Microsoft, Copilot yapay zekâ asistanına getirdiği yeni özelliklerle birlikte kullanıcı deneyimini belirgin şekilde yeniliyor. Grup sohbeti, gelişmiş hafıza sistemi ve esprili yanıtlar verebilen yeni bir modla Copilot artık sadece bir sorgu aracı değil, daha sosyal bir etkileşim platformuna dönüşüyor. Bu yenilikler, Copilot’u bireysel kullanımın ötesine taşıyarak çok katmanlı senaryolara da uygun hale getiriyor. Microsoft’un bu adımı, yapay zekanın günlük yaşamdaki rolünü yeniden şekillendiriyor.
Copilot Groups adlı yeni özellik sayesinde, aynı oturumda 32 kişiye kadar kullanıcı bir araya gelebiliyor. Bu yapı, özellikle arkadaş grupları, sınıf arkadaşları ve küçük proje ekipleri için ortak bir karar alma ve planlama alanı oluşturuyor. Tüm katılımcılar, yapay zekadan aynı anda faydalanabiliyor ve bu da koordinasyonu ciddi şekilde kolaylaştırıyor. Her ne kadar teknik olarak büyük gruplar desteklense de, Microsoft yöneticileri en çok iki ya da üç kişilik küçük grupların bu özelliği kullanacağını öngörüyor. Bununla birlikte, Copilot Groups özelliği şimdilik yalnızca ABD’deki bireysel kullanıcılar için aktif durumda.
Kişiselleştirilmiş Copilot, grup etkileşimini kolaylaştırıyor
Bu özellik şimdilik Microsoft 365 kurumsal kullanıcılarına açılmış değil. Ne var ki, ileride bu yapının iş ortamlarına da entegre edilmesi gündeme gelebilir. Çünkü özellikle ekip içi planlamalarda, Copilot’un çoklu katılımcılarla senkronize çalışabilmesi ciddi bir avantaj sunuyor. Bunun yanı sıra, grup içindeki konuşmaların yapay zeka tarafından toparlanabilmesi ve yönlendirilmesi de kullanıcılar için zaman kazandıran bir unsur haline geliyor. Dolayısıyla bu sistem, yalnızca bilgi üretimi değil, aynı zamanda ortak karar alma süreçlerinde de etkili bir rol üstleniyor.
Öte yandan, Copilot’un yenilenen yüzü yalnızca çoklu katılım desteğiyle sınırlı değil. Microsoft, Copilot’a “real talk” adı verilen yeni bir mod daha ekledi. Bu mod sayesinde Copilot, artık kullanıcıların tonuna uyum sağlayan ve daha esprili, kimi zaman karşı argümanlarla yanıtlar veren bir yapıya bürünüyor. Böylece yanıtlar daha kişisel, daha doğal ve çoğu zaman daha düşündürücü hale geliyor. Ancak bu mod, yalnızca yazılı kullanım için sunulmuş durumda; sesli etkileşimlerde henüz desteklenmiyor.
Real talk modu aktif edildiğinde, Copilot’un yanıtları daha doğal akışlı ve insana yakın bir yapı kazanıyor. Microsoft yetkilileri bu yapının, kullanıcıyla sohbet kurma biçimini ciddi şekilde değiştirdiğini belirtiyor. Copilot artık yalnızca verilen bilgiye onay vermekle kalmıyor, aynı zamanda karşı fikirler üreterek kullanıcıyı düşünmeye teşvik ediyor. Diğer yandan, bu özelliğin varsayılan olarak kapalı geldiğini de belirtmek gerekiyor. Kullanıcılar isterse bu modu açabiliyor ve sohbetin tonunu dilediği gibi şekillendirebiliyor.
Tüm bu yeniliklerin merkezinde yer alan gelişmiş hafıza sistemi, Copilot’un kişisel düzeyde çok daha derin çalışmasına imkan tanıyor. Sistem, kullanıcıya dair temel bilgileri, üzerinde çalıştığı konuları ve sık etkileşim kurduğu kişileri hatırlayabiliyor. Bu da, Copilot’un önerilerde bulunurken ya da soruları yanıtlarken daha bağlama uygun içerikler sunmasını sağlıyor. Fakat bu noktada kontrol tamamen kullanıcıya bırakılmış durumda. Copilot’un neleri bildiği görülebiliyor, dilenirse belirli bilgiler tek tek ya da topluca silinebiliyor.
Microsoft, bu hafıza yönetimini yalnızca görsel arayüzle sınırlı tutmuyor. Kullanıcılar, sesli komut vererek de Copilot’un belirli bilgileri unutmasını sağlayabiliyor. Örneğin, “kardeşimle ilgili her şeyi sil” şeklinde verilen bir komutla sistem ilgili verileri kaldırabiliyor. Bu etkileşim biçimi, yapay zekanın kullanımını çok daha kişiselleştirilebilir hale getiriyor. Tüm bunların yanında, gizlilik konusunda kullanıcıya sunulan bu seviye esneklik, yapay zekaya duyulan güveni artıran bir unsur olarak öne çıkıyor.
Copilot’un bilgi üretiminde kullandığı kaynaklar da daha sağlam temellere oturtuluyor. Özellikle sağlıkla ilgili konularda, yanıtların Harvard Health gibi güvenilir kaynaklara dayandırıldığı belirtiliyor. Bu sayede kullanıcılar, hem daha doğru hem de bağlamı oturmuş bilgilerle yönlendiriliyor. Bununla birlikte, kullanıcıların yaşadığı bölge, konuştuğu dil ve kişisel tercihleri göz önünde bulundurularak doğru doktor veya sağlık hizmetine ulaşmalarına da yardımcı olunuyor. Sağlık gibi hassas konularda bu düzeyde özenli bir yapı sunulması dikkat çekiyor.
Bunlara ek olarak Microsoft, Copilot’un sesli moduna yeni bir sanal karakter olan Mico’yu ekledi. Bu animasyon karakter, eski Clippy’yi hatırlatacak şekilde ekranda hareket ediyor ve konuşmalara gerçek zamanlı tepkiler veriyor. Mico’nun içinde bulunduğu “Learn Live” modu ise Copilot’un öğretici tarafını öne çıkarıyor. Bu mod sayesinde kullanıcı, öğrenmek istediği konuda adım adım yönlendirme alabiliyor. Mico’nun varlığı, deneyimi hem görsel hem de etkileşimsel olarak zenginleştiriyor.








