Meta, Facebook Dating kullanıcılarının dijital flört sürecinde yaşadığı tekrar ve yorgunluk hissine yapay zekâ destekli iki yeni özellikle karşılık veriyor. Bu yeni sistemler, geleneksel kaydırma odaklı eşleşme mantığını değiştirmeyi hedefliyor. Kullanıcılar artık daha az eforla, daha uyumlu kişilerle iletişim kurabilecek. Her şey daha sade, daha hızlı ve daha kişisel bir deneyim sunmak üzerine kurgulanmış durumda.
İlk özellik olan “dating assistant”, doğrudan kullanıcıyla etkileşime geçen yapay zekâ tabanlı bir sohbet botu olarak çalışıyor. Bu bot, kullanıcıların doğal dille yazdığı komutları anlayarak istenen türde eşleşmeler sunuyor. Örneğin “New York’ta sanatla ilgilenen biriyle tanışmak istiyorum” gibi ifadelerle bot yönlendirilebiliyor. Elbette bu sistem, sadece eşleşme bulmakla sınırlı değil. Bunun yanı sıra, kullanıcıların profillerini daha dikkat çekici hale getirebilecek önerilerde bulunuyor. Tüm bunların yanında, yaratıcı buluşma fikirleri sunarak süreci daha eğlenceli ve akıcı hâle getiriyor.
Facebook Dating Meet Cute özelliğiyle kullanıcıyı haftalık eşleşmelerde yönlendiriyor
İkinci özellik olan “Meet Cute”, kullanıcıyı her hafta farklı biriyle eşleştirerek tanışma sürecine otomatik bir ritim kazandırıyor. Bu sistem, eşleşme havuzunu genişletmek isteyen fakat her gün onlarca profili kaydırmaktan yorulan kullanıcılar için tasarlanmış. Ne var ki sistem, tamamen rastgele çalışmıyor; arka planda kullanıcı alışkanlıklarını analiz eden bir algoritma görev yapıyor. Böylece haftalık eşleşmelerin daha anlamlı ve uyumlu olması sağlanıyor. Kullanıcı dilerse bu özelliği devre dışı bırakabiliyor. Tüm bunların dışında Meta, farklı zaman aralıklarıyla çalışan yeni eşleşme öneri sistemleri üzerinde de çalışıyor.
Bu özellikler yalnızca flört dinamiklerini değiştirmekle kalmıyor, aynı zamanda platformun kullanıcıya bakış açısını da dönüştürüyor. Artık sadece profil fotoğraflarına bakarak karar vermek yerine, ilgi alanlarına ve sosyal davranışlara dayalı daha derinlikli eşleşmeler ön plana çıkıyor. Bunun yanı sıra, yapay zekânın kullanıcı eğilimlerini tanıması sayesinde önerilen kişiler daha isabetli hale geliyor. Kullanıcı, zamanla algoritmanın önerilerini kendi tercihleri kadar önemsemeye başlıyor. Elbette bu noktada botun verdiği önerilerin niteliği büyük önem taşıyor. Kullanıcıların memnuniyet düzeyi, sistemin başarısını doğrudan etkileyecek.
Meta, bu güncellemeleri 2025 yılı itibarıyla öncelikle ABD ve Kanada’da sınırlı sayıda kullanıcıyla test ediyor. Aşamalı olarak yayılacak olan bu sistemler, ilk geri bildirimlere göre yeniden şekillendirilecek. Şirket, bu tür özellikleri küresel çapta yaygınlaştırmadan önce, yerel davranış kalıplarını anlamayı hedefliyor. Her ne kadar sistem şimdilik sınırlı bölgelerde aktif olsa da, geri bildirimler olumlu olursa daha geniş pazarlara açılması gündeme gelecek. Bu yaklaşım, Meta’nın kullanıcı odaklı geliştirme stratejisinin bir yansıması. Her güncellemede, kullanıcı deneyiminin nasıl geliştirilebileceği öncelikli olarak değerlendiriliyor.
Yeni özelliklerin getirdiği değişim, daha önce benzer denemeler yapılmış olmasına rağmen dikkat çekici. Örneğin OkCupid, 2013 yılında “Crazy Blind Date” adlı uygulamayla benzer bir eşleştirme modeli sunmuştu. Ne var ki Meta’nın sunduğu sistem, bu tür girişimlerin çok daha ötesinde bir yapay zekâ entegrasyonu içeriyor. Kullanıcı davranışları, geçmiş eşleşmeler ve profil içerikleri derinlemesine analiz ediliyor. Bu sayede öneriler, rastgele değil; kullanıcıya özgü parametrelere göre oluşturuluyor. Yani eşleşmeler, sadece zamana bağlı değil, veriye bağlı olarak şekilleniyor.
Facebook Dating’deki bu yenilikler, platformun flört uygulamaları arasındaki yerini yeniden tanımlama çabasını da gösteriyor. Kullanıcıların uygulamadan beklentileri değiştikçe, Meta da sistemlerini buna göre yeniliyor. Özellikle genç kullanıcı kitlesinin kısa sürede hızlı eşleşme yerine daha kişisel deneyimlere yönelmesi, bu tarz sistemleri kaçınılmaz kılıyor. Üstelik yapay zekânın kişiselleştirme kapasitesi, bu geçişi daha verimli hale getiriyor. Kullanıcılar artık karşılarına çıkan profilin neden seçildiğini daha iyi anlayabiliyor. Tüm bunların yanında, kullanıcıyla kurulan ilişki de daha anlamlı bir düzeye taşınıyor.
Mark Zuckerberg’in Facebook’un kültürel etkisini artırmaya yönelik attığı adımlar, yalnızca teknik güncellemelerle sınırlı kalmıyor. Meta, Reels içeriklerinin artırılması, spam filtreleme sistemlerinin geliştirilmesi ve kullanıcı deneyiminin sadeleştirilmesi gibi çok sayıda alanda yenilikler yapıyor. Facebook Dating’e eklenen bu özellikler de bu genel dönüşümün bir parçası olarak görülüyor. Dijital flört sürecinde kullanıcıya daha kişiselleştirilmiş bir deneyim sunulması, bu dönüşümün dikkat çeken ayaklarından biri. Her yenilik, kullanıcı davranışlarının değişimine karşı verilmiş bir yanıt olarak öne çıkıyor.