Apple, son yıllarda sadece donanım ve yazılımla değil, aynı zamanda altyapı tarafında da yeni fırsat alanlarını araştırıyor. Ortaya çıkan bilgilere göre, şirket Apple Silicon yongalarını temel alarak dış geliştiricilere yönelik özel bir bulut altyapısı kurmayı gündemine aldı. Bu girişim, teknoloji devinin “Project ACDC” adını verdiği gizli bir çalışmanın parçası olarak şekillendi. ACDC’nin açılımı, “Apple Chips in Data Centers” yani “Veri Merkezlerinde Apple Yongaları” olarak tanımlanıyor.
The Information tarafından yayımlanan detaylara göre, Apple’ın bu projeyle asıl hedefi, Apple Silicon’un verimliliğini geliştirici hizmetlerine taşımak. Şirketin bu yönde yaptığı değerlendirmelerde performans ve maliyet odaklı kararlar ön planda yer aldı. Apple Silicon’un yüksek işlem gücüne rağmen düşük enerji tüketimi, özellikle yapay zekâ çıkarımı gibi yüksek hacimli işlemlerde dikkat çekici avantajlar sunuyor. Apple, bu avantajı sadece kendi servisleri için değil, üçüncü parti geliştiriciler için de erişilebilir kılmayı düşündü.
Apple kendi sunucularını geliştiricilerin kullanımına açmayı planladı
Apple, bu fikri ilk olarak Private Cloud Compute ile iç sistemlerinde uygulamaya başladı. Private Cloud Compute, Apple Intelligence gibi yapay zekâ destekli işlemlerin sunucu taraflı yürütülmesini sağlayan bir altyapı olarak kullanıma girdi. Bu sistemde Apple Silicon yongaları doğrudan veri merkezlerinde kullanılmaya başlandı. Bu deneyimle birlikte sistemin verimliliği somut olarak test edilmiş oldu.
Bu yapının ilk test alanlarından biri, Siri ekibinin yürüttüğü metinden konuşmaya dönüşüm süreçleri oldu. Siri’nin arkasındaki teknik ekip, Mac çipleriyle çalışan sunucuların Intel tabanlı sunuculara göre daha düşük maliyetle daha yüksek doğruluk sunduğunu bildirdi. Bu gelişme, Apple’ın diğer servis ekiplerinin de ilgisini çekti. Ardından Fotoğraflar ve Apple Müzik gibi hizmetler de bu altyapıyı kullanmaya başladı.
Apple’ın bu adımı geliştirici ekosistemine doğru genişletme fikri, alışıldık kurumsal satış yöntemlerinden farklı bir yaklaşımı da beraberinde getiriyordu. AWS ya da Azure gibi devlerin aksine, Apple bu hizmeti mevcut Geliştirici İlişkileri birimi üzerinden sunmayı düşündü. Bu sayede daha sade, daha Apple’a özgü bir deneyim hedefleniyordu. Kurumsal satış gücü oluşturmak yerine mevcut geliştirici ağıyla doğrudan temas sağlanması planlandı.
Her ne kadar bu fikir belirli bir olgunluğa ulaşmış gibi görünse de, projenin mevcut durumu hâlâ net değil. Proje ACDC’nin en büyük destekçilerinden biri olan Apple yöneticisi Michael Abbott’un 2023 yılında şirketten ayrılmasıyla süreç yavaşladı. Haberde, 2024 yılının ilk aylarına kadar bazı değerlendirmelerin sürdüğü aktarılıyor. Fakat şu an itibarıyla Project ACDC’nin faal olup olmadığı belirsizliğini koruyor.
Apple’ın bu yönde attığı adımlar, şirketin hizmet gelirlerini çeşitlendirme arayışıyla da doğrudan ilişkili. App Store üzerinden elde edilen gelirler, düzenleyici kurumların baskısıyla giderek daha fazla tartışma konusu oluyor. Öte yandan, Google ile yapılan yıllık 20 milyar dolarlık arama motoru anlaşması da ABD Adalet Bakanlığı’nın radarına girmiş durumda. Bu gibi nedenlerle Apple, sürdürülebilir gelir kaynaklarını çeşitlendirmeyi daha ciddi bir biçimde gündemine alıyor.
Bunun yanında, geliştirici odaklı bir bulut çözümü, Apple’ın donanım avantajını daha geniş ölçekte değerlendirebilmesi anlamına geliyor. Üçüncü parti geliştiriciler, maliyetli GPU destekli sunuculara alternatif olarak daha verimli bir seçenekle karşılaşabilir. Özellikle yapay zekâ projeleriyle ilgilenen küçük ve orta ölçekli geliştiriciler için böyle bir hizmet önemli fark yaratabilir. Apple Silicon’un düşük enerji tüketimi ve yüksek performansı, bu alanda rekabeti değiştirme potansiyeli taşıyor.
Her şeye rağmen, Apple’ın bu tür bir altyapıyı tamamen dışa açması, bugüne kadarki kapalı sistem yapısıyla çelişen bir hamle olabilir. Apple genellikle kendi ekosistemini sıkı kontrol altında tutmayı tercih eden bir şirket. Bu nedenle böyle bir açılımın nasıl uygulanacağı, şirketin uzun vadeli planlarına ne ölçüde entegre edileceği henüz bilinmiyor. Fakat fikir düzeyinde bile Apple’ın kendi yongalarını sadece cihazlarda değil, veri merkezlerinde de ticari gelir aracına dönüştürmeyi düşünmesi dikkat çekici.
Tüm bu bilgiler ışığında, Apple’ın donanım gücünü daha geniş dijital hizmetler alanına taşıma niyeti teknoloji dünyasında yeni bir dönemin habercisi olabilir. Şirketin bu konuda alacağı kararlar, sadece kendi geliştirici topluluğunu değil, tüm bulut pazarını etkileyebilir. Gelecekte bu projeyle ilgili daha fazla detayın gün yüzüne çıkması bekleniyor. Geliştirici bulutu fikri rafta kalsa bile, Apple’ın bu yöndeki denemeleri şirketin önümüzdeki dönemde nasıl bir yöne evrileceğine dair önemli ipuçları veriyor.