Nintendo, henüz duyurusunu yapmadığı dönemde Switch 2 modeli hakkında yapılan sızıntılar ve izinsiz tanıtımlara karşı sessiz kalmadı. Üçüncü taraf üretici Genki’nin, CES 2025 etkinliğinde sergilediği 3D baskı Switch 2 maketi, ortalığı karıştırmıştı. Henüz resmiyet kazanmamış bir cihazın birebir kopyasının kamuoyuna sunulması, Nintendo cephesinde rahatsızlık yaratmıştı. Olaylar kısa sürede hukuki boyuta taşınırken, Genki tarafından yapılan bu hamle marka sınırlarının ne kadar kolay aşılabildiğini bir kez daha gözler önüne sermişti.
Tanıtımda kullanılan maket, yalnızca görünüm açısından değil, üzerinde taşıdığı Switch 2 logosuyla da dikkat çekmişti. Bununla birlikte Genki, yalnızca maketle yetinmedi ve Switch 2 ismini doğrudan kullanarak bazı aksesuarlarını ön siparişe açmıştı. Nintendo, bu tanıtımların ürün hakkında yanıltıcı izlenim yarattığını savundu. Her ne kadar konsol henüz duyurulmamış olsa da, kamuoyunun kafasında ürünün gerçekliği konusunda net bir tablo oluşturmuş ve bu da Nintendo’nun, fikri mülkiyetini koruma refleksini harekete geçirmişti.
Genki Nintendo’nun açtığı davayı kaybetti
Tüm bu gelişmelerin ardından, Nintendo Mayıs 2025’te Genki’ye karşı yasal süreç başlatmıştı. Dava dosyasında marka ihlali, haksız rekabet ve yanıltıcı reklam gibi suçlamalara yer verildi. Nintendo, Genki’ye herhangi bir teknik detay sağlamadığını açıkça belirtti. Buna rağmen şirketin, Switch 2 ile “tam uyumlu” olduğunu öne sürdüğü ürünler geliştirmesi ciddi sorunlara yol açtı. Nintendo, ya teknik bilgilere yasa dışı yollardan ulaşıldığını ya da ürünlerin gerçekte bu uyumluluğa sahip olmadığını iddia etti. Bu iddialar, dava sürecinin sertleşmesine neden oldu.
Genki ise, Switch 2’ye lansman öncesinde erişmediğini ve geliştirdiği maketin tamamen bağımsız biçimde hazırlandığını ifade etti. Ancak bu savunma, kamuoyu nezdinde oluşan algıyı değiştirmedi. Nintendo’nun markası etrafında gelişen bu karmaşa, özellikle sadık kullanıcı kitlesi göz önünde bulundurulduğunda daha da hassas hale geldi. Bu noktada her iki taraf da mahkeme sürecinin daha fazla uzamasını istemedi. Nihayetinde, karşılıklı bir uzlaşmayla dava dosyası kapatıldı.
Uzlaşma kapsamında Genki’nin çatı şirketi Human Things’in Nintendo’ya tazminat ödemeyi kabul ettiği açıklandı. Tazminat miktarı resmi olarak paylaşılmadı ancak maddi yükümlülüklerin yanı sıra bazı sınırlamalar da yürürlüğe girdi. Genki, artık ürünlerinde Nintendo’nun isimlerine benzer ibareleri kullanamayacak. Nintendo, özellikle “Genki Direct” ve “Genki Glitch 2” gibi ürün adlarının tüketicilerde kafa karışıklığı yarattığını ileri sürdü. Bu ifadelerin, şirketin marka sadakatine zarar verdiği ve haksız rekabete yol açtığı vurgulandı. Tüm bunlara ek olarak Genki, iletişim dilini de yeniden şekillendirmek zorunda kaldı.
Yeni anlaşma sayesinde, Genki bazı durumlarda Nintendo ismini kullanma hakkını koruyor. Ancak bu kullanım yalnızca “nominatif adil kullanım” çerçevesinde geçerli olacak. Yani şirket, ürünlerin gerçekten Nintendo cihazlarıyla teknik olarak uyumlu olduğunu kanıtladığında bu ismi kullanabilecek. Bunun dışındaki kullanımlar, doğrudan ihlal olarak değerlendirilecek. Bu durum, gelecekteki tanıtım faaliyetleri açısından Genki’ye daha dikkatli bir yaklaşım zorunluluğu getiriyor. Aksi hâlde yeni bir dava süreci kaçınılmaz olabilir.
Nintendo’nun açtığı bu dava, sektördeki diğer üçüncü taraf üreticilere de açık bir mesaj niteliği taşıyor. Henüz piyasaya sunulmamış ürünler hakkında yapılan her paylaşım, yalnızca tanıtım faaliyeti olarak değerlendirilmiyor. Fikrî mülkiyetin sınırları, özellikle büyük markalar söz konusu olduğunda çok daha keskin çizgilerle belirleniyor. Genki’nin yaşadığı süreç, bu konuda bir örnek teşkil ediyor. Şirketlerin bu çerçevede daha temkinli hareket etmesi gerekiyor.
Genki açısından bakıldığında, bu uzlaşma hem mali hem de operasyonel sonuçlar doğuracak. Tazminat ödemesinin yanı sıra marka kullanımı konusundaki sınırlamalar da şirketin ürün planlamasını doğrudan etkileyecek. Bununla birlikte kamuoyunda oluşan güven kaybı da göz ardı edilmemeli. Özellikle Nintendo ile ilişkilendirilen ürünlerde, kullanıcılar artık daha temkinli davranabilir. Şirketin, yeniden itibar kazanabilmesi için iletişim stratejilerini gözden geçirmesi gerekecek.
