Meta CEO’su Mark Zuckerberg, şirketin son çeyrek finansal sonuçlarını değerlendirirken yapay zekâ gözlüklerinin yakın gelecekte temel bir teknoloji haline geleceğini savundu. Kullanıcıların gün boyunca gördüklerini ve duyduklarını algılayabilen bu cihazların, yapay zekâ ile sürekli etkileşim kurmanın en doğal yolu olduğunu ifade etti. Ona göre, bu teknolojiden yoksun bireyler gelecekte belirgin bir bilişsel eksiklikle karşı karşıya kalacak. Yani dijital çağda fark yaratmak isteyen herkesin gözlük takması gerekecek.
Zuckerberg’in bu açıklamaları, kısa süre önce yayımladığı süper zekâ konulu blog yazısındaki görüşlerini destekler nitelikteydi. Blog yazısında da yapay zekâ ile bütünleşik bir yaşam modelinin kaçınılmaz olacağını dile getirmişti. CEO, gözlüklerin yalnızca teknolojik bir araç değil, aynı zamanda insan-makine etkileşiminin yeni yüzü olacağını belirtti. Görsel, işitsel ve etkileşimsel deneyimin tek bir cihazda toplanması, kullanıcılar açısından da büyük kolaylık sağlayacak.
Mark Zuckerberg: Yapay zekâ destekli gözlüklerin bilişsel avantaj sağlıyor
Meta’nın Ray-Ban ile birlikte geliştirdiği akıllı gözlükler hâlihazırda müzik dinleme, görüntü kaydı alma ve yapay zekâya görsel içerik sorma gibi özellikler sunuyor. Bu cihazların sahip olduğu kameralar sayesinde kullanıcıların çevresi hakkında anlık analiz yapılabiliyor. Kullanıcının gözünden bakan bir yapay zekâ, gündelik yaşamda çok daha zengin bir etkileşim sunabiliyor. Zuckerberg, bu özelliklerin ilerleyen dönemlerde gelişmiş ekranlarla daha da zenginleştirileceğine inanıyor.
Meta’nın gelecek planları arasında, Orion adı verilen artırılmış gerçeklik gözlüklerinin daha geniş holografik görüntüleme alanı sunması da yer alıyor. Bunun yanında, daha kompakt ama yine de yapay zekâya erişim sunan gündelik gözlükler de geliştirme aşamasında. CEO’ya göre bu tür ürünler, yapay zekânın pratik hayattaki etkilerini doğrudan kullanıcıya taşıma potansiyeline sahip. Gözlükte yer alacak ekran sayesinde kullanıcı hem dijital hem fiziksel dünya arasında kesintisiz geçiş yapabilecek.
Her şeye rağmen Meta’nın bu alandaki yatırımları sadece ürün bazlı değil, aynı zamanda ciddi bir Ar-Ge sürecini de kapsıyor. Şirketin Reality Labs birimi bu araştırmalarla ilgileniyor ve son yıllarda bu departmana milyarlarca dolar kaynak aktarılmış durumda. Ancak bu yatırımların finansal karşılığı şu an için oldukça sınırlı. 2025’in ikinci çeyreğinde Reality Labs’in zararı 4,53 milyar doları bulmuş durumda.
Reality Labs’in bugüne kadar toplamda yaklaşık 70 milyar dolarlık bir zarar açıklaması, yatırımcılar açısından tedirgin edici bir tablo ortaya koyuyor. Zuckerberg ise bu harcamaların geleceğe dönük olduğunu vurguluyor. Ona göre, bu laboratuvarlarda yapılan her araştırma, yapay zekânın kullanıcı deneyimindeki rolünü güçlendirmek amacıyla yürütülüyor. Özellikle fiziksel dünyayla dijital içerikler arasındaki entegrasyonun başarısı, bu yatırımlara bağlı olacak.
Yine de teknoloji dünyasında yalnızca gözlüklere odaklanılmış değil. Bu yıl içinde OpenAI, Jony Ive’ın kurduğu şirketi 6,5 milyar dolara satın alarak yeni yapay zekâ cihazları geliştirmeye başladı. Bu tür hamleler, gözlük dışındaki alternatiflerin de araştırıldığını gösteriyor. Humane gibi girişimlerin AI pin cihazları, Limitless ve Friend’in AI kolyeleri bu çeşitliliği artırıyor. Fakat bu ürünler henüz kullanıcılar arasında geniş kabul görmüş değil.
Gözlüklerin kullanıcı alışkanlıklarına uygun olması onları daha avantajlı hâle getiriyor. Toplumda gözlük kullanımı zaten yaygın olduğu için, teknolojiyle birleşmeleri sosyal anlamda da daha kabul edilebilir duruyor. Buna karşın, AI pin’leri ya da farklı aksesuarlar henüz deneysel seviyeyi aşabilmiş değil. Bu durum gözlüklerin yapay zekâ ile etkileşimde daha güçlü bir pozisyona geçmesini sağlıyor.
