Google, anti-kurumsal çeşitlilik karşıtı görüşleriyle bilinen Robby Starbuck tarafından açılan ve yapay zekâ sisteminin iftira niteliğinde sonuçlar ürettiği iddiasına dayanan davanın düşürülmesi için mahkemeye başvuruda bulundu. Starbuck, Google’ın yapay zekâ araçlarının kendisini cinsel saldırı suçlamaları ve beyaz üstünlükçü bir isimle bağlantılı gösterdiğini öne sürüyor.
Bununla birlikte Starbuck’ın daha önce Meta’ya karşı da benzer gerekçelerle dava açtığı biliniyor. Meta’ya yönelttiği suçlamalarda, şirketin yapay zekâsının kendisini 6 Ocak 2021’de ABD Kongre Binası’nda yaşanan olaylara katılmış gibi gösterdiğini iddia etmişti. Ancak Meta, bu davayı Ağustos ayında uzlaşmayla sonlandırdı. Üstelik The Wall Street Journal’ın haberine göre, şirket Starbuck’ı daha sonra kendi yapay zekâ sohbet botlarındaki “ideolojik ve politik önyargıları” gidermek amacıyla danışman olarak bile işe aldı.
Google, davayı “yanıltıcı kullanım” olarak nitelendiriyor
Robby Starbuck, Google’dan toplamda 15 milyon dolarlık tazminat talep ediyor. Fakat Google’ın mahkemeye sunduğu dilekçeye göre, Starbuck’ın iddiaları, geliştirici araçlarının “yanlış kullanımından” kaynaklanan yapay zekâ halüsinasyonlarından ibaret. Şirket, Starbuck’ın söz konusu iddialara yol açan istem (prompt) ifadelerini paylaşmadığını ve bu içeriklerden etkilenen herhangi bir gerçek kişi örneği sunmadığını belirtiyor.
Buna rağmen davanın yargı süreci devam ediyor ve Starbuck şu aşamada kamuoyuna bir açıklama yapmış değil. Google’ın, Meta gibi uzlaşma yoluna gidip gitmeyeceği şu an için belirsizliğini koruyor. Ancak mevcut durumda şirketin tercihi, iddialarla doğrudan mahkeme yoluyla mücadele etmek yönünde oldu.
Buna ek olarak, ABD’de bugüne kadar hiçbir mahkemenin, bir yapay zekâ sohbet botunun ürettiği içerikler nedeniyle açılan iftira davasında davacıya tazminat ödemesi yönünde karar vermediği bilgisi de dikkat çekiyor. Bu durum, yapay zekâ sistemlerinin hukuki sorumluluğuna dair sınırların hâlâ netleşmediğine işaret ediyor.
Öte yandan bu davaların, yapay zekâ teknolojilerinin etik kullanımı, içerik güvenliği ve geliştirici sorumluluğu konularında daha geniş kapsamlı yasal ve toplumsal tartışmaları da beraberinde getirdiği görülüyor. Özellikle içerik üretiminde yer alan yapay zekâ modellerinin hangi koşullarda sorumlu tutulabileceği konusu, hem teknoloji şirketleri hem de hukuk çevreleri için giderek daha kritik bir mesele hâline geliyor.








