ABD’nin eski başkanlarından Donald Trump, Intel CEO’su Lip-Bu Tan’ın Çin bağlantılarını gerekçe göstererek istifa etmesi gerektiğini söyledi. Truth Social adlı sosyal medya platformunda 7 Ağustos 2025 tarihinde yaptığı paylaşımda Tan’a doğrudan seslenen Trump, “Çıkar çatışması açık ve ortada. Bu ancak derhal istifa ederek çözülebilir.” ifadelerine yer verdi.
Lip-Bu Tan, 2024 yılının sonlarında Intel’in CEO’luğuna getirilmişti. Ancak teknoloji sektöründe uzun yıllara dayanan geçmişi, göreve gelir gelmez tartışmaların odağına yerleşti. Tan, 2021 yılına kadar elektronik tasarım otomasyonu alanında faaliyet gösteren Cadence Design Systems’ın CEO’luğunu yürütmüş, 2022-2024 arasında ise Intel’in yönetim kurulunda görev yapmıştı. Son dönemde ise özellikle Çin merkezli yatırımlarıyla gündeme gelmiş durumda.
Reuters’ın 7 Ağustos 2025 tarihli haberine göre Tan, Çin’de 40’tan fazla şirkette doğrudan kontrol sahibi ve sahibi olduğu yatırım şirketleri aracılığıyla Çin’de faaliyet gösteren 600’ün üzerinde şirkette azınlık hissesine sahip. Haberde, bu firmalardan bazılarının Çin ordusuyla doğrudan bağlantılı faaliyetlerde bulunduğu da ifade ediliyor. Bu durum, özellikle ABD ile Çin arasında süregelen teknoloji ve ticaret gerilimi bağlamında büyük önem taşıyor.
Çin bağlantıları ve güvenlik endişeleri gündemde
Tan’ın Çin’deki yatırım portföyü, ABD’de ulusal güvenlik ve endüstriyel bağımsızlık konularında hassasiyet taşıyan çevrelerde ciddi bir tartışma yaratmış durumda. ABD Kongresi’nde bazı isimler, Intel gibi stratejik öneme sahip bir teknoloji şirketinin başındaki ismin bu denli geniş bir Çin ağına sahip olmasının kabul edilemez olduğunu savunuyor. Bazı senatörler, Tan’ın geçmiş yatırım faaliyetlerinin detaylı şekilde incelenmesi ve gerekirse yasal yollarla görevi bırakmasının sağlanması gerektiğini dile getiriyor.
Öte yandan Tan’a destek veren bazı kesimler de mevcut. Bu çevreler, Tan’ın yarı iletken endüstrisindeki derin tecrübesi sayesinde Intel’in son yıllarda yaşadığı üretim ve rekabet sorunlarını hızlıca çözebileceğine inanıyor. Ayrıca, Tan’ın yatırım geçmişinin ağırlıklı olarak ticari girişimlere dayandığını ve ulusal güvenlik açısından doğrudan bir tehdit oluşturmadığını savunuyorlar.
Intel tarafından ise henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Şirketin iletişim ofisinden Reuters’a yapılan açıklamada yalnızca “Yönetim kurulumuz CEO’muza güvenmektedir” ifadeleri kullanıldı. Ancak kamuoyunda ve politik çevrelerde artan baskıların ardından şirketin daha kapsamlı bir açıklama yapması bekleniyor.
ABD’de 2024 seçimlerinde yeniden başkanlık yarışına giren Trump’ın bu açıklamayı, teknoloji sektöründe Çin etkisini azaltma vaatleri kapsamında yaptığı değerlendiriliyor. Nitekim Trump, daha önce de TikTok ve Huawei gibi Çin menşeli şirketlere karşı sert önlemler alınması gerektiğini savunmuştu.
Intel, son yıllarda küresel yarı iletken rekabetinde pazar payı kaybetmiş ve ABD hükümetinin çip üretimini ülke içinde teşvik etmeye yönelik girişimlerinden önemli destek almıştı. Bu nedenle şirketin yönetim kadrosundaki isimlerin uluslararası bağlantıları, özellikle Çin ile ilişkiler açısından büyük bir dikkatle takip ediliyor.
Tan’ın pozisyonunun geleceği, yalnızca Intel’in değil, ABD teknoloji politikalarının da seyrini etkileyebilecek nitelikte. Gelişmeler, hem siyasi hem de ekonomik düzlemde yankı bulmaya devam edecek gibi görünüyor.
