Çin’de yapay zekâ endüstrisi, 2025 yılı itibarıyla 1,2 trilyon yuanı aşan toplam ekonomik değere ulaştı. Bu büyüklük, resmi kurumların yayımladığı sektörel verilerle doğrulandı. Değer artışı; üretim, sağlık, finans ve kamu hizmetleri gibi alanlara yayılan uygulamalardan kaynaklandı. Ek olarak, hem merkezi yönetim hem de yerel idarelerin desteklediği projeler bu tabloyu şekillendirdi.
Bu ekonomik genişleme, çekirdek yapay zekâ teknolojileriyle sınırlı kalmadı. Bunun yanında algoritma geliştirme, veri işleme hizmetleri ve donanım üretimi de toplam değerin önemli bölümünü oluşturdu. Özellikle büyük dil modelleri, kurumsal yazılımlar içinde daha sık kullanılmaya başladı. Ne var ki bu kullanım yalnızca teknoloji şirketleriyle sınırlı ilerlemedi. Sanayi kuruluşları da yapay zekâyı üretim planlama ve kalite kontrol süreçlerine dahil etti.
2024 verileriyle karşılaştırıldığında artış oranı çift haneli seviyeleri geçti. Bu büyüme, bireysel kullanıcı sayısındaki yükselişle doğrudan ilişki kurdu. Akıllı asistanlar, görsel tanıma sistemleri ve otomatik metin üretim araçları günlük kullanıma girdi. Burada sana şunu özellikle aktarmak gerekir; kullanıcı tarafındaki bu yaygınlık, şirket yatırımlarını hızlandırdı. Öte yandan veri merkezlerine yapılan harcamalar da aynı dönemde belirgin biçimde arttı.
Yapay zekâ şirketlerinin sayısı 2025 itibarıyla binlerle ifade edilir hâle geldi. Bu firmalar, yazılım, çip tasarımı ve bulut tabanlı çözümler üzerinde yoğunlaştı. Bunun yanı sıra üniversitelerle yürütülen ortak projeler sektöre nitelikli insan kaynağı sağladı. Devlet destekli araştırma programları, özel sektörle doğrudan temas kurdu. Böylece teknoloji transferi daha kısa sürede gerçekleşti.
Çin’de yapay zekâ yatırımları sektörlere doğrudan yayıldı
İmalat sektörü, yapay zekâ yatırımlarından en fazla pay alan alanlardan biri oldu. Üretim hatlarında kullanılan tahmin sistemleri, maliyet hesaplamalarını doğrudan etkiledi. Bunun yanında enerji yönetimi ve lojistik planlama yazılımları da devreye alındı. Sağlık tarafında ise görüntü analizi ve hasta verisi işleme sistemleri yaygınlaştı. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, bu uygulamaların ticari ölçekte kullanılması oldu.
Finans sektörü de bu büyümeden pay aldı. Risk analizi, dolandırıcılık tespiti ve müşteri hizmetleri süreçleri yapay zekâ ile yeniden düzenlendi. Fakat düzenleyici çerçeve, bu alanda daha sıkı biçimde uygulandı. Kamu tarafında ise şehir yönetimi, trafik kontrolü ve sosyal hizmetlerde yapay zekâ tabanlı sistemler kullanıldı. Her şeye rağmen veri güvenliği ve şeffaflık başlıkları gündemde kalmaya devam etti.
Uluslararası ölçekte bakıldığında, Çin’in yapay zekâ pazarının büyüklüğü küresel dengeleri etkiledi. İhracata konu olan yazılım ve donanım çözümleri Asya ve Orta Doğu pazarlarında yer buldu. Bunun yanında yerli firmalar, dışa bağımlılığı azaltacak ürünlere yöneldi. Burada sana aktarılabilecek net bilgi şu; büyüme rakamları yalnızca iç pazarla açıklanmadı. Küresel talepler de bu değerin oluşmasına katkı sağladı.
2025 itibarıyla ulaşılan 1,2 trilyon yuanlık ekonomik büyüklük, planlı yatırımların sonucu olarak kayda geçti. Sektörün kapsamı her yıl daha fazla alt başlık içerdi. Tüm bunların yanında altyapı yatırımları da aynı hızla sürdü. Önümüzdeki döneme dair projeksiyonlar resmi raporlarda yer aldı. Bu veriler, yalnızca mevcut tabloyu ortaya koymakla sınırlı kaldı.
