Apple, yapay zekâ konusundaki yaklaşımını daha açık ve kapsayıcı hâle getiriyor. Şirket CEO’su Tim Cook’un açıklamaları, Siri’nin gelecekte çoklu yapay zekâ motorlarıyla destekleneceğini gösteriyor. Cook’a göre, kullanıcıların farklı platformlardan yapay zekâ deneyimi yaşamasının önü açılacak. Bu da Apple ekosisteminin alışılmış sınırlarının dışına taşınacağını işaret ediyor.
Halihazırda Siri’ye entegre edilen ChatGPT, bu sürecin ilk somut adımı oldu. Bununla birlikte, bu entegrasyonun yalnızca başlangıç olduğunu söylemek yanlış olmaz. Cook’un “zaman içinde daha fazla sistemle entegre olmayı planlıyoruz” şeklindeki ifadesi, sürecin sürdürülebilir ve genişleyebilir olacağını net biçimde ortaya koyuyor. Üstelik bu sadece Apple’ın kendi çabasıyla değil, farklı yapay zekâ sağlayıcılarının dahil edilmesiyle de mümkün olacak. Bu noktada Apple’ın kapalı sistem yapısından belirli ölçüde uzaklaşmayı göze aldığı da görülüyor. Bu tutum, daha önce çok az örneğine rastlanmış bir esneklik anlamına geliyor.
Apple, Siri’de çoklu yapay zekâ desteğini zamana yayarak uygulamayı hedefliyor
Google’ın Gemini yapay zekâ motoruyla yapılması beklenen entegrasyon, bu planın bir sonraki adımı olabilir. Bloomberg’in raporlarında yer alan bilgilere göre, bu konuda taraflar arasında aktif görüşmeler devam ediyor. Ek olarak, Anthropic ve Perplexity gibi başka yapay zekâ geliştiricileriyle de temas kurulmuş durumda. Bu temaslar yalnızca iddia düzeyinde değil, içerik bazlı uyum testlerinin yapıldığı da biliniyor. Federighi’nin geçtiğimiz yıl “farklı modellerle çalışmayı değerlendiriyoruz” sözleri, aslında bugünkü tabloya zemin hazırlamıştı. Şimdi bu sözlerin eyleme dönüştüğüne tanıklık ediliyor.
Yeni nesil Siri’nin 2026 yılı içinde tüm Apple cihazlarına dağıtılması planlanıyor. Geliştirme süreci tamamlandığında, Siri yalnızca soruları yanıtlayan bir asistan olmayacak. Bunun yerine farklı yapay zekâ motorlarından anlam çıkartabilen, öneri sunabilen ve çok katmanlı yanıtlar üretebilen bir yapıya kavuşacak. Cook’un açıklamalarına göre, bu dönüşüm yalnızca teknik bir güncelleme değil; kullanıcı deneyimini kökten değiştirecek bir adım olacak. Şirketin uzun süredir üzerinde çalıştığı bu proje, yapay zekâ dünyasındaki rekabetin hızlandığı dönemde hayata geçiriliyor. Bu açıdan bakıldığında, Siri’nin evrimi Apple açısından kaçınılmaz hâle gelmiş durumda.
Tim Cook, yaptığı konuşmada yapay zekâ alanındaki birleşme ve satın alma ihtimallerine de açık olduklarını belirtti. Eğer Apple’ın geliştirme yol haritasına katkı sağlayacak bir firma tespit edilirse, iş birliği ya da satın alma ihtimali değerlendirilebilecek. Bu yaklaşım, Apple’ın sadece kendi teknolojileriyle sınırlı kalmak istemediğini net biçimde ortaya koyuyor. Üstelik bu durum, şirketin diğer teknoloji devleriyle daha açık iş birliklerine girebileceği ihtimalini de güçlendiriyor. Yani Apple, sadece iç kaynaklarıyla değil, dış dinamiklerle de pozisyon almayı tercih ediyor. Bu tavır, şirketin yıllardır süregelen kontrolcü politikalarının yeniden şekillenmeye başladığını gösteriyor.
Tüm bu gelişmeler, Apple’ın 2025 yılı dördüncü çeyrek finansal sonuçlarının açıklandığı günlerde gündeme geldi. Şirket, söz konusu çeyrekte 102,5 milyar dolarlık gelir elde ettiğini duyurdu. Geçtiğimiz yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 8’lik bir büyüme sağlanmış durumda. Bu büyümenin ardında donanım satışlarının yanı sıra, hizmet gelirlerinin de etkisi bulunuyor. Ne var ki Apple için en stratejik gelişmeler arasında yapay zekâ yatırımları öne çıkıyor. Çünkü bu yatırımlar, sadece bugünü değil, gelecekteki kullanıcı alışkanlıklarını da etkileyebilir.
iPhone 17 ailesinin satışa sunulmasına rağmen, cihazlardaki yapay zekâ odaklı gelişmelerin tamamı henüz kullanıcıya yansımış değil. Siri’nin gelişmiş sürümünün devreye girmesiyle birlikte, bu cihazların potansiyeli daha görünür hâle gelebilir. iPhone 17 serisinin gelirlerine bakıldığında, toplam 49,03 milyar dolarlık iPhone satışının yalnızca bir bölümünü oluşturduğu görülüyor. Bu da Apple’ın daha fazla kullanıcıyı AI destekli özelliklerle tanıştırmayı hedeflediğini gösteriyor. Üstelik bu hedef yalnızca üst segment cihazlar için değil, giriş seviyesi modeller için de geçerli. iPhone Air ve iPhone 17e gibi modellerin bu kapsamda düşünülmesi şaşırtıcı değil.
Apple’ın, daha önce yalnızca Pro modellerine sunduğu bazı özellikleri artık alt segment cihazlara da taşıdığı görülüyor. Her zaman açık ekran ve ProMotion gibi işlevler, artık daha geniş bir kullanıcı kitlesiyle buluşuyor. Bunun yanında, kullanıcıların cihazlarıyla olan etkileşimi, yapay zekâ sayesinde daha kişiselleştirilmiş bir yapıya kavuşacak. Apple, yazılım ve donanımın birlikte evrim geçirmesine odaklanıyor. Bu senkronizasyon, Siri’nin gelişimiyle daha da belirgin hâle gelebilir. Özellikle farklı yapay zekâ motorlarının sistem içine entegre edilmesiyle, kullanım senaryoları çeşitlenebilir.
Apple’ın hizmet tarafındaki büyüme de dikkat çekici seviyelere ulaştı. Apple Music, Apple TV, Apple Arcade ve Fitness Plus gibi servisler, toplamda 28,8 milyar dolarlık bir gelir yarattı. Mac ve iPad satışları da sırasıyla 8,72 milyar dolar ve 6,95 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Fakat asıl dikkat çeken nokta, bu hizmetlerin yapay zekâ entegrasyonlarıyla daha derin ve etkileşimli hâle gelecek olması. Örneğin Apple TV’de öneri sistemlerinin daha da akıllanması mümkün. Tüm bunların Apple ekosisteminde kullanıcı deneyimini dönüştürme potansiyeli taşıdığı söylenebilir. Apple’ın 2026’da tanıtmayı planladığı uygun fiyatlı iPhone 17e modeli, çoklu yapay zekâ desteğini daha fazla kişiye ulaştırabilir.









