırlı olmaya zorluyor.
Google Telefon uygulaması Kişi Kartları ile arama ekranını daha dikkat çekici hâle getiriyor
Kullanıcıların özelliği etkinleştirmesi oldukça kolay. Telefon uygulamasında açılan bilgilendirme banner’ına dokunarak Kişi Kartları menüsüne ulaşılabiliyor. Bunun yanı sıra Kişiler uygulamasında da aynı özellik bulunuyor ve buradan düzenleme yapmak mümkün oluyor. Seçilen görseller için cihaz kamerası, galeri ya da Google Fotoğraflar tercih edilebiliyor. Bu esneklik, kullanıcılara farklı seçenekler sunuyor ve arama ekranını daha kişisel kılıyor.
Kişi Kartları, yalnızca görsellerle sınırlı değil. Kullanıcı, farklı yazı tipleri ve renk seçenekleriyle isimleri öne çıkarabiliyor. Ne var ki iOS’taki Contact Poster özelliğiyle kıyaslandığında Android tarafında bazı farklar bulunuyor. iPhone kullanıcıları kendi kartlarını karşı tarafa gönderebilirken, Android’de bu mümkün değil. Kişi Kartları sadece cihaz sahibine özel çalışıyor ve karşı taraf düzenleme yapamıyor.
Bu durum, kullanım deneyimini daha bireysel hale getiriyor. Her bir kişi için ayrı ayrı kart oluşturmak gerekiyor, bu da bazı kullanıcılar için zaman alıcı olabilir. Buna rağmen arama ekranını kişisel tercihlerle renklendirmek isteyenler için oldukça cazip bir seçenek ortaya çıkıyor. Öte yandan kartların karşı tarafla paylaşılamaması, sosyal yönü sınırlı bırakıyor. Tüm bunların yanında kullanıcıların kendi cihazlarında kontrolü tamamen ellerinde tutmaları da bir avantaj sayılabilir.
Kişi Kartları, görselliği ön plana çıkararak arama ekranını daha estetik hale getiriyor. Geleneksel küçük fotoğraf kutucukları yerine tam ekran görsellerin görünmesi, farkı net şekilde ortaya koyuyor. Bunun yanında yazı tipleriyle yapılan kişiselleştirme, görsel deneyimi daha da güçlendiriyor. Her ne kadar basit bir yenilik gibi görünse de bu değişiklik, iletişim deneyimini kullanıcıların beğenisine uygun hale getiriyor. Bu bağlamda görsel estetik, işlevsellikle birleşiyor.
Google, yalnızca Kişi Kartları ile yetinmedi ve Telefon uygulamasına yeni bir özellik daha ekledi. “Mesaj Bırak” adı verilen bu özellik, aramaya cevap verilemediğinde otomatik olarak devreye giriyor. Arayan kişiye sesli mesaj bırakma imkânı tanınıyor. Kullanıcı dilerse hazır mesajları tercih ediyor ya da kendi sesini kaydediyor. Tüm bunların yanında mesaj deneyimi, aramayı kaçıran taraf için iletişimi sürdürme fırsatı veriyor.
Mesaj Bırak özelliği yalnızca sesli mesajla sınırlı değil. Aynı zamanda sesli kayıtların yazıya dönüştürülmesi sağlanıyor. Bu sayede kullanıcı, aramayı yanıtlayamamış olsa bile mesajı metin olarak hızlıca görebiliyor. Kayıtların tamamı Telefon uygulamasının Son Aramalar bölümünde tutuluyor. Google, tüm verilerin yalnızca cihazda saklandığını özellikle vurguluyor. Buna ek olarak gizlilik hassasiyetine önem verenler için güven verici bir detay ortaya çıkıyor.
Özelliğin desteklediği cihazlar da dikkat çekiyor. Pixel 4 ve daha yeni telefonlar bu özelliğe erişebiliyor. Pixel Watch 2 ve sonraki modeller, Pixel 6 ya da daha güncel telefonlarla eşleştirildiğinde aynı özellik aktif oluyor. Bu, Google’ın cihaz ekosistemi içinde işlevleri birbirine bağladığını gösteriyor. Tüm bunların yanında yalnızca belirli cihazlarla sınırlı kalması, daha geniş kullanıcı kitlesini beklemeye bırakıyor.
Kişi Kartları ve Mesaj Bırak, Android’in arama deneyimini daha esnek ve kişisel hale getiriyor. Buna rağmen iOS ile kıyaslandığında bazı sınırlar göze çarpıyor. Yine de Google’ın düzenli güncellemelerle Telefon uygulamasını geliştirmesi, kullanıcıların iletişim deneyimini daha keyifli bir noktaya taşıyor. Bu yeniliklerin temel amacı, aramaları yalnızca işlevsel değil, aynı zamanda görsel açıdan da tatmin edici hale getirmek oluyor.
