Gün boyu kulağınızdan çıkarmak istemeyeceksiniz: Huawei FreeClip 2 İncelemesi

Açık kulak tasarımı bir süredir kulaklık dünyasında ayrı bir kulvar açmıştı. Şimdi, bu kulvarın gerçekten olgunlaşmaya başladığı ürünlerden birinin açıkça Huawei FreeClip 2 olduğunu görüyoruz. Yaklaşık iki yıl önce gördüğümüz ilk FreeClip modeli, kulak kanalını tıkamayan, küpe benzeri formu ile dikkat çekmişti. FreeClip 2 ise bu fikri yalnızca daha cilalı hâle getirmekle kalmıyor, bu tasarımı günlük hayata çok daha derin bir şekilde yerleştiriyor. Artık mesele sadece kulak içi kulaklık takamayanlar için alternatif sunmak değil; trafikte, ofiste, evde, spor yaparken, hatta uyurken bile kulağından çıkarmadan yaşayabileceğiniz bir ses ekosistemi kurmak. Bu açıdan bakınca FreeClip 2, “açık-kulak” kavramını niş bir çözüme değil, ana akım bir kullanım senaryosuna dönüştürmeye aday görünüyor.

Huawei Türkiye’nin inceleme için gönderdiği ve bir haftayı aşkın zamandır deneyimlediğim siyah renkli FreeClip 2’yi test ettiğimde, şirketin bu iddianın arkasını doldurduğunu net biçimde görüyorum. Her bir kulaklığın 5,1 gram ağırlığında olması, önceki nesle göre yaklaşık %9 daha hafif bir gövdeyi işaret ediyor. Cilt dostu sıvı silikon kaplama ve şekil hafızalı Ni-Ti alaşımın oluşturduğu “Airy C-Bridge” tasarımı, malzeme yumuşaklığında %25’lik bir artış getiriyor. Aynı zamanda 10,8 mm’lik çift diyaframlı sürücü, önceki modele kıyasla hem ses yüksekliğini hem de bass gücünü %100 oranında artırıyor. Ters ses alanı mimarisi ise açık tasarımlı kulaklıklarda en sık dile getirilen ses sızıntısı problemini hedef alıyor.

FreeClip 2’yi, yoğun Ataşehir trafiğinin hüküm sürdüğü sokaklarda yürüyüş yaparken, evde video izlerken, dışarıda telefon görüşmeleri yaparken, gece uyurken kulağımda takılı bırakıp sabah uyanırken ve iki telefonla aynı anda dolaşırken bol bol kullandım. Şimdi bu deneyimlerimi, kulaklığın bilmeniz gereken en önemli özellikleri ve çeşitli karşılaştırmalarla birlikte Huawei FreeClip 2 inceleme yazısında aktarıyorum.

Tasarım ve Özellikler

Tasarım tarafında FreeClip 2’yi anlamak için öncelikle üç temel bileşene bakmak gerekiyor: Akustik Top, Fasulye Bölümü ve C-Köprüsü. Akustik Top, sesin yönlendirildiği ana akustik hacmi barındırıyor ve iç hacim verimliliği önceki nesle göre artırılarak %95 seviyesine taşınmış. Bu sayede kompakt form korunurken, çift diyaframlı sürücünün ürettiği ses enerjisinden daha verimli yararlanılıyor. Fasulye bölümü ise kulağın iç tarafına temas eden bölüm. Burada hem boyutlar mikrometre seviyesinde optimize edilmiş hem de 10 binden fazla kulak verisi kullanılarak ergonomik form ayarlanmış. C-Köprüsü tarafında ise şekil hafızalı Ni-Ti alaşım ile cilt dostu sıvı silikon bir araya geliyor ve hem kulağı nazikçe kavrayan hem de uzun kullanımda baskı yapmayan bir yapı ortaya çıkıyor.

