Google, Android işletim sisteminde Chrome tarayıcısını kullanan kullanıcılar için erişilebilirlik alanında önemli bir iyileştirme sundu. Artık kullanıcılar, web sayfalarının tamamını büyütmek yerine yalnızca metni yakınlaştırabilecek. Bu özellik, özellikle görme güçlüğü çeken kullanıcıların sayfa düzeninden ödün vermeden içerikleri daha rahat okuyabilmesini amaçlıyor. Önceden, Chrome’da yapılan yakınlaştırmalar tüm sayfayı etkileyerek hem metin hem de görselleri büyütüyor, bu da gezinmeyi zorlaştırıyordu.
Yeni sistemde kullanıcılar, sağ üst köşedeki üç nokta menüsünü açarak yakınlaştırma ayarlarına erişebiliyor. Buradan bir kaydırıcı yardımıyla metin boyutu istenilen düzeye getirilebiliyor. Bu ayar sadece o an açık olan sayfada geçerli olabildiği gibi, tüm web siteleri için kalıcı olarak da uygulanabiliyor. Böylelikle, her siteye girdiğinde yeniden ayar yapmak gerekmiyor.
Bununla birlikte, bu güncellemenin sadece okunabilirliği değil, genel kullanıcı deneyimini de geliştirdiği söylenebilir. Web sayfasının düzenine dokunmadan metni büyütmek, özellikle karmaşık yapıdaki sitelerde gezinmeyi daha kolay hale getiriyor. Geliştirilen sistem sayesinde, yazı tipi boyutunu artırmak isteyen ancak görsel veya tasarımsal bozulmalardan kaçınan kullanıcılar için daha esnek bir çözüm sunuluyor. Ne var ki bu özelliğin henüz sadece Android platformunda kullanılabilir olduğunu belirtmekte fayda var.

Tarayıcıda taranmış PDF belgeleri artık doğrudan metne dönüştürülebiliyor
Google’ın erişilebilirlik alanındaki bir diğer adımı ise masaüstü kullanıcılarını ilgilendiriyor. Chrome’un masaüstü sürümüne entegre edilen yeni Optik Karakter Tanıma (OCR) özelliği sayesinde, artık taranmış PDF belgeleri otomatik olarak tanınabiliyor. Böylece bu tür belgelerdeki yazılar kopyalanabilir, aranabilir ve ekran okuyucular tarafından okunabilir hale geliyor. Her ne olursa olsun, bu özellik özellikle belgeyle çalışan kullanıcılar açısından önemli bir zaman kazancı sağlayabilir.
Bu OCR özelliği aslında yılın başlarında beta olarak bazı kullanıcılara sunulmuştu. Ancak artık tüm masaüstü kullanıcıları için yaygın biçimde kullanılabilir durumda. PDF dosyalarının çoğu zaman düzenlenemez biçimde oluşturulması, bu tür belgeler üzerinde işlem yapmayı zorlaştırıyordu. Yeni özellik sayesinde, görme engelli kullanıcıların bu belgelere erişimi de daha kolay hale geliyor.
Google’ın erişilebilirlik alanındaki üçüncü hamlesi ise Android’in ekran okuyucu aracı TalkBack’e yönelik. TalkBack, artık Google’ın Gemini adını verdiği yapay zeka modeliyle daha güçlü bir şekilde entegre çalışıyor. Bu entegrasyon sayesinde, kullanıcılar ekrandaki görseller hakkında daha detaylı açıklamalar alabiliyor. Örneğin bir görseldeki nesnenin rengi, dokusu veya diğer nesnelerle olan ilişkisi gibi sorulara cevap verilebiliyor.

Bu yapay zeka destekli açıklama sistemi, özellikle görme engelli kullanıcıların görsel içerikleri daha iyi anlamasına yardımcı oluyor. Görsel tanıma teknolojisi, sadece nesneleri belirlemekle kalmıyor; bağlam içinde açıklamalar sunarak daha bütüncül bir deneyim sağlıyor. Bunun yanı sıra, kullanıcılar görselde ne olduğunu anlamakla yetinmeyip detaylı sorular sorabiliyor. Fakat bu sistemin etkin biçimde kullanılabilmesi için cihazda Android’in güncel sürümünün kurulu olması gerekiyor.
Buna ek olarak Google, Android 15 ve üzeri sürümlerde çalışan cihazlarda yeni bir altyazı sistemi de devreye aldı. “Expressive Captions” adını taşıyan bu özellik, yalnızca konuşmaları değil, konuşma tarzını da gerçek zamanlı olarak altyazıya dönüştürüyor. Bir spikerin heyecanlı bir şekilde “gooool!” demesi ya da bir kullanıcının uzun bir “hayııııır” çıkışı, altyazılarda bu duygularla yansıtılıyor. Ayrıca ıslık, öksürük gibi çevresel sesler de artık altyazılarda tanımlanabiliyor.
Bu altyazı özelliği şimdilik sadece İngilizce dilinde ve ABD, İngiltere, Kanada ile Avustralya bölgelerinde kullanılabiliyor. Geniş kapsamlı dil desteği henüz sunulmuş değil ancak gelecekte daha fazla ülkede kullanıma açılması bekleniyor. Ek olarak bu sistem, uygulama bağımsız biçimde çalışıyor ve telefondaki hemen her uygulamada aktif olabiliyor. Yapay zeka, sesi yalnızca yazıya dökmekle kalmıyor, aynı zamanda duygusal tonlamaları da tanıyarak yazıya aktarıyor.