Teknoloji

ApiFort yapay zekâ destekli API güvenliğiyle öne çıkıyor

apifort

Kurumların dijital ekosisteminde API’ler, iş süreçlerinin hızını ve verimliliğini belirleyen en temel bileşenlerden biri haline geldi. Artan trafik, karmaşık altyapılar ve farklı saldırı yöntemleri, güvenlik risklerini giderek büyütüyor. Bu durum, API güvenliğinin teknik bir detay olmaktan çıkarak doğrudan kurumların iş stratejilerinin merkezine oturmasına yol açıyor. İşte tam da bu noktada, Kafein Teknoloji tarafından geliştirilen ApiFort, farklı yaklaşımıyla öne çıkıyor.

2024 yılı verileri, API güvenliğinin neden bu kadar kritik olduğunu açık biçimde ortaya koyuyor. Dünya genelinde yalnızca bir yılda 108 milyar saldırı girişimi tespit edildi ve bu rakam bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 49 artış anlamına geliyor. Bunun yanında, API tabanlı veri sızıntılarında yüzde 80, etkilenen kayıt sayısında ise yüzde 214’lük bir yükseliş yaşandı. Tüm bunların yanında, web uygulamaları ve API’lere yönelik girişimler 887,4 milyara ulaşarak yüzde 21,4 oranında artış gösterdi. Bu tablo, güvenliğin ertelenemeyecek kadar hayati olduğunu ortaya koyuyor.

ApiFort kurumlara uçtan uca görünür güvenlik getiriyor

ApiFort, yapay zekâ destekli tehdit analizi ve gerçek zamanlı trafik incelemesiyle kurumlara farklı bir güvenlik modeli sunuyor. Bunun yanında, belgelenmemiş API’leri otomatik keşfederek görünür hale getiriyor. Böylece güvenlik ekipleri, riskleri doğru biçimde önceliklendirebiliyor ve kaynaklarını verimli kullanabiliyor. Ne var ki asıl fark, bu çözümün sadece mevcut tehditlere değil, gelecekte ortaya çıkabilecek saldırı yöntemlerine de karşılık verebilmesinde yatıyor. Kurumlar bu sayede yalnızca bugünü değil, yarını da koruyabiliyor.

ApiFort’un ApiStrike modülü, yazılım geliştirme sürecine erken aşamada güvenliği dâhil ediyor. API’ler canlı sisteme alınmadan önce otomatik sızma testlerinden geçiriliyor ve böylece açıklar hızla kapatılıyor. Bu yaklaşım, üretim ortamına daha güvenli API’lerin taşınmasını sağlıyor. Buna ek olarak, “Shift Left” anlayışı güvenliği geliştirme sürecinin en başına yerleştiriyor. Tüm bunların yanında, DevOps, SIEM ve SOAR entegrasyonları sayesinde operasyonel süreçler daha verimli ve otomatik hale geliyor.

Klasik güvenlik çözümleri ağ katmanında sınırlı kaldığından günümüzde yetersiz kalıyor. Firewall ve WAF gibi araçlar, statik kurallarla çalıştıkları için dinamik bulut altyapılarında etkili olamıyor. Fakat saldırılar artık daha çok uygulama ve API katmanında yoğunlaşıyor. Bu nedenle imza tabanlı çözümler, karmaşık ve hızla değişen saldırı yöntemlerine karşı zayıf kalıyor. İşte tam da bu boşluğu dolduran ApiFort, modern ihtiyaçlara uygun koruma sağlıyor.

ApiFort’un öne çıkan özelliklerinden biri, anormal davranışları gerçek zamanlı tespit edebilmesi. Yapay zekâ algoritmaları sayesinde güvenlik ekiplerine doğru ve hızlı uyarılar gönderiliyor. Bunun yanı sıra, hassas veri sınıflandırması yapılarak kritik bilgiler korunuyor. Bu özellikler, görünürlük ve korumayı tek bir platformda bir araya getiriyor. Böylece kurumların güvenlik yönetimi daha etkin ve sürdürülebilir hale geliyor.

Türkiye’de geliştirilen ApiFort, regülasyonlara tam uyumlu yapısıyla farklılaşıyor. Kurumlara esneklik ve hız kazandırırken, aynı zamanda küresel pazara da açılmayı hedefliyor. Bunun yanında, yerli bir çözüm olması güvenlik açısından kurumlara ek bir güven veriyor. Her şeye rağmen çözümün esas gücü, yalnızca teknik yönüyle değil, uzun vadeli stratejileri desteklemesiyle de öne çıkıyor. Bu yönüyle ApiFort, dijital güvenliğe yeni bir yaklaşım kazandırıyor.

Kafein Teknoloji Ürün Geliştirme Direktörü M. Ersin Bitirgen, ApiFort’un geleneksel çözümleri aşarak API katmanında sürekli koruma sağladığını belirtiyor. Ona göre, kurumlar bu platform sayesinde yalnızca bugünkü risklere karşı değil, gelecekte karşılaşacakları tehditlere karşı da hazırlıklı olabiliyor. Bunun yanında, dijital yatırımlar için sağlam bir temel oluşuyor. Fakat en kritik nokta, saldırıların artık daha görünmez hale geldiği bu dönemde, sürekli korumanın zorunluluk haline gelmiş olması.

ApiFort’un sunduğu DevOps ve otomasyon entegrasyonları, kurumların günlük operasyonlarını da kolaylaştırıyor. Güvenlik ekipleri daha az manuel iş yüküyle çalışıyor ve kritik olaylara hızla müdahale edebiliyor. Buna rağmen sistemin sunduğu sürekli izleme kabiliyeti, gözden kaçabilecek tehditleri engelliyor. Tüm bunların yanında, otomasyon sayesinde güvenlik süreçleri daha az insan hatasına açık hale geliyor. Bu durum, kurumların güvenlik performansını kalıcı olarak güçlendiriyor.