Apple’ın 2010 yılında tanıttığı iPhone 4, kısa süre içinde şebeke sorunlarıyla gündeme gelmişti. Kullanıcıların, cihazı normal biçimde tuttuklarında sinyal çubuklarının hızla azaldığını fark etmesi, markayı zorlu bir sürecin içine sürükledi. Apple, sorunun nedenini yazılımsal bir hata olarak tanımladı ve sinyal gücünü gösteren algoritmayı yeniden düzenleyeceğini açıkladı. Aradan geçen 15 yılın ardından, yazılım mühendisi Sam Henri Gold, yaptığı incelemeyle bu düzeltmenin yalnızca 20 baytlık bir kod değişikliğinden ibaret olduğunu ortaya koydu.
Apple, o dönemde yaptığı resmi açıklamada, sinyal göstergesi formülünde bir hesaplama hatası bulunduğunu kabul etti. Bu formül, telefonun aldığı sinyal gücünü olduğundan daha yüksek gösteriyor ve zayıf sinyalli bölgelerde kullanıcıyı yanıltıyordu. Gold’un analizine göre, iOS 4.0 sürümünde kullanılan eşik değerleri fazlasıyla iyimserdi. Bu nedenle, kullanıcı cihazı eline aldığında sinyal aniden düşüyor, birkaç çubuk birden kayboluyordu. Şirket, iOS 4.0.1 güncellemesiyle bu değerleri daha dengeli hale getirdi. Böylece sinyal çubuklarının azalma eğrisi yumuşatılmış oldu.
Apple, sorunun ardından iPhone 4 sahiplerine ücretsiz bumper kılıf sunarak fiziksel temas kaynaklı sinyal kayıplarını azaltmayı hedefledi. Buna ek olarak, kullanıcılar isterlerse ücret iadesi de talep edebildi. Bu süreçte şirket, kamuoyuna yaptığı açıklamalarda anten tasarımını savunmayı sürdürdü. Her şeye rağmen, iPhone 4S modelinde anten yapısında değişiklikler gerçekleştirildi. Anten konumu yeniden düzenlenerek sinyalin vücutla temas halinde zayıflama riski azaltıldı.
Gold’un incelediği kod farkı, CommCenter bileşeni içinde yer alan sinyal eşik değerleri tablosunda bulunuyordu. Bu tablo, telefonun sinyal gücünü çubuklara dönüştürürken kullandığı referans aralıklarını belirliyordu. Eski sürümdeki değerler, yüksek sinyali abartılı biçimde yansıttığından düşüşler ani gerçekleşiyordu. 4.0.1 sürümünde bu değerler daha dengeli hale getirildi ve sinyal düşüşleri kademeli bir yapıya kavuştu. Gold’un bulguları, yalnızca küçük bir kod farkının kullanıcı deneyiminde ne kadar büyük bir değişiklik yaratabileceğini gösterdi.
Apple, 2012 yılında toplu dava kapsamında uzlaşma sağlayarak mağdur kullanıcılarla anlaşmaya vardı. Bu uzlaşma, şirketin donanım ve yazılım dengesini daha dikkatli kurması gerektiğini hatırlattı. Olayın ardından geliştirilen modellerde anten tasarımı yeniden ele alındı. Antennagate, Apple’ın ürün geliştirme sürecinde yazılım ile donanımın birbirini nasıl etkileyebileceğinin somut bir örneği olarak tarihe geçti.
Bu gelişme, yıllar sonra bile teknoloji dünyasında yankı buldu. Sam Henri Gold’un detaylı analizi, Apple’ın geçmişte yaşadığı en önemli ürün sorunlarından birinin ardındaki teknik hatayı gün yüzüne çıkardı. Antennagate tartışması, yalnızca bir telefonun değil, bir dönemin tasarım anlayışının da sorgulandığı bir olay olarak kayıtlara geçti.
