Elon Musk, Tesla’nın yıllık hissedarlar toplantısında yine gündem yaratacak açıklamalarda bulundu. Sadece şirketin finansal yapısı değil, gelecekte araçların neye dönüşeceği konusundaki görüşleri de dikkatle izlendi. Toplantı boyunca sahnede yapılan her açıklama, teknoloji çevrelerinde yeni tartışmalara neden oldu. Özellikle Full Self-Driving teknolojisiyle ilgili verilen tarihli vaatler, beklentileri yükseltti.
Toplantının en dikkat çekici noktası, Tesla sürücülerinin kısa süre içinde araç kullanırken mesajlaşabilecekleri iddiası oldu. Şu anda aktif olan Full Self-Driving sistemi, yalnızca seviye 2 otonomiyi destekliyor. Bu sistemde araç bazı işlevleri üstlense de, sürücü hâlâ tam kontrol sorumluluğunu taşıyor. Ne var ki Musk, bir ila iki ay içinde bu denetimin ortadan kalkacağını ve kullanıcıların yola bakmadan araçlarını kullanabileceğini öne sürdü. Bu açıklamanın ardından güvenlik çevrelerinden gelen yorumlar gecikmedi.
Elon Musk, mesajlaşma serbestisinin kısa sürede geleceğini belirtti
Musk’a göre FSD, kısa süre içerisinde seviye 4 sürüş yeteneğine ulaşacak. Bu, sürücünün tamamen pasif konumda olduğu, aracın tüm kontrolleri kendiliğinden sağladığı bir seviye anlamına geliyor. Her ne kadar Musk bu geçişin verilerle destekleneceğini söylese de, nasıl bir denetim mekanizması uygulanacağı belirsizliğini koruyor. Buna rağmen şirketin bu konuda oldukça kararlı olduğu gözlemleniyor. Öte yandan, yasal düzenlemeler ve güvenlik standartları gibi konuların ne ölçüde değerlendirildiği hâlâ net değil.
Tesla şu anda göz takip sistemleriyle sürücülerin dikkatsizliğini engellemeye çalışıyor. Bu sistemler, kullanıcının gözlerinin yolda olup olmadığını tespit ederek müdahale edebiliyor. Fakat Musk’ın verdiği bilgiye göre, yakında bu takip sistemleri arka plana alınabilir. Tüm bunlara rağmen, bu tarz bir değişikliğin mevcut trafik kanunlarıyla ne kadar örtüşeceği ciddi bir tartışma konusu. Çünkü ABD ve Avrupa başta olmak üzere birçok ülkede bu seviyede gözetimsiz sürüş yasal değil.
Etkinlikte yalnızca Full Self-Driving değil, Tesla’nın robotaksi modeli Cybercab da gündeme geldi. Musk, bu aracın üretimine 2026 Nisan ayında başlanacağını söyledi. Cybercab, klasik otomobillerden farklı olarak ne direksiyona ne pedallara ne de yan aynalara sahip olacak. Aracın tamamen otonom olarak çalışması hedefleniyor. Bu da beraberinde üretim ve denetim süreçlerinde radikal değişiklikler yapılmasını zorunlu kılıyor.
Musk, bu üretim modelinin geleneksel otomobil üretiminden çok, elektronik cihaz montaj hatlarına benzediğini belirtti. Bu yapıyla her 10 saniyede bir Cybercab üretilebileceğini iddia etti. Fakat bu denli hızlı üretim fikri, pratikte oldukça zorlayıcı görünüyor. Kalite kontrol süreçlerinin bu üretim hızına nasıl uyum sağlayacağı bilinmiyor. Bununla birlikte, Tesla’nın tedarik zinciri bu seviyede bir üretim akışını kaldırabilir mi sorusu da tartışma yaratıyor.
Musk’ın daha önce Joe Rogan’a söylediği uçan araç projesi de yeniden gündeme taşındı. Bu aracın tanıtım tarihi 1 Nisan 2026 olarak revize edildi. Nisan 1 tarihi, şaka günüyle çakıştığı için teknoloji takipçileri arasında farklı yorumlara neden oldu. Musk, üretimin tanıtımdan yaklaşık bir yıl sonra başlayacağını belirtti. Ancak bugüne kadar birçok vaadin belirtilen tarihlere yetişmediği düşünüldüğünde, bu sürecin de ertelenmesi ihtimal dahilinde.
Sahnedeki bir diğer dikkat çekici unsur ise Tesla’nın insansı robotu Optimus oldu. Musk, Optimus’un Tesla tarihindeki en büyük ürün olacağını iddia etti. Üstelik bu robotların yılda 100 milyon ile 1 milyar adet arasında üretilebileceğini öne sürdü. Robotların sağlık hizmetlerinden kamu güvenliğine kadar birçok alanda kullanılabileceği belirtiliyor. Örneğin, suçluları takip ederek yeni suçları önleyebilecek bir yapay zekâ sisteminden söz edildi.
Tüm bu projelerle birlikte Elon Musk’ın 1 trilyon dolara kadar uzanan yeni maaş paketi de toplantıda onaylandı. Fakat bu paketin devreye girmesi için Tesla’nın 8.5 trilyon dolarlık piyasa değerine ulaşması gerekiyor. Buna ek olarak, şirketin bir milyon Optimus robot satışı gerçekleştirmesi de hedefler arasında. Bu koşullar gerçekleşmediği sürece söz konusu ödemenin aktif olması mümkün görünmüyor. Yine de hissedarların büyük çoğunluğu bu paketi destekledi.






