Bilim

Avrupa Birliği, 2040’a kadar karbon emisyonlarını yüzde 90 azaltmayı hedefliyor

avrupa birliği apple huawei

Avrupa Birliği, iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir adım atarak, 2040 yılına kadar sera gazı emisyonlarını 1990 seviyelerine kıyasla yüzde 90 oranında düşürmeyi hedefleyen geçici bir uzlaşmaya vardı. Avrupa Parlamentosu tarafından duyurulan bu yeni hedef, Çin gibi büyük ekonomilerin önünde yer alıyor; ne var ki, AB’nin kendi bilimsel danışma kurullarının önerdiği daha yüksek azaltım seviyesinin altında kalıyor. Danimarka İklim Bakanı Lars Aagaard, “Bu hedef, iklim eylemi gerekliliğine karşılık verirken rekabet gücümüzü ve güvenliğimizi de koruyor” açıklamasında bulundu.

Bu yeni hedef, Avrupa Birliği’nin 2050 yılına kadar iklim nötrlüğüne ulaşma yönündeki uzun vadeli planının kritik bir parçası niteliğinde. Ancak kararın alınma süreci, üye ülkeler arasında süren siyasi tartışmalar nedeniyle aylarca uzadı. Polonya ve Macaristan gibi ülkeler, daha derin kesintilerin sanayi üzerindeki maliyet baskısını artıracağı görüşündeyken; İspanya ve İsveç gibi ülkeler ise daha iddialı adımların, aşırı hava olaylarının etkisini azaltmak ve Çin’in yeşil teknoloji üretimindeki öncülüğüne karşılık vermek açısından kaçınılmaz olduğunu savundu.

Hedefin gerçekleşebilmesi için Avrupa’daki sanayi sektörlerinin emisyonlarını %85 oranında azaltması gerekiyor. Kalan yüzde 5’lik açık ise gelişmekte olan ülkelere karbon kredisi satarak telafi edilecek. Bu arada AB, sanayinin yükünü hafifletmek amacıyla, uluslararası karbon kredilerinin yüzde 5’e kadar kullanımına da onay verdi. Ayrıca yakıtlar için planlanan karbon vergisinin yürürlüğe giriş tarihi bir yıl ertelenerek 2028’e çekildi.

Tüm bu düzenlemelere rağmen, Avrupa Birliği hâlihazırda büyük emisyon kaynakları arasında en ciddi adımları atan yapı konumunda. 1990 yılından bu yana emisyonlarını yüzde 37 oranında azaltmayı başaran AB, bu süreçte ABD’nin yaklaşık yüzde 7’lik bir azalma gerçekleştirdiği düşünüldüğünde oldukça ileride görünüyor. Öte yandan, Trump yönetimi döneminde ABD’nin Paris İklim Anlaşması’ndan çekilmesi, hükümet sitelerinden iklim değişikliğiyle ilgili içeriklerin kaldırılması ve kömür ile gaz gibi fosil yakıtlara dayalı enerji sektörlerinin teşvik edilmesi, bu alandaki ilerlemeyi yavaşlatmıştı.

Yeni hedefin yürürlüğe girebilmesi için Avrupa Parlamentosu ve üye ülkeler tarafından resmen onaylanması gerekiyor. Ancak geçmiş örneklere bakıldığında, üzerinde önceden uzlaşmaya varılan bu tür kararların yasalaşması çoğu zaman formaliteden ibaret oluyor.

Avrupa Komisyonu’nun açıkladığı verilere göre, bu hedefe ulaşmak sadece emisyonları düşürmekle sınırlı kalmayacak; aynı zamanda yenilenebilir enerji yatırımlarının hızlanması, sanayi sektörünün daha verimli teknolojilere geçişi ve enerji ithalatına bağımlılığın azaltılması gibi yan faydalar da sağlayacak. Öte yandan, çevre örgütleri ve bazı iklim bilimciler, yüzde 90’lık hedefin iklim krizinin önüne geçmek için yeterli olmadığını, yüzde 95’in altına düşülmemesi gerektiğini dile getiriyor. Bu bağlamda, yeni hedef her ne kadar ileri bir adım gibi görünse de, iklim bilimindeki son veriler ışığında yeterince radikal bulunmuyor.