Ulaşım

Elektrikli scooter kullananlara yeni yükümlülükler geliyor

Elektrikli scooter’lar son yıllarda şehir içi ulaşımda yaygın biçimde tercih ediliyor. Sessiz, pratik ve ekonomik yapılarıyla dikkat çeken bu araçlar, aynı zamanda mevzuat boşlukları nedeniyle çeşitli sorunlara da yol açıyor. Trafik güvenliği açısından bakıldığında, kontrolsüz kullanım biçimi hem sürücüler hem yayalar için risk oluşturuyor. Mevcut durumda bu araçların plaka, ruhsat ya da sigorta gibi yasal yükümlülükleri bulunmuyor.

Bireysel kullanıcıların yanı sıra paylaşım sistemleri üzerinden kullanılan scooter’lar da yaygın şekilde sokaklarda yer alıyor. Ancak bu yaygınlık, beraberinde kontrolsüzlük ve yaptırım eksikliğini getiriyor. Mevzuat boşlukları nedeniyle scooter kullanıcıları trafik kuralı ihlallerinde kolayca tespit edilemiyor. Kazaların ardından ise hukuki sorumluluğun belirlenmesinde büyük güçlükler yaşanıyor.

Meclis’e sunulan yeni yasa teklifi bu tabloyu değiştirmeyi amaçlıyor. Karayolları Trafik Kanunu’nda yapılacak değişiklikle, elektrikli scooter’lara zorunlu trafik sigortası getirilmesi planlanıyor. Bu düzenleme yalnızca kullanıcıları değil, paylaşım sistemi işleten firmaları da yakından ilgilendiriyor. Çünkü sigorta zorunluluğu aynı zamanda sistemsel takibi de beraberinde getirecek.

Scooter kullanıcılarının kaza durumunda sigorta güvencesiyle hareket etmesi hedefleniyor

Yeni düzenlemeye göre, scooter kazalarında zarar gören üçüncü kişilere yönelik maddi tazminatlar sigorta kapsamında karşılanabilecek. Böylelikle hem mağduriyetlerin azaltılması hem de hukuki süreçlerin daha kısa ve net ilerlemesi amaçlanıyor. Şu anki durumda kazaya karışan scooter sürücüsünün kişisel olarak tazminat ödemesi gerekiyor. Ancak bu tür durumlar hem zaman alıyor hem de çoğu zaman mağdurların zararlarını karşılamaya yetmiyor.

Bu kapsamda, yalnızca sigorta değil, plaka zorunluluğu da düzenlemenin bir diğer önemli maddesi olarak öne çıkıyor. Plakasız araçların denetlenmesi, trafik cezası uygulanması veya kazaya karıştığında takibi büyük zorluk yaratıyor. Plaka uygulaması sayesinde scooter’lar da diğer motorlu araçlar gibi dijital sistemlere entegre edilebilecek. Böylece kullanıcı kimlikleriyle doğrudan eşleştirme yapılabilecek bir altyapı oluşturulacak.

Yeni sistem, sadece bireysel kullanıcıları değil, kiralama yoluyla kullanılan tüm elektrikli scooter’ları kapsıyor. Halihazırda Türkiye’nin büyük şehirlerinde faaliyet gösteren paylaşımlı scooter firmaları bu değişikliklere hazırlık yapmak zorunda kalacak. Araç başına yapılacak sigorta işlemleri, şirketlerin operasyonel maliyetlerini artırabilir. Bununla birlikte, kullanıcıdan alınacak ücretlerin de yeniden şekillenmesi olasılığı gündemde.

Bunun yanı sıra, son dönemde yoğun olarak kullanılan 50 cc motosikletler de benzer bir tartışmanın içinde yer alıyor. B sınıfı ehliyetle kullanılabilen bu küçük motorlu araçlar için de sigorta zorunluluğu bulunmuyor. Bu araçlar da şehir içi trafiğinde yaygın biçimde kullanılıyor ve kimi zaman yüksek hızlı yollarda dahi görülüyor. Bu nedenle, yasal düzenlemenin kapsamının genişletilmesi ihtimali üzerinde duruluyor.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın ortak çalışmasıyla hazırlanan teklif, şehir içi trafiği doğrudan ilgilendiren bir dönüşüm öngörüyor. Yetkililer, scooter kullanımını sınırlamak değil, belirli kurallar çerçevesine oturtmak istediklerini belirtiyor. Trafik kurallarına uyumun artırılması, denetimlerin etkinleştirilmesi ve hukuki süreçlerin sadeleştirilmesi hedefleniyor.

Her ne olursa olsun, bu yeni düzenlemelerle birlikte elektrikli scooter sahiplerinin ve kullanıcılarının daha bilinçli hareket etmesi bekleniyor. Sigorta ve plaka gibi yükümlülükler yalnızca yasal sorumluluk değil, aynı zamanda güvenlik açısından da önemli bir adıma işaret ediyor. Tüm bu gelişmelerin 2025 yılı sonuna kadar uygulamaya geçmesi planlanıyor. Meclis görüşmelerinin ardından sürecin hızla ilerlemesi bekleniyor.