ManşetlerTeknoloji

ChatGPT mobil uygulamasında yeni dönem: DM özelliği geliyor

gpt-5 apple chatgpt

OpenAI, ChatGPT mobil uygulamasını sadece bireysel bir sohbet aracı olmaktan çıkaracak bir özellikle gündemde. Android için yayınlanan son beta sürümde ortaya çıkan bazı kodlar, kullanıcılar arasında doğrudan mesajlaşma özelliğinin test edildiğini ortaya koyuyor. Bu yeni yapı, ChatGPT’nin yıllardır sürdürdüğü tekil kullanıcı-etkileşim modelinden ciddi biçimde uzaklaştığını gösteriyor. Her ne kadar bu özellik henüz kullanılabilir durumda olmasa da, geliştiricilerin yönelimi açıkça belli oluyor.

Bu yenilik ilk olarak yazılım mühendisi Tibor Blaho tarafından fark edildi ve SammyGuru üzerinden paylaşıldı. Blaho’nun yaptığı kod incelemelerinde, kullanıcılar arasında birebir ve grup mesajlaşmasına imkân tanıyacak detaylar yer alıyor. Üstelik yalnızca mesaj göndermekle sınırlı kalmayan, kullanıcıyı engelleme gibi temel kontrol işlevlerini de içeren bir yapıdan söz ediliyor. Bu da kullanıcılar arasında daha güvenli ve kontrollü bir etkileşim alanı oluşturulabileceğini düşündürüyor. Tüm bunlara ek olarak, mesajlaşma sisteminin uygulamayı sosyal bir yapıya evriltme ihtimalini güçlendirdiği görülüyor.

ChatGPT kullanıcılarının sosyal profillerle özelleştirilebilir bir deneyim yaşayabileceği anlaşılıyor

Beta kodlarında yer alan bilgiler arasında profil özelleştirme seçenekleri de dikkat çekiyor. Kullanıcıların kendilerine profil fotoğrafı ekleyebileceği ve görünen adlarını belirleyebileceği görülüyor. Böylece kullanıcılar arası etkileşim, artık yalnızca anonim kimliklerle değil, tanımlı profiller üzerinden de yürütülebilecek. Bu yapı, uygulamanın yalnızca bilgi edinme aracı olarak değil, aynı zamanda dijital bir sosyal alan olarak konumlanabileceğine işaret ediyor. Her şeye rağmen, bu değişikliklerin mahremiyet ve veri güvenliği açısından nasıl bir yol izleyeceği şimdilik net değil.

chatgpt dm

Mesajlaşma özelliğinin ilgi çekici yönlerinden biri de sohbet geçmişinin, insanlarla yapılan mesajlaşmalara entegre edilmeyecek olması. Yani kullanıcıların yapay zekâ ile geçmişte yaptığı konuşmalar, diğer kullanıcılarla olan etkileşimlere yansımayacak. Bu durum, güvenlik ve kişisel veri kontrolü açısından olumlu bir yaklaşım olarak değerlendirilebilir. Öte yandan, bu sınırın iş birliği yapma açısından bazı kısıtlamalar doğurup doğurmayacağı da ayrı bir tartışma konusu. Kullanıcılar için neyin daha faydalı olacağı, bu özellik hayata geçirildikten sonra daha net biçimde görülebilecek.

Kodlar içinde dikkat çeken bir başka husus da grup sohbetlerine birden fazla GPT örneğinin dahil olup olamayacağı konusu. Böyle bir senaryo gerçekleşirse, iki yapay zekâ örneği birlikte çalışarak daha geliştirilmiş ve dengeli yanıtlar oluşturabilir. Bu durum, kullanıcıların bilgi alışverişi dışında ortak fikir üretme süreçlerinde yapay zekâyı bir araç olarak değerlendirmesine imkân tanıyabilir. Ne var ki böyle bir özellik şimdilik yalnızca olasılık düzeyinde. Geliştirme sürecinde bu tür detayların sonradan şekilleneceği tahmin ediliyor.

Bağımsız araştırmacı Radu Oncescu da bu yapı üzerinde yaptığı analizlerle, Blaho’nun bulgularını doğruluyor. Oncescu’nun tespitleri, kullanıcı profillerinin daha görünür hâle gelmesini destekleyen kod satırlarını da kapsıyor. Bunun yanında, sosyal etkileşimlerin yalnızca birebir sohbetlerle sınırlı kalmayabileceği, grup yapılarının da platformun bir parçası olabileceği anlaşılıyor. Bu yaklaşım, ChatGPT’yi klasik bir yapay zekâ uygulamasından daha fazlasına dönüştürebilir. Kullanıcılar artık yalnızca bilgi almak için değil, etkileşim kurmak için de bu uygulamaya yönelebilir.

ChatGPT’nin bu doğrultuda ilerlemesi, uygulamanın kullanım biçiminde ciddi değişiklikleri beraberinde getirebilir. Kullanıcılar artık sadece AI ile etkileşim kurmakla kalmayacak, aynı zamanda başka kullanıcılarla da anlık fikir alışverişi yapabilecek. Bu geçişin yaratıcı projelere ve bilgi paylaşımına olan etkisi zamanla daha belirgin hâle gelecektir. Bunun yanı sıra, farklı yeteneklere sahip GPT modellerinin grup etkileşimlerine dâhil edilmesi, dijital üretkenlik araçlarının çeşitlenmesine katkıda bulunabilir. Sosyal yapıya yönelik bu tür bir genişleme, uygulamanın uzun vadeli yönünü de belirleyebilir.

Tüm bu gelişmelere rağmen, mesajlaşma özelliğinin ne zaman tüm kullanıcılara sunulacağı hâlâ belirsizliğini koruyor. Özelliğin önce belirli bir kullanıcı grubu üzerinde mi test edileceği, yoksa geniş çaplı bir sunumla mı devreye alınacağı açıklanmış değil. Buna bağlı olarak, kullanıcıların bu yeni yapıya nasıl tepki vereceği de dikkatle takip edilecek konular arasında yer alıyor. Özellikle mesajlaşmalarda gizlilik, kullanıcı kontrolü ve moderasyon mekanizmalarının nasıl işleyeceği önem taşıyor. OpenAI’ın bu konuda şeffaf bir iletişim kurması, kullanıcı güvenini sağlamlaştırmada etkili olabilir.