ManşetlerTeknoloji

Adobe Max 2025’te tanıtılan ve görsel düzenlemeyi yeniden şekillendiren yapay zekâ araçları

adobe max 2025

Adobe, bu yılki Max 2025 konferansında fotoğraf, video ve ses düzenlemeyi daha sezgisel hâle getiren yeni yapay zekâ projelerini tanıttı. Şirketin “sneaks” adını verdiği deneysel araçlar, görsel üretim süreçlerinde zamandan tasarruf etmeyi ve düzenleme adımlarını basitleştirmeyi amaçlıyor.

Konferansta sergilenen projeler arasında Project Frame Forward, Project Light Touch ve Project Clean Take öne çıktı. Her biri, Adobe’nin yapay zekâyı doğrudan içerik üretimine entegre etme vizyonunun farklı bir yönünü yansıtıyor. Bu araçlar, kullanıcıların karmaşık seçimler, maskeleme ya da yeniden kayıt işlemleri yapmadan doğal sonuçlar elde etmesine imkân sağlıyor. Özellikle video düzenleme, ses kayıt iyileştirme ve ışık manipülasyonu gibi alanlarda bu yeni teknolojiler, profesyonel üretim süreçlerinde önemli kolaylıklar sunuyor.

Project Frame Forward, video düzenleme sürecinde yıllardır manuel yapılan seçim işlemlerini ortadan kaldıran bir sistem olarak tanıtıldı. Bu araç, bir videonun ilk karesinde yapılan değişiklikleri otomatik biçimde tüm karelere uyguluyor. Adobe’nin sahne demosunda, bir videoda yer alan kişinin seçilip kaldırılması ve bu alanın doğal bir arka planla doldurulması gösterildi. Kullanıcı, sahneye bir nesne eklemek istediğinde ise sadece konum çizimi yapıp kısa bir metin komutu veriyor. Yapay zekâ, nesneyi videonun ışık yönüne ve hareketine uygun biçimde sahneye yerleştiriyor. Bu sistem, Photoshop’un “Context-Aware Fill” özelliğinin hareketli görüntülere uyarlanmış hali olarak değerlendiriliyor.

Bir diğer proje olan Project Light Touch, fotoğraf düzenlemede ışık kontrolünü yeniden tanımlıyor. Araç, sahnedeki ışık kaynaklarının yönünü değiştirebiliyor, gölgeleri yeniden biçimlendirebiliyor ve mekânın aydınlatma koşullarını dönüştürebiliyor. Kullanıcılar, bir odayı gerçekçi biçimde aydınlatabilir ya da sahneyi gün batımı tonlarına çevirebilir. Renk sıcaklığı, kontrast ve ışık yayılımı gibi parametreler de sürükle-bırak yöntemiyle değiştirilebiliyor. Bu sistem, özellikle ürün fotoğrafçılığı ve sinema prodüksiyonları gibi alanlarda doğal ışık sınırlamalarını ortadan kaldırmak amacıyla geliştirildi.

Adobe’nin Clean Take aracı ses düzenlemede yeni bir yaklaşım sunuyor

Project Clean Take, ses düzenleme sürecinde yeniden kayıt ihtiyacını azaltan bir yapay zekâ modeli olarak tanıtıldı. Bu araç, konuşma tonunu, vurgusunu ve duygusal ifadesini değiştirme olanağı sağlıyor. Kullanıcı, ses kaydındaki belirli bir kelimeyi ya da cümleyi değiştirebiliyor, üstelik konuşmacının özgün ses karakteri korunuyor. Clean Take ayrıca ortam gürültüsünü katmanlara ayırarak her birini bağımsız biçimde düzenlemeye imkân tanıyor. Bu yaklaşım, özellikle belgesel, podcast ve video içerik üreticileri için zaman kazandırıcı bir çözüm niteliğinde.

Etkinlikte bu üç aracın yanı sıra birkaç deneysel proje daha görücüye çıktı. Project Surface Swap, nesne yüzeylerinin dokusunu ve materyalini anında değiştirme imkânı sunarken; Project Turn Style, bir fotoğraftaki objeleri üç boyutluymuş gibi döndürmeye olanak sağlıyor. Project New Depths ise iki boyutlu fotoğrafları derinlik bilgisi içeren sahnelere dönüştürerek eklenen nesnelerin çevreyle etkileşimini daha doğal hâle getiriyor. Bu projeler hâlen geliştirme aşamasında olsa da Adobe, gelecekte bu teknolojilerin bir kısmını Creative Cloud ekosistemine dahil etmeyi planlıyor.

Adobe’nin “sneaks” projeleri geçmişte olduğu gibi bu yıl da doğrudan piyasaya sunulmadı. Ancak geçmişte bu konseptte yer alan bazı araçlar, kısa süre içinde Photoshop veya Premiere Pro gibi uygulamalarda yer buldu. Örneğin “Harmonize” ya da “Distraction Removal” gibi özellikler, önce deneysel olarak karşımıza çıkmış, ardından yazılımların kalıcı bileşeni hâline gelmişti. Şirket, benzer biçimde bu yılki Max etkinliğinde sergilenen yapay zekâ araçlarını da ilerleyen dönemde geliştiricilere ve içerik üreticilerine açmayı planlıyor.

Adobe Max 2025’te sergilenen bu projeler, yapay zekânın görsel, işitsel ve video üretim süreçlerinde nasıl bir dönüşüm potansiyeline sahip olduğunu gösteriyor. Şirket, üretim hızını artırırken aynı zamanda kullanıcıya daha fazla kontrol imkânı sunan çözümler üzerinde çalışmayı sürdürüyor. Her ne kadar bu araçlar henüz deneme aşamasında olsa da Adobe’nin yapay zekâyı yaratıcı süreçlerin merkezine konumlandırmaya devam ettiği görülüyor.