Bu üç parçanın birleşimi, pratikte “küpe gibi takıyorsun ve unutuyorsun” diyebileceğimiz türden bir hissiyat yaratıyor. Özellikle hassas kulağa sahip olan, klasik silikon uçlu kulak içi modellerle kısa sürede rahatsızlık yaşayan bir kullanıcıysanız, bu tasarım sizin için büyük bir farkı ortaya çıkıyor. FreeClip 2’yi sabah takıp akşam çıkarana kadar geçen sürede kulakta baskı, kaşıntı, terleme veya “Bir an önce kulağımdan çıkarayım da rahatlayayım.” duygusu hiçbir şekilde oluşmuyor. Bu durum da tasarımın teoriden pratiğe doğru başarılı biçimde aktarıldığını gösteriyor. Çalışma masamda, bilgisayar başında yazı yazarken, dışarı çıkarken, araba kullanırken, kulaklığı hiç çıkarmadan günü tamamladığım zamanlar oldu ve günün sonunda kulakta yorgunluk hissi yaşamadım.

Şarj kutusu tarafında ise ilk nesle göre çok daha büyük bir tasarım değişimi var. FreeClip 2’nin kutusu daha kompakt, kareye yakın bir forma kavuşmuş ve hacim de %11 oranında küçülmüş. Fakat asıl değişiklik kulaklıkların kutu içine yerleşme biçiminde. “Double C Cross Placement” düzeninde fasulye bölümleri yuvalara otururken C-kanalları içe doğru yöneliyor, yani kulaklıklar çapraz “çift C” formunda diziliyor. İlk birkaç gün bu yerleşime alışma süreci yaşadım, kulaklıkları kutuya yerleştirirken “fasulye nereye, köprü nereye bakmalı” diye kısa bir düşünme anı gerekiyor. Ancak birkaç tekrar sonrası kas hafızası devreye giriyor ve eliniz otomatik olarak doğru yerleşimi bulmaya başlıyor. Doğru oturduğunda ise kulaklıklar kutu içinde sıkı ve güvenli bir şekilde sabitleniyor, çantada sallanırken bile içiniz rahat ediyor.

Tasarımın modaya bakan yüzü ise, özellikle Huawei’nin “giyilebilir moda” vurgusuyla beraber daha da belirginleşiyor. FreeClip 2, özellikle Denim Blue gibi renk seçenekleriyle birlikte, klasik bir aksesuarmış gibi görünmeyi başarıyor. Kulağı çerçeveleyen halka formu, dışarıdan bakıldığında sıradan bir TWS kulaklıktan çok daha “takı” havası taşıyor. Paris Moda Haftası’nda mankenlerin stilinin bir parçası olarak kullanılması, bu niyetin sadece pazarlama dili olmadığını, sahaya da taşındığını gösteriyor. Denim mavisi gibi bir renk, günlük hayatta kot ceket, sade bir tişört ve spor ayakkabıyla rahatça kombinlenebilen bir parça olmuş. Benim deneyimlediğim siyah renk ise normal günlük kıyafetlerle çok iyi şekilde uyum gösterdiği gibi, takım elbise ve benzeri kombinlerle de rahatlıkla kullanılabilir. Sadece erkekler için değil, kadınlar için de aynı durum geçerli diye düşünüyorum.

Teknik özellik tarafında da tasarımı destekleyen epey detay var. Kulaklıklar IP57 sertifikası ile suya ve toza karşı oldukça yüksek bir dayanım sunarken, şarj kutusu IP54 ile sıçramalara karşı korunuyor. Bu sayede yağmurda yürürken, koşu bandında terlerken veya sahilde rüzgârla beraber tuzlu nemle karşılaşırken kulaklıkları çıkarma zorunluluğu hissetmiyorsunuz. Üstüne bir de otomatik sağ-sol kanal tanıma, baş hareketiyle çağrı yanıtlama/sonlandırma, kulaklık üzerinden direkt ses seviyesi ayarı ve dokunma/kaydırma hareketleri eklenince, tasarım sadece güzel görünmekten ibaret kalmıyor, ciddi anlamda işlevsel bir bütün oluşturuyor.

