Microsoft’un Copilot adı altında sunduğu yapay zekâ destekli çözümleri için hazırladığı reklamlar, ABD merkezli BBB National Programs’e bağlı Ulusal Reklamcılık Bölümü (NAD) tarafından incelendi. Kurum, Microsoft’un Microsoft 365 Copilot hakkında ileri sürdüğü üretkenlik ve yatırım getirisi (ROI) gibi iddiaların yeterince açık olmadığını belirterek reklamların bu yönde değiştirilmesini önerdi. NAD, özellikle “%67, %70 ve %75 oranında üretkenlik artışı” ifadeleri için kullanılan araştırmanın nesnel veri sunmadığını ve bu nedenle iddiaların geçerli temellere dayanmadığını ifade etti. Microsoft’un sunduğu verilerin, kullanıcı algılarına dayandığı, ancak gerçek performans ölçümünü tam anlamıyla yansıtmadığı vurgulandı.
NAD, yalnızca istatistiklerin açıklanmasını değil, aynı zamanda bu oranların hangi koşullar altında ve ne şekilde elde edildiğinin de açık biçimde belirtilmesini talep etti. Özellikle iş dünyasına yönelik mesajlarda, sadece kullanıcı algısı temelli ifadelerin yeterli bulunmadığı belirtildi. Microsoft’un araştırmasının detaylarında, katılımcıların yapay zekâ destekli araçları kullanarak zaman kazandıklarını düşündükleri görülse de, bu sonuçların üretkenliği somut biçimde ölçen verilerle desteklenmediği aktarıldı. NAD, bu nedenle şirketten ya bu tür iddiaları kaldırmasını ya da dayanağını açıkça belirtmesini istedi.
Copilot markasının farklı ürünlerde benzer şekilde kullanılması da denetim raporunda ayrı bir başlık altında ele alındı. Özellikle Microsoft 365 Copilot içinde yer alan Business Chat özelliği, ayrı bir ürün gibi algılanmasına karşın, reklam ve tanıtım metinlerinde tek bir başlık altında sunuluyor. NAD, bu durumun kullanıcılar arasında kafa karışıklığına neden olabileceğini belirtti. Business Chat’in hangi sınırlar içinde işlev gösterdiği konusunda da daha şeffaf açıklamalar yapılması gerektiği vurgulandı.
Copilot’un yeniden adlandırılması süreci kafa karışıklığını büyüttü
Microsoft, Copilot markası altında sunduğu servislerde geçtiğimiz yıl içinde kapsamlı bir yeniden adlandırma süreci yürüttü. Bing Chat Enterprise olarak bilinen servis, daha sonra Copilot ismini aldı, ardından Microsoft 365 Copilot Chat şeklinde konumlandırıldı. Business Chat ise ilk olarak Teams içinde yer alan ayrı bir sohbet özelliği iken, daha sonra Copilot çatısı altına alındı. Bu dönüşümler sonucunda, aynı marka altında birbirinden farklı özellikler sunan ürünler ortaya çıktı.
Bu geçişler, Microsoft’un kullanıcı tarafında yaşadığı iletişim sorunlarını da beraberinde getirdi. Örneğin bir işletme sahibi, Microsoft 365 Copilot satın aldığında Business Chat’in tüm özelliklerine erişeceğini düşünebilir. Fakat mevcut durumda, bu özellikler farklı abonelik seviyelerine veya lisans koşullarına bağlı olarak değişebiliyor. NAD, bu tür beklenti farklarının kullanıcı açısından yanıltıcı olabileceğini belirtti ve tüm bu farklılıkların reklam metinlerinde açık biçimde belirtilmesini önerdi. Microsoft ise yaptığı açıklamada, değerlendirmelerin bazılarına katılmadığını ancak önerilen düzenlemelere uyacağını belirtti.
2024 başında yapılan değişikliklerle birlikte Microsoft, Copilot’un bazı bölümlerini ücretsiz hâle getirmiş, bazılarını ise “kullandıkça öde” modeliyle sunmaya başlamıştı. Bu adım, işletmelere Copilot’u deneme imkânı tanırken, markanın daha geniş kullanıcıya ulaşmasını da hedefliyordu. Fakat pazarlama dilinde yapılan aşırı sadeleştirme, farklı hizmetlerin tek bir isim altında toplanmasına yol açarak sorun yarattı. NAD’in değerlendirmesi, bu sadeleştirmenin kullanıcı açısından netlik kaybına neden olduğunu ortaya koydu.
Kurumun açıklamalarına göre, Microsoft halihazırda bazı reklam içeriklerini geri çekmiş durumda. Ancak diğer içeriklerde de gerekli düzenlemelerin yapılması gerektiği ifade ediliyor. Özellikle “kesintisiz entegrasyon” veya “uygulamalar arasında akıcı geçiş” gibi ifadelerin sınırlarının da tanımlanması gerektiği vurgulanıyor. Reklam mesajlarının, ürünün potansiyelini yansıtmasının yanı sıra, sınırlarını da açıklıkla belirtmesi gerektiği NAD tarafından yeniden hatırlatıldı.
Tüm bu gelişmeler, Copilot’un pazarda nasıl algılandığına dair önemli bir değerlendirme sunuyor. Kullanıcı tarafında yaşanan karışıklıklar, yalnızca reklam metinleriyle sınırlı kalmıyor, hizmetlerin sunum biçimiyle de doğrudan ilişkili. Microsoft’un sunduğu yapay zekâ çözümleri geniş kullanım alanlarına sahip olsa da, tanıtım diliyle hizmet kapsamı arasında örtüşme sağlanamadığında sorunlar ortaya çıkabiliyor. Bu durum da reklam denetim süreçlerinin önemini bir kez daha ortaya koyuyor.