ManşetlerTeknoloji

Donald Trump: Zengin bir yatırımcı grubu TikTok’u satın almak için hazır

donald trump tiktok

ABD Başkanı Donald Trump, TikTok’un akıbetine dair konuşmalarına bir yenisini daha ekledi. Fox News’ten Maria Bartiromo’nun programına katılan Trump, TikTok’u satın almak isteyen bir grubun hazır olduğunu belirtti. Fakat bu yatırımcıların kim olduğuna dair net bir bilgi paylaşmadı. Sadece bu kişilerin “çok zengin” olduklarını ve grubun adının yaklaşık iki hafta içinde açıklanacağını söyledi.

TikTok’un ABD’deki varlığı uzun süredir tartışma konusu olmaya devam ediyor. Trump’ın başkanlık koltuğuna ikinci kez oturduğu Ocak ayında başlattığı yasak süreci hâlâ nihai bir karara ulaşabilmiş değil. ByteDance tarafından geliştirilen uygulamanın, Çin hükümetiyle veri paylaşımı yaptığına dair endişeler gündemden düşmüyor. Bu durum, ABD yönetiminin TikTok’u ya satmaya zorlama ya da tamamen yasaklama kararı almasına neden olmuştu.

Donald Trump: Çin’in de onayı gerekiyor

Trump, röportajında TikTok’un satışı için Çin’in de onay vermesi gerektiğini söyledi. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in bu konuda olumlu yaklaşacağını düşündüğünü belirten Trump, satışa yönelik uluslararası sürecin de zaman alabileceğine dikkat çekti. Her ne kadar ismi açıklanmayan bu alıcı grubun süreci hızlandırması beklense de, Çin’in onay süreci hâlâ bir belirsizlik taşıyor. Bu durum, uygulamanın kaderini etkileyebilecek en önemli faktörlerden biri olarak öne çıkıyor.

Trump’ın uygulama mağazalarından TikTok’un kaldırılmasını öngören kararnamesi Ocak ayında imzalanmıştı. Bu karar daha sonra 75 günlük bir uzatmayla Nisan’a ertelendi. Ancak bu süre de yeterli bulunmadı ve Haziran ayında bir 90 günlük uzatma daha gündeme geldi. Şu an itibarıyla TikTok’un kaderi Eylül ortasında yeniden masaya yatırılacak.

Trump, Fox News yayınında bu uzatmaları “büyük mesele değil” sözleriyle değerlendirdi. ABD’de TikTok’u aktif olarak kullanan 170 milyonu aşkın insan varken, uygulamanın kapanıp kapanmayacağı hem politik hem de ekonomik açıdan dikkatle takip ediliyor. Tüm bunların yanında, TikTok’un ABD’deki kullanıcı kitlesi giderek gençleşiyor ve uygulama artık sadece bir eğlence aracı değil, aynı zamanda bir gelir kaynağı hâline geldi. Bu da satış sürecini daha karmaşık ve çok boyutlu hâle getiriyor.

ByteDance’in uygulamayı satması durumunda yeni sahiplerin Amerikan yasalarına uyum sağlaması gerekecek. Özellikle veri güvenliği konusunda yapılacak düzenlemeler ve teknik altyapı değişiklikleri, satış sonrası dönemi şekillendirecek. Buna rağmen, süreç boyunca ByteDance ya da Trump tarafından teknik detaylara dair bir açıklama yapılmış değil. Bu sessizlik, kamuoyundaki belirsizliği daha da artırıyor.

Trump’ın ismini vermediği bu “çok zengin grup” hakkındaki belirsizlik dikkat çekiyor. Söz konusu grubun teknoloji sektöründen mi, yoksa finans dünyasından mı olduğu bile net değil. Bu durum, yatırımcıların niyetleri ve kapasiteleri hakkında spekülasyonlara neden oluyor. Aynı zamanda potansiyel bir satışın ABD-Çin ilişkilerini nasıl etkileyeceği de ayrı bir tartışma başlığı olarak öne çıkıyor.

Bazı yorumculara göre, bu açıklamalar daha çok kamuoyunun dikkatini başka gündemlerden uzaklaştırma amacı taşıyor olabilir. Her ne kadar TikTok’un geleceği ciddi bir mesele olsa da, Trump’ın bu konuda net adımlar atmadan kamuoyuna bilgi vermesi, sürecin siyasi yönünü de gözler önüne seriyor. Buna ek olarak, Çin hükümetinin TikTok’un satışı konusunda geçmişte çekinceli davrandığı da biliniyor. Dolayısıyla bu sürecin sadece Trump’ın açıklamalarıyla tamamlanması mümkün görünmüyor.

Şu ana kadar TikTok’un satışına dair somut bir anlaşma kamuoyuna sunulmuş değil. Trump’ın bahsettiği zengin yatırımcı grubunun kimliği netleşmediği sürece, bu sürecin ilerleyip ilerlemeyeceği konusunda da kimse kesin bir şey söyleyemiyor. Tüm bunların yanında, TikTok’un ABD’deki kullanıcılarının bu süreçte yaşadığı belirsizlik de büyümeye devam ediyor. Özellikle içerik üreticileri ve küçük işletmeler, platformun kapanması durumunda gelir kaynaklarını kaybetme riskiyle karşı karşıya.

TikTok’un kaderi sadece siyasi kararlarla değil, aynı zamanda kamuoyu tepkisi, kullanıcı alışkanlıkları ve teknolojik koşullarla da şekillenecek. Eylül ayına kadar verilecek karar, ABD’de dijital platformların geleceği açısından da belirleyici olabilir.