Bilim

Çin’in batarya metallerinde iç kaynak sınırı ortaya çıktı

çin batarya maden

Çin merkezli yeni rezerv verileri, elektrikli araç bataryalarının temelini oluşturan lityum, nikel ve kobalt için kalan süreleri netleştiriyor. Mevcut çıkarım hızlarıyla bazı metallerde iç kaynakların kısa vadede yetersiz kalacağı görülüyor. Bu tablo, Çin’in son yıllarda neden yurt dışı maden yatırımlarına ağırlık verdiğini doğrudan açıklıyor. Küresel batarya üretim zinciri bu bilgilerle birlikte yeni bir çerçeve kazanıyor.

Küresel ölçekte batarya üretiminin büyük bölümü Çin’de gerçekleşiyor, rafinaj kapasitesi de burada yoğunlaşıyor. Ancak madenleri işlemekle, yer altından çıkarmak arasında belirgin farklar bulunuyor. Yeni paylaşılan bir görsel sunum, Çin’in iç maden varlığını yıllar bazında ortaya koyuyor. Buna göre hesaplamalar, mevcut çıkarım hızlarını esas alıyor. Öte yandan elektrikli araç talebi her yıl hızlanıyor. Bu nedenle yıllar cinsinden verilen süreler, pratikte daha da kısalabiliyor.

Lityum tarafında iç rezervler yaklaşık 14,6 yıl ile sınırlı görünüyor. İlk bakışta bu süre yeterli algılanabilir, fakat batarya talebindeki artış tabloyu değiştiriyor. Çin’deki lityum kaynaklarının büyük kısmı Qinghai-Tibet Platosu’ndaki tuz göllerinde yer alıyor. Bu sahalar, Güney Amerika’daki salamura yataklarına kıyasla daha karmaşık süreçler gerektiriyor. Bu nedenle üretim maliyetleri yükseliyor ve Çinli şirketler Afrika ve Güney Amerika’daki lityum sahalarına yöneliyor.

Nikel cephesinde tablo daha dar bir alana işaret ediyor. İç rezervler, mevcut hızla sadece 3,8 yıl yetecek seviyede bulunuyor. Nikel, uzun menzilli elektrikli araçlarda kullanılan yüksek enerji yoğunluklu katotlar için kritik rol oynuyor. Bu nedenle Çin, Endonezya gibi ülkelerde büyük ölçekli nikel yatırımlarını devreye alıyor. Yüksek basınçlı asit liçi tesisleri bu kapsamda öne çıkıyor. Bu yatırımlar, iç kaynakların sınırlı kalmasıyla doğrudan bağlantı kuruyor.

Kobalt tarafında ise iç kaynaklar fiilen sona ermiş gibi görünüyor. Çin, ekonomik değeri olan kobaltı artık tamamen ithalatla temin ediyor. Bu noktada tedarikin büyük bölümü Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nden sağlanıyor. Çinli şirketler, bu ülkedeki maden sahalarında uzun süredir etkin rol üstleniyor. Kobalt rafinajının önemli kısmı da Çin’de yapılıyor. Böylece ham madde dışarıdan, katma değerli işlem içeride gerçekleşiyor.

Çin’in dış madencilik yatırımları küresel batarya zincirini belirliyor

Bu tablo, küresel batarya tedarik zincirinde yeni bir okuma gerektiriyor. Çin, üretim ve rafinaj gücünü korurken ham madde tarafında dışa bağımlılığı derinleştiriyor. Buna rağmen lityum-demir-fosfat ve sodyum tabanlı batarya kimyaları yaygınlaşıyor. Bu kimyalar, kobalt ve nikel ihtiyacını sınırlı tutuyor. Fakat yüksek enerji yoğunluklu hücrelerde bu metaller hâlâ belirleyici rol oynuyor. Bu nedenle ham madde arayışı sürüyor.

Öte yandan Avrupa ve Kuzey Amerika, kendi tedarik zincirlerini kurma yönünde adımlar atıyor. Yerli maden projeleri, rafinaj tesisleri ve batarya fabrikaları bu çerçevede gündeme geliyor. Ancak ölçek ve hız açısından Çin ile aradaki fark korunuyor. Bu fark, küresel elektrikli araç üretim planlarını doğrudan etkiliyor. Ham maddeye erişim, üretim takvimlerinin temel girdilerinden biri hâline geliyor. Veriler, bu zincirin önümüzdeki yıllarda daha karmaşık işleyeceğini gösteriyor.