Samsung Galaxy S25 FE, Türkiye’de 39.999 TL başlangıç fiyatıyla satışa çıktığında dikkatler hemen bu modele çevrildi, çünkü tüketicilerin aklındaki soru çok netti: Amiral gemisine bu kadar yakın bir deneyimi daha uygun fiyata almak gerçekten mümkün mü? İlk bakışta S25 FE’nin tasarımı, Galaxy S25 Plus ile neredeyse birebir benziyor ve elde tutuş hissi de üst segmenti aratmıyor. Ancak asıl cazibeyi yaratan nokta, bu cihazın güçlü AMOLED ekranı, üçlü kamera sistemi ve uzun yazılım desteğini bu seviyedeki fiyatla sunması. Özellikle 7 yıl güncelleme garantisi ve Galaxy AI entegrasyonu, S25 FE’yi sadece bugün için değil uzun vadede de cazip hale getiriyor. Bunun yanında 4.900 mAh batarya ve 45W hızlı şarj desteği, günlük kullanımda güven veren bir performans sağlıyor. Elbette Exynos 2400 işlemci, en üst düzey Snapdragon çip kadar güçlü değil ancak sosyal medya, video, fotoğraf ve günlük uygulamalar için fazlasıyla yeterli görünüyor. Peki, pratikteki durum ne? Galaxy S25 FE inceleme yazısı ve videosunda, bu yeni Samsung telefonu ile ilgili detaylara yakından bakıyoruz.

Samsung Galaxy S25 FE
- 50 MP + 10 MP + 12 MP arka kamera
- 12 MP ön kamera
- Exynos 2400 işlemci
- 6.7 inç ekran
Tasarım
Galaxy S25 FE’nin tasarımına ilk kez baktığımızda hemen fark ettiğimiz şey, cihazın amiral gemisi serisine neredeyse birebir benzemesi oldu. Elde tutuş hissi sağlam, malzeme kalitesi yüksek ve detaylarda gösterilen özen oldukça dikkat çekici. Bununla birlikte gövde, Armor Aluminum çerçeve ve Gorilla Glass Victus+ ile güçlendirilmiş. Diğer yandan cihazın IP68 sertifikası sayesinde suya ve toza karşı dayanıklılık sunması, onu günlük kullanımda daha güven veren bir seçenek haline getiriyor. Ölçüleri 161.3 x 76.6 x 7.4 mm, ağırlığı ise 190 gram. Bu değerler, tek elle kullanımda dengeli bir deneyim sağlıyor. Sonuç olarak tasarımın ilk izlenimi, kullanıcısına “üst segment cihaz” hissini hemen vermesi oluyor.

Samsung, S25 FE’nin tasarımında önceki Fan Edition modellerine kıyasla daha sade ama şık bir çizgi tercih etmiş. Renk seçenekleri Beyaz, Siyah, Lacivert ve Açık Mavi ile sınırlı olsa da, mat yüzeyli kaplamalar cihaza modern bir görünüm kazandırıyor. Ancak bazı kullanıcılar bu renk yelpazesini fazla güvenli bulabilir, çünkü önceki FE modellerinde daha cesur tonlar görmüştük. Yine de mat dokunun parmak izi izlerini azaltması günlük kullanımda büyük kolaylık sağlıyor. Bununla birlikte cihazın genel görünümü minimal ve temiz, tasarım dili Samsung’un son yıllarda benimsediği düz çizgilerle örtüşüyor. Diğer yandan S25 FE, rakiplerine kıyasla daha premium bir hissi daha uygun fiyata sunuyor. Bu açıdan bakıldığında telefon, tasarımda sadeliği ve işlevselliği öne çıkarmayı başarıyor.