Bağlantı ve Ses

Ses tarafında FreeClip 2, açık kulak tasarımının beraberinde getirdiği doğal kısıtlamaları bir hayli zorlayan paket sunuyor. 10,8 mm çift diyaframlı sürücü yapısı, iki yüzü de aktif çalışan bir davul derisi gibi işliyor. Hem ses şiddetinde hem de düşük frekans gücünde önceki nesle göre %100 artış sağlıyor. Açık tasarımlı kulaklıklarda genellikle basların kaybolması hissi sıklıkla yaşanır. Özellikle de yürürken veya trafikteyken düşük frekanslar iyice silik hâle gelir. FreeClip 2’de ise bas vuruşlarının gövdesi belirgin şekilde korunuyor. Elbette kulak kanalı tamamen kapalı, silikon uçlu bir kulak içi kadar yalıtımlı ve baslı bir ses karakteri beklememek gerekiyor. Ancak açık kulak tasarımlı kategori içinde dengeli, tok ve tatmin edici bir alt frekans sunulması, sürücünün ve akustik top tasarımının iyi çalıştığını gösteriyor.

Ben genellikle sabah yürüyüşlerinde YouTube üzerinden konuşma ağırlıklı içerikler ve teknoloji videoları dinliyorum. Ataşehir trafiğinin yoğun olduğu, araç gürültüsünün sürekli değiştiği bir çevrede, zaman zaman açık kulak kulaklıklar kelimeleri yutabiliyor veya vurguları boğabiliyor. FreeClip 2 ile dinlerken bu tip bir sorun yaşamadım. Ses seviyesi gayet yüksek, konuşma netliği ise beklediğimden iyi. Hatta kısık seste bile, arka planda sanki hafif bir salon müziği çalıyormuş hissi veren bir çevresel sahne algısı var. Çevredeki sesleri duymaya devam ederken içerikten kopmamak, açık kulak tasarımının asıl amacını gerçekleştiriyor ve FreeClip 2 bunu oldukça dengeli bir şekilde yapıyor.

Gürültü tarafında Huawei, NPU destekli üç mikrofonlu bir sistem kullanıyor. İki geleneksel akustik mikrofonun yanında bir de VPU, yani kemik iletimli ses toplama ünitesi devreye giriyor. Bu sistem sinir ağı tabanlı DNN algoritmalarla destekleniyor. Sonuç olarak kulaklık hem rüzgâr sesini hem de arka plandaki kalabalık uğultusunu azaltmaya çalışıyor. Kendi testlerimde içeride veya dışarıda, trafik gürültüsünün veya başka türde seslerin olduğu ortamlarda yaptığım telefon görüşmelerinde karşı tarafın, “Sesin net geliyor, gürültü rahatsız etmiyor” türünde yorumlar yaptığını sıkça duydum. Bununla birlikte, arka plandaki gürültü seviyesi arttıkça sizin sesinizin boğukluğu biraz daha artabilir. Yine de, arka plan gürültüsü neredeyse yok seviyesinde kalıyor, sizin sesinizi karşı taraf net biçimde duyuyor. Yani ne metro girişindeki karmaşa ne de yoğun araç trafiği, konuşmanın anlaşılabilirliğini bozmuyor. Açık kulak tasarımlı bir üründe bu seviyede bir çağrı kalitesinin yakalanmasını ciddi bir avantaj olarak nitelendirebiliriz.

Bağlantı tarafında FreeClip 2, Bluetooth 6 desteği ve geniş codec yelpazesiyle geliyor. SBC ve AAC gibi çoğu üründe gördüğümüz kodlayıcıların yanında Huawei’nin yüksek çözünürlüklü L2HC codec’i de destekleniyor. Bu sayede uyumlu cihazlarda daha yüksek bit oranlı, daha düşük gecikmeli bir ses iletimi mümkün hale geliyor. Ayrıca HarmonyOS AI entegrasyonu sayesinde, uyarlanabilir ses seviyesi ve ortam gürültüsüne göre otomatik ses ayarlama gibi özellikler de devreye giriyor. Bu sayede sessiz bir odadan kalabalık bir caddeye geçtiğinizde, kulaklık ses düzeyini dinamik olarak ayarlayıp içeriği duyulur kılmaya devam ediyor. Bu özellik henüz deneysel aşamada bulunuyor ve Audio Connect adı verilen uygulama üzerinden etkinleştirilmesi gerekiyor.

