DJI, akıllı telefon kullanıcılarının video çekimlerinde daha profesyonel sonuçlar elde etmesini sağlayan Osmo Mobile serisine yeni bir model ekledi. Sadece sekiz ay önce tanıtılan Osmo Mobile 7 Pro’nun ardından gelen Osmo Mobile 8, tasarım anlamında büyük değişiklikler getirmese de fonksiyonel açıdan dikkat çekici yenilikler içeriyor. Özellikle Apple DockKit desteği, bu modelin iPhone sahipleri için çok daha esnek bir takip deneyimi sunmasını sağlıyor. Üstelik cihaz artık akıllı telefonları tam 360 derece döndürüp yatayda pan yapabiliyor, böylece çekim özgürlüğü artıyor.
Yeni Osmo Mobile 8’in en dikkat çekici yeniliklerinden biri, Apple DockKit entegrasyonu. Bu sistem, iPhone’un yerleşik kamera uygulaması veya uyumlu üçüncü parti kamera yazılımlarıyla birlikte çalışabiliyor. Kullanıcı, DockKit sayesinde telefonunu farklı uygulamalarda da otomatik olarak takip ettirebiliyor. DJI böylece, gimbal kontrolünü sadece kendi uygulamasına bağımlı olmaktan çıkarıp, çok daha geniş bir iOS ekosistemine açıyor. Bu durum, özellikle içerik üreticiler için önemli bir esneklik getiriyor.
360 derece dönebilen yapı ve geliştirilen izleme sistemi
DJI Osmo Mobile 8, önceki modelden aldığı güçlü mekanik yapıyı korurken, 360 derece dönebilen yeni motor sistemi sayesinde sahne geçişlerini çok daha yumuşak biçimde yapabiliyor. Bu özellik, vlog çekimlerinden aksiyon sahnelerine kadar her senaryoda doğal bir kamera hareketi sunuyor. Cihazın yan tarafına eklenen çok işlevli modül (Multifunctional Module), OM7’de olduğu gibi LED dolgu ışığı ve kablosuz mikrofon alıcısı olarak görev yapıyor. Ancak DJI bu modülü geliştirmiş ve artık kedi ve köpek gibi evcil hayvanları da tanıyıp takip edebilen bir izleme sistemi sunmuş.
Yeni modelin dayanıklılığı da artırılmış durumda. DJI, mıknatıslı telefon bağlantı sistemini yeniden tasarlayarak daha güçlü ve güvenli hale getirdiğini belirtiyor. Böylece, kalın lensli veya kılıflı telefonlar dahi gimbalda sabit durabiliyor. Buna ek olarak, dengeyi korumak için özel bir karşı ağırlık yuvası da eklenmiş. Bu sayede büyük lens aksesuarları kullanan içerik üreticileri de cihazı rahatlıkla dengeleyebiliyor.
Pil ömrü tarafında ise DJI aynı 10 saatlik kullanım süresini korumayı başarmış. Şirket, yeni motor sistemine rağmen enerji verimliliğini geliştirdiğini ve günlük çekimlerde şarj endişesini ortadan kaldırdığını vurguluyor. OM8’in gövdesine entegre üç ayaklı mini tripod ve 8,4 inçlik teleskopik uzatma kolu da bir önceki modeldeki gibi korunmuş durumda. Bu sayede kullanıcı hem geniş açılı çekimler yapabiliyor hem de yüksekten vlog kaydı alabiliyor.
Tasarım tarafında Osmo Mobile 8, DJI’ın son dönem ürünlerinde izlediği çizgiyi sürdürüyor. Mat yüzeyli kaplama, hem profesyonel görünüm hem de el konforu sağlıyor. Ayrıca modüler yapının yeniden kullanılabilir hale gelmesi, önceki modellerin aksesuarlarını da kullanma imkânı tanıyor. Bu detay, mevcut kullanıcılar için maliyet avantajı anlamına geliyor.
DJI, yeni modelin şu an için sadece Çin’de satışta olduğunu açıkladı. Şirketin sözcüsü Daisy Kong, “Osmo Mobile 8 şu anda yalnızca Çin pazarında mevcut, diğer bölgeler için henüz tarih belirlemedik” ifadesini kullandı. Ürünün fiyatı 898 Çin Yuanı, yani yaklaşık 126 dolar seviyesinde. Global lansman tarihi açıklanmasa da DJI’ın önceki ürün stratejisine bakıldığında, uluslararası satışların önümüzdeki aylarda başlaması bekleniyor.
Yeni Osmo Mobile 8, DJI’ın mobil video ekipmanlarında geldiği noktayı yansıtıyor. Şirket, kullanıcı alışkanlıklarını iyi analiz ederek, hem profesyonellere hem de amatörlere hitap eden bir denge kurmayı başarıyor. Özellikle DockKit desteği, iPhone ekosistemiyle güçlü entegrasyon anlamına geliyor. Bu da, cihazı yalnızca bir stabilizör değil, aynı zamanda akıllı çekim asistanı haline getiriyor.
Sonuç olarak DJI, Osmo Mobile 8 ile kullanıcıların günlük çekimlerini daha akıcı, profesyonel ve yaratıcı hale getirecek bir çözüm sunuyor. 360 derece dönüş, hayvan takibi, DockKit entegrasyonu ve geliştirilmiş modül sistemi, bu modeli serinin en çok yönlü ürünü yapıyor. Fiyatı ve mevcut dağıtım sınırlamaları nedeniyle Türkiye’ye geliş tarihi henüz belirsiz olsa da, içerik üreticileri arasında büyük bir ilgi görmesi şimdiden kesinleşmiş durumda.