S25 FE’nin boyutları, Galaxy S25 Plus ile kıyaslandığında sadece milimetrik farklara sahip. Kalınlıkta 0.1 mm gibi çok küçük bir artış olsa da pratikte bu neredeyse hissedilmiyor. Ayrıca selefi S24 FE’ye göre 23 gram daha hafif olması, elde kullanımda uzun süreli rahatlık sağlıyor. Bununla birlikte cihazda 3.5 mm kulaklık girişi bulunmuyor, bu nedenle kablolu kulaklık tercih edenler için adaptör kullanmak zorunluk hâline gelecektir.. Diğer yandan microSD kart desteğinin kaldırılması, özellikle geniş depolama ihtiyacı olan kullanıcıları sınırlayabilir. Yine de Samsung’un bu tercihi, hem su geçirmezlik hem de daha ince gövde hedefleri açısından anlaşılır görünüyor. Sonuçta şirket, tasarımda dayanıklılık ve incelik arasında bir denge kurmayı başarmış.
Özetleyecek olursak Galaxy S25 FE, tasarım tarafında amiral gemisi seviyesini aratmayan bir bütünlük sunuyor. Malzeme kalitesi, IP68 sertifikası ve Victus+ cam koruma gibi unsurlar, bu modeli fiyatına göre çok güçlü kılıyor. Bununla birlikte renk seçeneklerinin daha sade tutulması ve bazı geleneksel özelliklerin kaldırılması, kullanıcıların farklı yorumlar yapmasına yol açabilir. Yine de günlük kullanımda cihazın elde verdiği his, rakiplerine kıyasla daha premium bir seviyede. Tasarımın fazla gösterişli olmaması eleştirilse de, aslında bu sadelik uzun vadede daha şık bir tercih olarak öne çıkıyor. Kısacası S25 FE, tasarım bölümünde hem sağlamlığı hem de sadeliği aynı potada eritiyor ve fiyatının ötesinde bir güven hissi veriyor.
Ekran ve Ses
Galaxy S25 FE’nin ekranı, selefleri gibi geniş ve iddialı özelliklerle donatılmış. 6.7 inç Dinamik AMOLED 2X panel, yüksek çözünürlükle beraber 120 Hz’e kadar yenileme hızı desteği sağlıyor. Bununla birlikte LTPO teknolojisi sayesinde ekran yenileme hızı içeriğe göre 1 Hz ile 120 Hz arasında değişiyor. Bu özellik hem akıcı bir deneyim oluşturuyor hem de enerji tüketimini azaltıyor. Bununla birlikte sürekli açık ekran özelliğini de pile olumsuz etkide bulunmadan sürekli kullanma imkanını veriyor. Diğer yandan ekranın renk canlılığı ve kontrastı, Samsung’un yıllardır geliştirdiği AMOLED geleneğini sürdürüyor. Günlük kullanımda sosyal medya içerikleri, video akışları ve oyun deneyimi bu ekranla keyifli hâle geliyor. Kısacası S25 FE’nin ekranı, amiral gemisine çok yakın bir kaliteyi orta-üst segmentte sunuyor.

Ekranın parlaklık değeri ise üzerinde durulması gereken bir konu. Samsung, cihazın tepe parlaklığını 1900 nit olarak duyuruyor, ancak bağımsız testlerde bu seviyeye pek çıkılmadığı belirtiliyor. Ayrıca dış ortamda da cihazın bu kadar yüksek parlaklık seviyesine çıkmadığını gözlemledik. Yine de ekran, gündüz kullanımında yeterli bir parlaklık sağlıyor. Bununla birlikte Galaxy S25 veya S25 Ultra gibi modellerin güneş ışığı altında daha okunabilir olduğunu da eklemek gerekiyor. Dolayısıyla dış mekân kullanımında S25 FE, daha üst seviyedeki kardeşlerinden biraz daha geride kalabiliyor. Buna rağmen HDR içeriklerde kontrast ve renk doğruluğunun iyi seviyede olduğunu söylemeliyiz. Film ve dizi izlemek isterseniz, geniş görüş açıları sayesinde ekranın gücünü daha net biçimde hissedebilirsiniz. Diğer yandan oyunlarda hızlı tepki süresi, görsel deneyimi daha da pekiştiriyor.
