Netflix, orijinal dizileriyle büyük bir başarı yakalamıştı. Ödüllü dizilere imza atan şirket, aynı başarıyı bugüne kadar yayınladığı filmlerde gösterebilmiş değil. Netflix’in yapımcılığını üstlendiği The Ridiculous 6, Kaplan ve Ejderha: Kaderin Kılıcı gibi filmler beklenen reaksiyonu alamamıştı. Ancak Netflix film yapımcılığından kolay kolay vazgeçecek gibi görünmüyor. Şirketin son transferi de bu isteği gözler önüne seriyor.
Netflix daha önce Elçiyi Öldür, Kara Gün ve Ted 2 gibi filmlerin yapım sorumluluğunu üstlenen Scott Stuber’ı bünyesine dahil etti. Stuber’in kadroya katılmasıyla birlikte şirket önümüzdeki dönemde film yapımcılığından vazgeçmeyeceğinin işaretini somut biçimde vermiş oldu.
Netflix’in en büyük rakiplerinden biri olan Amazon da sinema sektörüyle yakından ilgileniyor. Hatta Amazon’un bu konuda Netflix’ten daha başarılı sonuçlar aldığı rahatlıkla söylenebilir. Şirketin yapımcılığını üstlendiği Manchester by the Sea en iyi film dalında Oscar’a aday gösterilmişti. Filmin başrol oyuncusu Casey Affleck ise en iyi erkek oyuncu Oscar’ını eve götürmüştü.
Amazon, Netflix’ten farklı olarak yapımcılığını üstlendiği filmleri sinemalarda da gösterime sokuyor. Şirket filmlerini sinemalardaki gösterimi tamamlandıktan sonra çevrim içi TV servislerine getiriyor.
Netflix film endüstrisine olan ilgisi nedeniyle düşmanlar kazanmıştı
Netflix, yapımcısı olduğu filmleri sinema salonlarıyla aynı anda kendi platformu üzerinde göstermek istediği için sinema zincirlerinin tepkisini çekmişti. Tek bir yapımcının varlığı, Netflix’in film endüstrisindeki yerini kuvvetlendirmeye yetmeyebilir. Ancak şirketin bu konuya ne kadar önem verdiği, iddialı bir ismi transfer etmesiyle anlaşılıyor.
