Otomotiv sektörü uzun süredir elektrikli araç dönüşümünü konuşuyor. Birçok üretici hızlı adımlarla bu yola girmişti, buna rağmen son dönemde hibrit çözümlere dönüş hızlandı. Audi de benzer şekilde elektrikli vizyonunu yumuşattı. Fakat Milano’da tanıttığı Audi Concept C, farklı bir geleceğin işaretlerini veriyor.
Audi’nin yeni konsepti, iç mekân konusunda radikal bir değişim sunuyor. Günümüzde yaygın olarak kullanılan büyük ekranların yerini sade bir ön konsol alıyor. Fiziksel düğmeler, güçlü dokunsal hissiyle ön plana çıkarılıyor ve “Audi tıklaması” ifadesiyle tanımlanıyor. Bunun yanı sıra, bu yaklaşım kullanıcıya fazlalıklardan arındırılmış bir deneyim veriyor. Her şeye rağmen, teknolojik beklentilerden tamamen uzak durulmadığını görmek mümkün.
Audi Concept C 10,4 inç gizli dokunmatik ekranla geliyor
İç mekânda en dikkat çekici unsur, 10,4 inçlik gizli dokunmatik ekran oluyor. Bu ekran kullanılmadığında torpido içine saklanıyor, ihtiyaç duyulduğunda ise hızla ortaya çıkıyor. Bu özellik, sadelikle modernliği bir araya getiriyor. Ek olarak, yalnızca gerekli olduğunda beliren dokunmatik yüzeyler ve arka aydınlatmalı butonlar sürücünün dikkatini dağıtmıyor. Bu da kabinde fazlalıklardan uzak, temiz bir görünüm sağlıyor.

Audi, bu konseptte geçmişten gelen izleri de canlı tutuyor. 2023’te üretimi sonlanan TT modeline yapılan göndermeler hemen fark ediliyor. Tüm bunların yanında, 1930’lu yılların Auto Union yarış araçları da ilham kaynakları arasında. Özellikle 1936-1937 yıllarında kullanılan Type C, dik ön ızgara ve akıcı gövde çizgileriyle konseptte yeniden hayat buluyor. Bu karışım, klasik ruhla modern bakışın dengeli bir birleşimi oluyor.
Konseptin öne çıkan özelliklerinden biri katlanabilir sert tavan. Audi tarihinde ilk kez kullanılan bu sistem, araca hem coupe hem de roadster karakteri kazandırıyor. Böylece kullanıcıya çift yönlü bir deneyim sunuluyor. Fakat bu tasarım tercihi aynı zamanda markanın farklı beklentilere cevap verme isteğini de ortaya koyuyor. Tüm bunların yanında, bu tavanın açılıp kapanma mekanizması aracın kullanım alanını çeşitlendiriyor.

Arka camın kaldırılması, modelin en sıra dışı kararlarından biri olarak öne çıkıyor. Görüş alanı tamamen dijital ayna sistemine emanet edilmiş durumda. Bu tercih Polestar 4’te görülen çözüme oldukça yakın. Buna rağmen yan aynaların ve sileceklerin yerinde bırakılması, üretime uygunluk ihtimalini güçlendiriyor. Her ne kadar konsept bir model olsa da, bu detaylar satışa yakın bir prototip hissi uyandırıyor.
Teknik detaylar konusunda bilgiler hâlâ sınırlı. Modelin tamamen elektrikli olacağı doğrulansa da batarya kapasitesi veya menzil bilgisi paylaşılmadı. Şimdilik yalnızca arkadan itişli yapısı biliniyor. Bunun yanı sıra, Quattro sistemiyle donatılmış bir versiyonun da gündeme gelmesi oldukça olası. Bu durum, performans beklentilerini ciddi şekilde artırıyor.

Audi TT, geçmişte Volkswagen Golf platformunu kullanmıştı. Ne var ki Concept C için aynı durumun geçerli olması düşük ihtimal. Piyasada, Porsche’nin elektrikli 718 modeliyle ortak altyapı kullanılabileceği konuşuluyor. Bu iddia resmi olarak doğrulanmamış olsa da, markalar arası teknik yakınlık bu ihtimali güçlendiriyor. Tüm bunların yanında, bu altyapı paylaşımı performans ve sürüş dinamiklerinde önemli bir fark yaratabilir.
Concept C, tasarım diliyle gelecekteki Audi modellerine yön gösterecek nitelikte. Sade iç mekân anlayışı, klasik yarış otomobillerinden alınan ilham ve modern teknolojiler bir bütünlük oluşturuyor. Bunun yanında, elektrikli ve hibrit modellere uygulanabilecek detaylar dikkat çekiyor. Audi’nin elektrikli geleceğe geçişinde bu konseptin önemli bir rol oynayacağı görülüyor.