Ses performansı da ekranla uyumlu şekilde tatmin edici seviyede. S25 FE, stereo hoparlörleriyle yüksek ses çıkışı ve netlik sunuyor. Bununla birlikte Dolby Atmos desteği, uyumlu içeriklerde daha geniş bir ses sahnesi oluşturuyor. Günlük kullanımda video izlerken, müzik dinlerken ya da oyun oynarken hoparlörlerin sağladığı denge fark ediliyor. Ancak çok derin baslar beklememek gerekiyor, çünkü cihazın boyutu fiziksel olarak buna izin vermiyor. Yine de ses seviyesi çoğu durumda yeterli olacaktır ve bozulma olmadan yüksek seviyede ses çıkışı sağlayabiliyor. Kulaklık tarafında ise 3.5 mm girişin olmaması kablosuz çözümleri öne çıkaracaktır. Bluetooth 5.4 desteği, daha kararlı bağlantı ve düşük gecikme imkânı getiriyor. Sonuçte ekran ve sesi birlikte ele aldığımızda S25 FE, multimedya deneyimini bu fiyat seviyesinde oldukça güçlü bir noktaya taşıyor.
Performans ve Pil
Galaxy S25 FE’nin performans tarafı, beklentileri karşılamak üzere dengeli ama aynı zamanda tartışmaya açık bir yapı sunuyor. Cihazın kalbinde Exynos 2400 işlemci yer alıyor ve bu seçim, Samsung’un amiral gemilerindeki Snapdragon yongasından daha düşük bir seviyeyi işaret ediyor. Bununla birlikte günlük kullanımda arayüz geçişleri, uygulama açılışları ve çoklu görev performansı akıcı biçimde ilerliyor. Diğer yandan sosyal medya, video izleme ve fotoğraf düzenleme gibi sıradan işlemler sırasında belirgin bir yavaşlama hissedilmiyor. Ayrıca 8 GB RAM, çoğu senaryoda yeterli oluyor fakat cihazı genellikle yoğun seviyede kullananlar için bu kapasite sınırda kalabilir. Depolama seçenekleri 128 GB ve 256 GB ile sınırlı, bu nedenle yüksek miktarda içerik üreten birisiyseniz, mutlaka daha geniş kapasiteye yönelmelisiniz. Performans tarafında S25 FE, günlük işler için güçlü bir denge kurarken en ağır görevlerde bir miktar geride kalabilir.

Oyun performansında ise farklı bir tablo karşımıza çıkıyor. Çünkü Exynos 2400, yüksek grafikli oyunları ilk etapta akıcı çalıştırsa da uzun süreli kullanımda ısınma belirtileri gösteriyor. Bu durumda işlemci kendini korumak için hızını düşürüyor ve kare hızında düşüşler yaşanabiliyor. Ancak orta ayarlarda popüler oyunları oynamak isteyenler için bu cihaz fazlasıyla yeterli oluyor. Bununla birlikte Samsung’un soğutma sisteminde yaptığı iyileştirmeler kısmen fark yaratsa da, amiral gemisi modeller kadar uzun süreli sabit performans elde edemeyebilirsiniz. Diğer yandan günlük oyuncular için bu fark pratikte büyük bir sorun yaratmayacak gibi görünüyor. Uzun süreli bir oyun maratonu planlıyorsanız, beklentilerinizi buna göre ayarlamalısınız. Bu noktada S25 FE, orta-üst segmentte oyun için uygun, ama profesyonel seviyede bir oyun telefonu değil.