Çoklu bağlantı özelliği ise günlük hayatta resmen hayat kurtarıyor. Dışarı çıkarken çoğu zaman iki telefon taşıyorum. Birinden YouTube videosu veya podcast dinlerken, diğerine ara sıra aramalar geliyor. FreeClip 2 bu iki cihaza aynı anda bağlı kalıyor. Bir cihazdan müzik dinlerken diğer cihaza çağrı geldiğinde, aramayı yanıtladığım anda ses anında o cihaza geçiyor ve görüşmeyi yapıyorum. Çağrı bittiğinde ise kulaklık otomatik olarak tekrar medya oynatılan cihaza dönüyor. Bu geçiş sürecinde kopma, takılma veya bağlantı kararsızlığı yaşamadım. Çoklu cihaz kullanımının bu kadar sorunsuz olması, özellikle hem iş hem kişisel hattı aktif kullananlar için çok önemli bir kriter.

Ses ve bağlantı deneyiminin bir diğer parçası da Huawei Audio Connect uygulaması. Bu uygulama uzun süredir iOS tarafında mevcuttu, artık Android için de yayınlanmış durumda. Galaxy Z Fold 7 ile FreeClip 2’yi eşleştirirken uygulamayı Galaxy Store üzerinden birkaç dokunuşla bulup indirdim. Google Play Store’da henüz görünmese de, diğer Android telefon sahipleri için APK dosyasını bulmak gayet kolay. Google’da bir arama yapmanız yeterli olacaktır. Uygulama içinden ekolayzır ayarlarını değiştirebiliyor, hareket kontrollerini özelleştirebiliyor, baş hareketiyle çağrı yanıtlamayı açıp kapatabiliyor ve uyarlanabilir ses gibi “Lab” özelliklerini yönetebiliyorsunuz. Böylece kulaklık sadece kutudan çıktığı haliyle değil, kişisel kullanım alışkanlıklarına göre de şekilleniyor.

Pil

Pil performansı, FreeClip 2’nin güvenle konuşulabileceğimiz alanlarından bir tanesi. Huawei’nin verdiği bilgilerde tek şarjla 9 saate kadar kesintisiz dinleme, şarj kutusuyla birlikte toplamda 38 saate ulaşan bir kullanım süresinden bahsediliyor. Huawei’nin laboratuvar testlerine göre bu değerler, %50 ses seviyesinde, AAC codec ile müzik çalma senaryosunda elde edilmiş. Açık kulak tasarımlarda sürücüler genellikle daha yüksek güç gerektirdiği için pil süresi çoğu modelde nispeten kısa kalabiliyor, o yüzden bu rakamlar kağıt üzerinde bile iddialı görünüyor.

Benim kullanımda ise bu iddianın boş olmadığını net şekilde gördüm. Huawei Türkiye FreeClip 2’yi gönderdiğinden beri kulaklığın tam dolu şarjını yalnızca bir kez yaptım. O günden beri yürüyüşlerde YouTube videoları dinledim, evde film dinleyerek uyudum, dışarıda telefon görüşmelerini ara sıra FreeClip 2 üzerinden yaptım ve şarj kutusunu “yeniden doldurmam gerekiyor” hissine neredeyse hiç kapılmadım. Gün içinde, özellikle uzun yürüyüş yaptığım ve üstüne birkaç telefon görüşmesini de kulaklık üzerinden götürdüğüm günlerde bile, akşam kutuya baktığımda pil göstergesi hâlâ gayet iç açıcı görünüyordu. Bu kullanımı düşündüğümde 9 saatlik tek kullanım ve 38 saatlik toplam süre iddiaları, gerçek hayatta da ulaşılabilir değerler gibi duruyor.

