Apple, 2025 mali yılı dördüncü çeyreğini 102,5 milyar dolar gelir ve 1,85 dolar hisse başı kazanç ile tamamladı. Şirketin gelirinde yıllık bazda yüzde 8 artış olurken, Çin’de satışlarda düşüş meydana geldi.
Şirketin resmi finansal açıklamasına göre bu çeyrekteki toplam gelir, geçen yılın aynı döneminde kaydedilen 94,8 milyar doların üzerine çıktı. Bu artışta iPhone 17 serisinin lansmanı ve hizmet gelirlerindeki güçlü büyüme belirleyici oldu. Apple, hizmetler kategorisinde tüm zamanların en yüksek çeyreklik gelirine ulaştı. Buna karşılık, Çin pazarında satışlar yüzde 6 oranında geriledi. Şirketin CEO’su Tim Cook, genel performansın beklentileri karşıladığını belirtse de, bölgesel gelir farklılıklarına özellikle dikkat çekti.
Apple’ın gelir kalemlerinde hizmetler bölümü önemli bir ağırlığa sahip. Bu alanda App Store, iCloud, Apple Music ve Apple TV+ gibi ürünler öne çıktı. Hizmet gelirleri çeyrek bazında 23,2 milyar dolar seviyesine ulaştı. Donanım satışları ise daha sınırlı artış gösterdi. iPhone gelirleri yüzde 6 yükselerek 46,1 milyar dolara çıktı. Buna rağmen Mac ve iPad satışlarında düşüş gösterdi. Mac satışları yüzde 3, iPad satışları ise yüzde 5 oranında geriledi. Şirketin toplam brüt kâr marjı yüzde 45,2 seviyesinde gerçekleşti.
Apple’ın coğrafi gelir dağılımı incelendiğinde, Amerika kıtasında yüzde 9’luk, Avrupa’da ise yüzde 7’lik artış kaydedildi. Buna karşılık Çin, şirketin toplam gelirinin yaklaşık beşte birini oluşturmasına rağmen zayıf kaldı. Çin’deki gerilemenin nedenleri arasında yerel üreticilerin rekabeti ve ekonomik yavaşlama gösterildi. Buna rağmen, iPhone 17 serisinin ilk haftalarında güçlü satış temposu yakaladığı bildirildi. Ayrıca, Hindistan ve Güneydoğu Asya pazarlarında şirketin satış hacmi artış gösterdi.
Apple, hizmet gelirlerinde rekor kırarken donanım satışlarında dalgalanma yaşadı
Hizmet gelirlerindeki artış, Apple’ın iş modelinde son yıllarda yaşanan yönelimin bir sonucu olarak değerlendiriliyor. Şirket, donanımdan elde ettiği geliri desteklemek amacıyla yazılım ve servis ekosistemini genişletmeye devam ediyor. iCloud depolama abonelikleri, Apple TV+ içerikleri ve Arcade oyun platformu, şirketin düzenli gelir akışını güçlendirdi. Buna rağmen, donanım tarafında yaşanan yavaşlama şirketin büyüme oranını sınırladı. Özellikle Mac segmentinde pandeminin ardından azalan talep etkisini sürdürdü.
Ek olarak, şirketin bu çeyrekte araştırma ve geliştirme harcamaları 7,9 milyar dolara yükseldi. Bu artış, özellikle yapay zekâ destekli servisler ve yeni nesil işlemci teknolojileri için yapılan yatırımlarla bağlantılı. Apple, 2026 yılında tanıtılması beklenen yeni Apple Silicon çipleri üzerinde çalışıyor. Bu yatırımların uzun vadede maliyetleri artırdığı, ancak ürün verimliliğine katkı sağladığı belirtiliyor. Buna rağmen şirket, operasyonel giderlerini kontrol altında tutmayı başardı.
Bunun yanında, giyilebilir ürünler kategorisi de Apple’ın büyümesine katkı sağladı. Apple Watch ve AirPods satışları yıllık bazda yüzde 4 artış gösterdi. Şirketin bu segmentteki toplam geliri 9,1 milyar dolara ulaştı. Özellikle Apple Watch Series 10 modeline olan talep, satış performansını destekledi. Fakat bu artış, iPad ve Mac satışlarındaki düşüşü tamamen dengeleyemedi. Yine de, giyilebilir ürünlerin şirketin toplam gelirinin yüzde 9’unu oluşturması, ürün çeşitliliğinin sürdüğünü ortaya koydu.
Tüm bunların yanında, Apple’ın nakit rezervi 167 milyar dolara yükseldi. Şirket, çeyrek içinde 24 milyar dolarlık hisse geri alımı gerçekleştirdi. Ayrıca, hisse başına 0,24 dolar temettü ödemesi yapılacak. Finansal sağlamlığını koruyan şirket, 2026 mali yılı için net bir büyüme hedefi açıklamadı. Ancak analistler, Apple’ın servis gelirlerindeki ivmenin sürmesi hâlinde yıllık gelirini 410 milyar dolar seviyesine çıkarabileceğini belirtti.
Apple’ın 2025 dördüncü çeyrek raporu, şirketin güçlü finansal yapısını koruduğunu gösteriyor. Bununla birlikte, Çin pazarındaki daralma ve donanım segmentinde yaşanan dalgalanma, Apple’ın önümüzdeki çeyreklerde daha dikkatli bir büyüme stratejisi izlemesini gerektiriyor. Şirketin hizmet gelirlerinde elde ettiği artış ise uzun vadeli gelir istikrarı açısından önemli bir unsur olarak öne çıkıyor.