Pil kapasitesi ise kullanıcıları tatmin edecek şekilde artırılmış. Galaxy S25 FE, 4.900 mAh kapasiteli pille birlikte geliyor. Bu değer, günlük kullanımda bir günü rahatlıkla çıkarmayı sağlıyor. Bununla birlikte daha hafif senaryolarda ikinci günü de görmeniz mümkün olacaktır. Ancak yoğun oyun veya uzun süreli kamera kullanımı pilin daha hızlı tükenmesine neden olabiliyor. Diğer yandan LTPO teknolojisi sayesinde ekran yenileme hızının dinamik olarak değişmesi pil ömrünü koruyor. Bu açıdan bakıldığında telefon, selefine göre belirgin bir iyileştirme sunuyor. Buna ek olarak arayüzdeki güç tasarrufu modları ve akıllı pil yönetimi, gün sonunda size ekstra süre kazandıracaktır. Sonuçta S25 FE’nin pili, segmenti için güven veren bir seviyede yer alıyor.

Şarj tarafında önemli yenilikler de göze çarpıyor. Samsung bu modelde hızlı şarj gücünü 45W seviyesine çıkarmış durumda. Uygun bir güç adaptörü kullandığınızda telefon yarım saatte yüzde 65 seviyelerine ulaşabiliyor. Bunun, önceki nesil cihazların çoğunda gördüğümüz 25W limitine göre ciddi bir gelişme olduğunu kesinlikle söyleyebiliriz. Masamızda bulunan Anker’in 200W toplam güç destekli şarj istasyonundan USB-C portunda 45W’lık güç çıkışı almak mümkün. Samsung üretimi ve yüksek hızda güç aktarımına izin veren kabloyu kullandığımızda, sadece 35 dakikada yüzde 58 seviyesinde bir pil kapasitesinin doldurulduğunu, cihazın pilinin bu zaman zarfında yüzde 1’den yüzde 59’a geldiğini gördük. Pilin tam doluluğa ulaşması ise 1-1,5 saat arası bir sürede gerçekleşiyor. Ayrıca S25 FE, 15W kablosuz şarj desteğini de sunuyor. Bunun yanında ters kablosuz şarj özelliği sayesinde kulaklık veya saat gibi aksesuarları şarj etmek mümkün oluyor. Tüm bu detayların, telefonu şarj konusunda aynı fiyat segmentindeki rakiplerine nazaran biraz daha avantajlı duruma getirdiğini söyleyebiliriz.
Galaxy S25 FE, 5G desteğiyle geliyor, yani 2026 yılının 1 Nisan’ında başlayacak yeni döneme şimdiden hazır. Ayrıca şimdiden, bulunduğunuz yerde uygun altyapı varsa mobil ağlarda yüksek hız ve düşük gecikme sağlıyor. Wi-Fi tarafında Wi-Fi 6E teknolojisine sahip; bu da hem daha geniş bantlarda daha yüksek hız hem de kalabalık ağlarda daha kararlı bağlantı anlamına geliyor. Ayrıca cihazda Bluetooth 5.4 mevcut, bu sayede kablosuz kulaklık ya da çevre birimleriyle olan bağlantılar daha düşük gecikme ile gerçekleşiyor. NFC de var; bu şekilde temassız ödemeler ya da hızlı cihaz eşleştirme işlemleri sorunsuz yapılabiliyor. Yeri geldiğinde cihaz, Wi-Fi Direct gibi özelliklerle dosya paylaşımı ya da cihazlar arası bağlantılar için alternatif yollar sunuyor. Tüm bunlar, Galaxy S25 FE’yi kablosuz iletişim açısından çağdaş ihtiyaçları karşılayabilecek bir seçenek haline getiriyor.
Yazılım ve Güvenlik
Galaxy S25 FE yazılım konusunda üst düzey bir deneyim sunuyor. Telefon Android 16 ve onun üstünde Samsung’un One UI 8 arayüzüyle çalışıyor. Bu kombinasyon, hem görsel açıdan sade hem de fonksiyonel açıdan zengin bir yapı oluşturuyor. Arayüzün genel akıcılığı yüksek, menüler arası geçişlerde takılma yaşanmıyor. Bununla birlikte uygulama optimizasyonları sayesinde günlük kullanımda sorunsuz bir hız sağlanıyor. Diğer yandan kullanıcı arayüzünün geniş kişiselleştirme seçenekleri, telefonu kullanım alışkanlıklarınıza ve beğenilerinize göre uyarlamanıza olanak tanıyor.

