Küresel yarı iletken arzında yaşanan sıkıntılar, yalnızca sunucu altyapılarını ve yapay zekâ teknolojilerini değil, son kullanıcıya ulaşan akıllı telefon pazarını da derinden etkiliyor. Özellikle yüksek kapasiteli RAM talebindeki artış, üreticileri daha düşük bellek kapasitelerine yönlendirmek zorunda bırakıyor. Gelen bilgilere göre, 2026 itibarıyla 16 GB RAM taşıyan akıllı telefon modelleri büyük ölçüde ortadan kalkabilir; bu da özellikle performans odaklı kullanıcılar açısından ciddi bir gerileme anlamına geliyor.
Piyasadaki eğilim, üreticilerin yüksek RAM’li cihazlardan uzaklaşarak maliyeti düşük tutacak modellere yönelmesi şeklinde şekilleniyor. Sektör kaynaklarına göre, 4 GB RAM’e sahip modellerin tekrar yaygınlaşması bekleniyor. Bu gelişme, 2010’ların başında yaygın olan düşük bellekli telefon dönemine dönüş anlamına gelebilir. Özellikle fiyat duyarlılığı yüksek olan pazarlarda, üreticiler maliyet artışlarını tüketiciye yansıtmaktansa donanım seviyesini düşürme yolunu tercih ediyor. Bu durum, yalnızca giriş seviyesi telefonları değil, aynı zamanda orta segment modelleri de etkileyebilir.
16 GB ile birlikte 12 GB RAM taşıyan modellerin üretimi de azalacak
Bunun yanı sıra, bazı üreticilerin 6 GB ve 8 GB RAM’li modelleri yeniden öne çıkaracağı tahmin ediliyor. Mevcut verilere göre, 12 GB RAM’e sahip cihazların üretiminde yaklaşık yüzde 40 oranında bir azalma bekleniyor. Bu değişim, özellikle mobil oyun performansı ve çoklu görev yönetimi gibi alanlarda kullanıcı deneyimini sınırlayabilir.
Yüksek bant genişliğine sahip bellek (HBM) ve GDDR5 DRAM çiplerine olan talebin artışında, yapay zekâya yönelik veri merkezlerinin genişlemesi belirleyici rol oynuyor. Büyük teknoloji şirketleri, AI modellerini eğitmek ve çalıştırmak için daha fazla belleğe ihtiyaç duydukça, üreticiler kaynaklarını mobil sektör yerine bu merkezlere yönlendiriyor. Bu kayma, özellikle DRAM üretim kapasitesi sınırlı olan tedarikçiler üzerinde baskı oluşturuyor.
Her ne kadar bazı üreticiler fiyat artışı ile maliyetleri dengelemeyi hedeflese de, bu strateji tüm pazarlarda geçerli değil. Örneğin, Samsung’un Hindistan pazarında orta segment modellerin fiyatlarını artırmayı planladığı öne sürülüyor. Fakat bu yaklaşım, ekonomik koşullar nedeniyle her bölgede uygulanabilir değil. Bazı üreticiler, yükselen maliyetleri karşılayabilmek için donanım özelliklerinden ödün vermek zorunda kalıyor.
Bellek kapasitesindeki bu gerileme, özellikle mobil uygulamalarda yüksek RAM gerektiren işlemler için kullanıcı deneyimini olumsuz etkileyebilir. Çoklu görevler, oyun performansı ve arka planda uygulama çalıştırma gibi işlevlerde yaşanacak kısıtlamalar, tüketicilerin günlük kullanım alışkanlıklarını da değiştirebilir. Buna ek olarak, üreticilerin yazılım optimizasyonlarıyla bu eksikleri telafi etmesi gerekebilir.
Tüm bu gelişmeler, akıllı telefon sektöründe bellek miktarının artık sadece bir donanım özelliği değil, stratejik bir tercih hâline geldiğini gösteriyor. RAM kapasitesinin azalması, yalnızca performansı değil, cihazların yaşam süresini ve yazılım güncellemelerini alma potansiyelini de doğrudan etkileyebilir. Bu nedenle, tüketicilerin yeni cihaz alırken bellek miktarına daha fazla dikkat etmesi gerekebilir.








