Teknoloji

Galaxy S25 Ultra’nın yeni kamera tasarımı, kullanıcıların canını sıkıyor

galaxy s25 ultra inceleme s26

Samsung, Galaxy S25 serisi ile birlikte hem donanım hem de tasarım açısından bazı küçük ama anlamlı değişikliklere imza attı. Bu değişikliklerden biri de, arka kamera modülünün çevresini saran halkaların yeniden tasarlanması oldu. Önceki nesilde daha ince ve zarif bir formda olan bu halkalar, yeni modellerde kalınlaştırıldı ve yüzeylerine belirgin bir tırtıklı desen eklendi. Görsel farklılık yaratmak adına yapılan bu değişim, ilk bakışta yeni nesil telefonlarla eski modeller arasındaki farkı vurgulamak amacı taşıyor gibi görünüyordu.

Bu değişiklik yalnızca estetik açıdan değerlendirilmedi. Arka kamera tasarımı, genellikle telefonun genel görünümünü etkileyen önemli unsurlardan biri olarak görülür. Samsung’un bu halkaları daha kalın hale getirmesi, önceki modellerle arasında görsel bir ayrım oluşturmak için yapılmış olabilir. Ancak ortaya çıkan bilgiler, bu yeni halkaların yalnızca yüzeysel bir değişim olduğunu gösteriyor. Zira telefonun içinde, eski halkaların hâlâ yerinde durduğu ve yenilerin bunların üzerine yapıştırıldığı anlaşılıyor.

Sosyal medyada paylaşılan bazı kullanıcı deneyimleri, bu tasarım değişiminin düşündüğünden daha sorunlu sonuçlara yol açtığını ortaya koyuyor. Galaxy S25 Ultra kullanan bir kullanıcı, cihazının kamerasındaki yeni halkanın kendiliğinden yerinden çıktığını aktardı. Cihazın herhangi bir darbeye ya da fiziksel müdahaleye maruz kalmadığını belirten kullanıcı, yaşadığı durumun şaşırtıcı olduğunu vurguladı. Bu tür sorunların, özellikle amiral gemisi sınıfındaki bir cihazda yaşanması kabul edilebilir değil.

Yeni kamera halkalarının eski halkaların üzerine yapıştırılmış olması kullanıcıların tepkisini artırıyor

Paylaşılan görsellerde, halkası çıkan kameranın altında, Galaxy S24 serisindekine benzer bir iç yapının durduğu görülüyor. Bu durum, Samsung’un aslında tamamen yeni bir kamera tasarımı üretmek yerine, mevcut yapının üzerine ek bir katman yerleştirdiğini gösteriyor. Yapıştırma yöntemiyle monte edilen bu halkaların zamanla gevşemesi ya da çıkması ise, kalite kontrol süreçlerinin yeterli düzeyde işlemediği izlenimini uyandırıyor. Cihazın fiyatının 1000 dolar seviyesinin üzerinde olması da, yaşanan sorunun kullanıcı üzerindeki etkisini artırıyor.

Servis deneyimi de bu tabloyu pekiştiriyor. Aynı kullanıcı, halkası çıkan cihazı yetkili bir Samsung servis merkezine götürdüğünü ancak servis biriminin ellerinde yedek halka bulunmadığını bildirdi. Sorunun çözümü için yedek parça siparişi verildiği, kullanıcının ise ilerleyen günlerde tekrar servise gelmesinin istendiği aktarıldı. Premium sınıf bir cihazda bu tür bir süreçle karşılaşmak, beklentilerin altında bir kullanıcı deneyimiyle sonuçlanıyor. Bu da Samsung’un satış sonrası destek sistemine yönelik eleştirileri beraberinde getiriyor.

Servis deneyimi de bu tabloyu pekiştiriyor. Aynı kullanıcı, halkası çıkan cihazı yetkili bir Samsung servis merkezine götürdüğünü ancak servis biriminin ellerinde yedek halka bulunmadığını bildirdi. Sorunun çözümü için yedek parça siparişi verildiği, kullanıcının ise ilerleyen günlerde tekrar servise gelmesinin istendiği aktarıldı. Premium sınıf bir cihazda bu tür bir süreçle karşılaşmak, beklentilerin altında bir kullanıcı deneyimiyle sonuçlanıyor. Bu da Samsung’un satış sonrası destek sistemine yönelik eleştirileri beraberinde getiriyor.

Yeni halka tasarımının cihazın genel ağırlığını da artırdığı düşünülüyor. Hem içteki orijinal halka hem de onun üzerine yerleştirilen kalın dış halka, yapısal olarak fazladan bir katman anlamına geliyor. Üstelik bu eklenti yalnızca görsel bir değişiklik sağladığı için işlevsel bir katkı sunmuyor. Hal böyle olunca, kullanıcıların bu tasarımı gereksiz ve sorunlu bulmaları anlaşılır hale geliyor.

Bu noktada, Samsung’un Galaxy S26 serisinde nasıl bir yol izleyeceği merak konusu. Mevcut durumda görülen sorun, tasarımsal bir yenilikten çok, mevcut yapının üzerine yapılan yüzeysel bir eklentiye benziyor. Bu tür geçici çözümler, uzun vadede hem marka algısını hem de kullanıcı sadakatini olumsuz etkileyebilir. Gelecek modellerde, estetik kaygıların işlevsellikten önce gelmediği bir yaklaşım benimsenmesi beklentiler arasında yer alıyor.

Samsung’un geçmişte tasarım değişiklikleri konusunda daha köklü adımlar attığı biliniyor. Bu defa tercih edilen yöntem ise, önceki çözümlere göre daha yüzeysel kalıyor. Kamera modülünün sadece dış yüzeyinde yapılan bu tür değişiklikler, genel ürün kalitesiyle uyumsuzluk yaratıyor. Üstelik bu tür sorunlar kullanıcı tarafından doğrudan fark edilebildiği için memnuniyetsizlik kısa sürede yaygınlaşıyor.

Galaxy S25 Ultra gibi üst segment bir modelde, kullanıcıların daha rafine bir tasarım ve daha sağlam bir yapı beklemesi doğal. Yapıştırılan kamera halkalarının zamanla çıkması, yalnızca estetik değil aynı zamanda dayanıklılık açısından da bir sorun haline geliyor. Samsung’un bu sorunu ilerleyen üretim partilerinde sessizce çözmesi mümkün olsa da, şimdilik ilk kullanıcılar bu durumun olumsuz sonuçlarını yaşıyor.