Galaxy S25 FE, S25 serisinin diğer modellerinde bulunan Galaxy AI özelliklerini eksiksiz şekilde sunuyor. Bu özellikler arasında fotoğraf düzenlemeyi kolaylaştıran üretici düzenleme aracı, videolara sonradan yavaş çekim eklemeyi sağlayan hızlı seçenekler ve gürültüyü temizleyen akıllı ses düzenleme yer alıyor. Bununla birlikte Circle to Search gibi pratik çözümler de kullanıcının günlük hayatını kolaylaştırıyor. Ayrıca Portrait Studio, portre fotoğraflardan avatarlar veya yaratıcı görseller oluşturmayı mümkün hale getiriyor. Diğer yandan yapay zekâ destekli Now Brief ve Now Bar gibi arayüz eklentileri, kişiselleştirilmiş öneriler sunarak cihazın işlevselliğini artırıyor. Bu noktada Galaxy S25 FE, sadece donanımıyla değil yazılım zekâsıyla da rakiplerinden ayrılıyor. Kullanıcılar bu özellikleri amiral gemisi modellerde olduğu gibi eksiksiz deneyimleyebiliyor.


Güvenlik tarafında Samsung, yine güçlü bir altyapı sunuyor. Knox Enhanced Encrypted Protection adı verilen sistem, cihazdaki verileri üst düzey şifreleme yöntemleriyle koruyor. Bununla birlikte iş ve kişisel verileri birbirinden ayırmak mümkün, bu sayede özellikle kurumsal kullanıcılar için güvenlik artıyor. Diğer yandan ekran altına konumlandırılan parmak izi sensörü hızlı çalışıyor ve güvenilir bir doğrulama sağlıyor. Yüz tanıma özelliği de güvenlik seçenekleri arasında yer alıyor, böylece farklı tercihleri olan kullanıcılar için esneklik sunuluyor. NFC üzerinden yapılan temassız ödemeler, güvenlik katmanlarıyla destekleniyor.
Samsung’un uzun vadeli güncelleme politikası ise ekstra güven verecektir. Galaxy S25 FE için tam 7 yıl boyunca Android sürüm güncellemeleri ve güvenlik yamaları vaat ediliyor. Bu süre Android tarafında oldukça sıra dışı bir taahhüt olarak öne çıkıyor. Bununla birlikte uzun vadeli destek, cihazın ikinci el değerini de artıracaktır. Diğer yandan, yeni özelliklerden geri kalmayacağınızı bilerek telefonunu gönül rahatlığıyla birkaç yıl kullanabilirsiniz gibi görünüyor. Güncellemeler tarafında Samsung’undan giderek daha sık gördüğümüz bu yaklaşım, S25 FE’yi sadece bugünün değil uzun yılların telefonu haline getiriyor.
Kamera
Galaxy S25 FE’nin kamera tarafı, kağıt üzerindeki donanımıyla dikkat çeken bir yapıya sahip. Arkada üçlü bir sistem bulunuyor: 50 megapiksel çözünürlüklü ana kamera, 12 megapiksel ultra geniş açı ve 8 megapiksel telefoto lens. Ana kamera optik görüntü sabitleme ile destekleniyor, bu da düşük ışıkta daha net kareler alınmasına imkân tanıyor. Ultra geniş açı lens, geniş sahneleri tek kareye sığdırma konusunda başarılı. Telefoto lens ise 3 kata kadar optik yakınlaştırma yapabiliyor ve bu özellik, aynı fiyat segmentindeki çoğu rakip modelde bulunmadığı için önemli bir artı sayılabilir. Ön tarafta ise 12 megapiksel çözünürlüklü bir selfie kamerası yer alıyor.

