Samsung’un önümüzdeki ocak ayında tanıtacağı Galaxy S26 serisi henüz resmiyet kazanmadan gündemi belirliyor. Bu kez dikkatler prototip çizimlerde değil, doğrudan aksesuar sızıntılarında yoğunlaşıyor. Ortaya çıkan kılıflar ve kamera koruma filmleri, serinin tasarım çizgisinde farklılıklar olacağını işaret ediyor. Sızıntılar, Samsung’un Galaxy S25 ile devam eden sade tasarım anlayışından uzaklaşacağını açıkça ortaya koyuyor. Tüm bunların yanında, kullanıcıların cihazlardan beklediği yenilikler de yeniden tartışmaya açılıyor.
Galaxy S26 ailesinin üç modelle pazara sunulacağı konuşuluyor: Galaxy S26 Pro, Galaxy S26 Ultra ve Galaxy S26 Edge. Edge modelinin bazı pazarlarda Galaxy S26 Air olarak adlandırılabileceği iddiası da gündeme taşınıyor. Bu durum, serinin isimlendirme tarafında da farklılıklar yaşanabileceğini düşündürüyor. Bununla birlikte en dikkat çekici değişiklikler tasarım tarafında karşımıza çıkıyor. Çünkü özellikle Edge modelinde yenilikçi bir çizgi benimsenmiş görünüyor.
Galaxy S26 Edge modeli kamera barıyla öne çıkıyor
Daha önce ortaya çıkan görseller, Pro ve Ultra modellerinde ayrı lenslerin yer aldığı klasik kamera düzeninin korunacağını ortaya koymuştu. Buna rağmen Edge modelinde alışılmış çizginin dışına çıkan bir yaklaşım benimseniyor. Kamera barının yatay şekilde arka yüzeyi kaplaması, Galaxy S serisinde daha önce uygulanmamış bir tasarımı işaret ediyor. Ne var ki Pro ve Ultra modelleri, bu farklılığa rağmen daha geleneksel bir duruş sergiliyor. Dolayısıyla kullanıcılar, seride aynı anda hem yenilikçi hem de güvenli tercihleri bulabilecek.

Ünlü sızıntı kaynağı Ice Universe tarafından paylaşılan kamera koruma filmleri, Edge modelindeki bu farklılığı net biçimde gözler önüne seriyor. Samsung’un Galaxy S serisinde bugüne kadar tercih etmediği bir düzen ilk kez uygulanacak gibi duruyor. Pro ve Ultra’da kullanılan kamera adalarının ise alışıldık çizgide devam ettiği görülüyor. Bunun yanında Edge modelinde deneysel bir tasarımın ön plana çıkması dikkat çekiyor. Böylece seride tasarım yönünden iki farklı çizgi aynı anda korunmuş oluyor.
Kılıf sızıntılarında ortaya çıkan başka bir detay ise manyetik halkalar oluyor. Bu halkalar, kablosuz şarj bobinlerinin hizalanmasını daha kolay hale getiriyor. Bunun yanı sıra, aksesuarların telefona daha pratik şekilde uyum sağlamasına imkan tanıyor. Böyle bir yenilik, cihazla uyumlu aksesuar kullanımını daha işlevsel kılabilir. Öte yandan bu detayın özellikle Edge modeline özgü kalması ihtimali de gündemde yer alıyor.

Samsung’un bu hamlesi, Google’ın Pixel 10 modeliyle uyguladığı çözüme benzerlik taşıyor. Kullanıcıların aksesuar deneyimini iyileştirme amacı burada açıkça görülüyor. Bunun yanında Ultra modelinde S Pen yuvası bulunduğu için aynı desteğin sunulup sunulmayacağı belirsizliğini koruyor. Bu noktada modeller arasında aksesuar desteği açısından farklılıkların oluşması şaşırtıcı olmayabilir. Dolayısıyla kullanıcıların satın alma kararlarında bu ayrıntı önemli bir rol üstlenebilir.
Her şeye rağmen son sertifikasyon belgeleri, Galaxy S26 serisinde hızlı şarj beklentilerinin karşılanmayacağını ortaya koyuyor. 3x telefoto kamerada da kayda değer bir iyileştirme görünmüyor. Buna rağmen aksesuarların şimdiden ortaya çıkması, tasarımın büyük ölçüde tamamlandığını işaret ediyor. Tüm bunların yanında, isimlendirme ve pazarlama tarafındaki belirsizliklerin halen sürdüğü anlaşılıyor. Bu da cihazların son aşamada farklı detaylarla karşımıza çıkabileceğini düşündürüyor.
Serinin çeşitliliği bu noktada önem kazanıyor. Edge modelinin yenilikçi kamera barı ve manyetik destekle farklılık arayanlara hitap etmesi bekleniyor. Pro ve Ultra modelleri ise daha tanıdık tasarımıyla kullanıcıların güvenli tercihlerini koruyacak gibi görünüyor. Bu tablo, Samsung’un aynı seride farklı kullanıcı profillerine seslenmesini mümkün kılıyor. Böylece hem yenilik isteyenler hem de klasik tasarımdan kopmak istemeyenler aynı aile içinde seçenek bulabiliyor.
Tüm bunların yanında aksesuar üreticilerinin bu kadar erken harekete geçmesi de dikkat çekici. Özellikle kılıf ve cam film görsellerinin sızdırılması, cihazların boyut ve tasarım detaylarının kesinleştiğini gösteriyor. Bu durum, Samsung’un üretim sürecini hızlandırdığını da düşündürüyor. Öte yandan erken gelen bu sızıntılar, kullanıcıların beklentilerini şimdiden şekillendirmeye başladı. Bu da seriye olan ilginin lansman öncesinde artmasına yol açıyor.