Ana kameranın performansı gündüz çekimlerinde fazlasıyla tatmin edici. Çekilen kareler keskin, renkler canlı ve kontrast dengesi başarılı. Bununla birlikte dinamik aralık iyi seviyede, yani hem gölgeler hem de parlak alanlar detaylı şekilde görünüyor. Düşük ışıkta gece modu devreye giriyor ve birkaç kareyi birleştirerek daha aydınlık sonuçlar ortaya çıkarıyor. El titremelerini azaltan optik sabitleme, gece fotoğraflarında bulanıklığın önüne geçiyor. Diğer yandan yazılımın yapay zekâ desteği, renk tonlarını düzenleyerek daha doğal sonuçlar üretiyor. Sosyal medyada paylaşılacak kareler için ek düzenleme ihtiyacı çoğu zaman ortadan kalkıyor. Bu yönüyle ana kamera, sizi pek de yarı yolda bırakmayacak gibi görünüyor.
Ultra geniş açı kamera, özellikle manzara çekimlerinde daha işlevsel oluyor. Geniş görüş açısı sayesinde kalabalık gruplar veya şehir silüetleri rahatlıkla kadraja sığıyor. Renk işleme ana kamerayla uyumlu, bu da lensler arası geçişte farkı azaltıyor. Ancak düşük ışıkta bu lensin performansı bir miktar geriliyor, çünkü sensör boyutu ve diyafram açıklığı daha sınırlı. Bununla birlikte gündüz çekimlerinde köşelere doğru kayda değer bir netlik sağlanıyor. Görüş açısının genişliği, kullanıcılara farklı bir perspektif kazandırıyor. Kısacası ultra geniş lens, gündüz kullanımında keyifli sonuçlar üretirken, karanlıkta biraz daha sabırlı olmayı gerektiriyor.
Telefoto lens, Galaxy S25 FE’nin öne çıkan farklılıklarından biri oluyor. 3 kat optik yakınlaştırma, uzaktaki nesneleri net biçimde kadraja almayı sağlıyor. Bu sayede portre çekimlerinde daha doğal bir arka plan bulanıklığı elde edilebiliyor. Ayrıca sahnede öne çıkarmak istediğiniz bir detayı kayıpsız büyütmek mümkün hale geliyor. Optik sabitleme, yakınlaştırılmış karelerde titremeleri büyük ölçüde engelliyor. Bununla birlikte 30 kata kadar dijital yakınlaştırma da yapılabiliyor, ancak kalite bu seviyede doğal olarak düşüyor. Yine de sosyal medya paylaşımı için kabul edilebilir sonuçlar elde edilebiliyor.
Ön kamera, günlük kullanımda beklentileri karşılamayı başarıyor. 12 megapiksel çözünürlük detaylı özçekimler için yeterli olacaktır. Bununla birlikte geniş açı sayesinde birden fazla kişiyi aynı kareye almanız kolaylaşıyor. Renk tonları genellikle doğal görünüyor, yazılımın cilt tonlarını fazla yapay hâle getirmemesi de dikkat çekici. Portre modunda arka planı bulanıklaştırma özelliği, özçekimlerde profesyonel bir etki oluşturuyor. Ayrıca ön kamerayla 4K çözünürlükte video kaydı yapılabiliyor. Bu özellik özellikle içerik üreten kullanıcılar için büyük önem taşıyor. Dolayısıyla ön kamera, sosyal medya ve video görüşmeleri için oldukça güçlü bir araç haline geliyor.
Video performansında da telefon, sınıfını aşan özellikler sunuyor. Arka kameralarla 4K 60 kare hızında video kaydı yapılabiliyor. Optik ve elektronik sabitleme sistemleri bir araya gelerek oldukça dengeli görüntüler elde edilmesini sağlıyor. Yürürken ya da hareketli sahnelerde bile videolar izlenebilir seviyede net kalıyor. Ayrıca Super HDR özelliği, kontrastı yüksek sahnelerde ayrıntıları daha görünür hale getiriyor. Ses kaydında ise arka plan gürültüsünü azaltan yapay zekâ desteği bulunuyor. Bu sayede kalabalık ortamlarda bile ses daha net kaydediliyor. Dolayısıyla S25 FE, sadece fotoğraf değil video çekimlerinde de tatmin edici bir deneyim sunuyor.
Sonuç
Galaxy S25 FE, genel tabloya baktığımızda Samsung’un Fan Edition konseptini güçlü bir şekilde devam ettiren bir cihaz olarak öne çıkıyor. Çünkü tasarımı amiral gemisini aratmıyor, ekranı segmentinin en iyilerinden biri oluyor ve üçlü kamera sistemi günlük kullanım için fazlasıyla yeterli sonuçlar üretiyor. Bununla birlikte 4.900 mAh kapasiteli pil ve 45W hızlı şarj desteği, yoğun kullanımda bile günü çıkaracak bir güven veriyor. Yazılım tarafında One UI 8 ve yapay zekâ araçları, kullanıcı deneyimini daha modern ve pratik hale getiriyor. Ayrıca 7 yıl güncelleme sözü, bu cihazı uzun süre güncel kalmak isteyenler için ciddi bir avantaj haline getiriyor. Dolayısıyla Galaxy S25 FE, sadece donanımıyla değil uzun vadeli kullanım sözüyle de dikkat çekiyor.
Elbette bu modelin bazı tavizleri de var ve bunları göz ardı etmemek gerekiyor. Çünkü Exynos 2400 işlemci günlük kullanım için yeterli olsa da, en güçlü oyunlarda ve uzun süreli ağır görevlerde sınırlara çabuk ulaşıyor. Bununla birlikte ekran parlaklığı amiral gemilerinin gerisinde kalıyor ve çok güneşli ortamlarda biraz daha zor görünüyor. Ayrıca microSD desteğinin olmaması, yüksek depolama ihtiyacı olan kullanıcılar için bir eksiklik oluşturuyor. Ancak bu tavizler, cihazın genel paketini gölgeleyen ciddi sorunlar olarak öne çıkmıyor. Çünkü fiyat etiketi ve sağladığı özellikler, kullanıcıya güçlü bir denge sunuyor. Kısacası S25 FE, bazı yönleriyle sınırlı ama çoğu yönüyle tatmin edici bir deneyim ortaya koyuyor.
Sonuçta Galaxy S25 FE, amiral gemisi özelliklerine yakın bir deneyimi daha uygun fiyatla sunan dengeli bir seçenek olarak konumlanıyor. Çünkü tasarım, kamera, yazılım ve pil tarafında güçlü bir performans ortaya koyarken, fiyatı sayesinde daha geniş bir kitleye hitap ediyor. Diğer yandan uzun güncelleme süresi ve yapay zekâ destekli yazılım araçları, bu telefonu sadece bugünün değil önümüzdeki yılların da cazip seçeneklerinden biri hâline getiriyor. Eğer üst seviye bir Samsung deneyimi istiyor ama bütçenizi çok zorlamak istemiyorsanız, Galaxy S25 FE doğru tercihlerden biri olabilir. Kısacası S25 FE, güçlü yanlarıyla öne çıkan, tavizleriyle kabul edilebilir bir paket sunuyor ve segmentinde dikkat çekici bir yer edinmeyi başarıyor.
BİLGİLENDİRME
İnceleme makalesi ve videoda yer alan ürün Samsung Türkiye tarafından ücretsiz olarak temin edilmiştir. Yayım karşılığında Samsung Türkiye’den herhangi bir ücret alınmamıştır. Yayımdan önce herhangi bir onay süreci bulunmamaktadır.
BİLGİLENDİRME
Teknoblog’un satış ortaklıkları vardır. Bunlar, editoryal içeriği etkilemez, ancak Teknoblog, satış ortaklığı bağlantıları üzerinden satın alınan ürünler için komisyon kazanabilir.