Hızlı şarj tarafında da FreeClip 2 pratik bir konumda. 10 dakikalık şarjla 3 saate kadar kullanım sunması, çıkmadan önce şarja takmayı unuttum diye düşündüğünüz anlarda büyük rahatlık sağlayacaktır. Örneğin sabah evden aceleyle çıkmadan önce kulaklıkları kutuda kablosuz şarj pedine bıraktığınızda, kahvaltı hazırlarken geçen kısa sürede kulaklıklar günün önemli bölümünü kurtarabilecek seviyeye geliyor.

Kablosuz şarj desteği ise, masa üstü düzenine önem veren, kablo karmaşasından hoşlanmayan kullanıcılar için çok önemli bir detay. FreeClip 2’nin kutusunu doğrudan Qi uyumlu bir pedin üstüne bırakıp şarj edebilmek mümkün. Ayrıca Huawei ekosisteminde, bazı akıllı telefonların ters kablosuz şarj ile kulaklıkları besleyebilmesi de söz konusu; bu da seyahat sırasında priz bulamadığınız anlarda telefonunuza güvenerek kulaklığınızı hayatta tutma senaryosunu mümkün kılıyor.

Pil yönetiminde NPU’nun dolaylı katkısından da bahsetmek gerekiyor. HarmonyOS AI tarafında devreye giren adaptif ses düzeyi ve akıllı ses iyileştirme özellikleri, ortam gürültüsüne göre ses seviyesini otomatik ayarlarken bir yandan da gereksiz yere yüksek ses çıkışı yapılmasını engelliyor. Böylece, sürekli maksimum ses seviyesinde kullanmak zorunda kalmadığın için pil de daha verimli tüketiliyor. Uzun vadede bu akıllı yönetim, hem kulaklık gövdesindeki hem de kutudaki pil sağlığının korunmasına da yardımcı olacaktır.

Karşılaştırmalar

Karşılaştırmalar bölümünde önce önceki nesil FreeClip ile başlamak en doğrusu. Çünkü FreeClip 2 aslında tamamen yeni bir kategori açmıyor; mevcut kategoriyi olgunlaştıran bir ikinci nesil ürün niteliğini taşıyor. FreeClip 2’nin ağırlığı ilk FreeClip’e göre, 5,6 gram civarından 5,1 grama düşüyor. Malzeme yumuşaklığı %25 artırılmış, akustik top hacminin %8 daha verimli hâle gelmiş, işlem gücü 10 katına çıkmış ve pil süresi tek şarjda 8 saatten 9 saate, toplamda 36 saatten 38 saate yükselmiş. Üstüne bir de IP54’ten IP57’ye yükselmiş su dayanıklılığı ve ses yüksekliği ve bas performansında %100 artış eklenince, kağıt üzerinde FreeClip 2’nin tam anlamıyla bir üst sürüm olduğunu açık şekilde görüyoruz.

Gerçekte ise fark sadece sayılarda kalmıyor. FreeClip’i de kullanan biri olarak, FreeClip 2’yi kulağıma taktığımda öncelikle malzemenin daha yumuşak ve kulağı daha az sıktığını hissedebiliyorum. Akustik tarafta ise özellikle alt frekanslar ve genel ses şiddeti, ikinci nesilde daha tatmin edici. İlk model günlük kullanımda gayet makul bir çizgideyken, FreeClip 2 ise bu formda bir kulaklıktan beklenenden daha fazlası seviyesine çıkıldığı hissini uyandırıyor. Çağrı kalitesinde NPU destekli DNN algoritmaların devreye girmesi de fark yaratıyor; gürültülü bir sokakta arkadaşınızla konuşurken, önceki nesle göre daha az sayıda “Arkadan çok gürültü geliyor” yorumuyla karşılaşacağınızı söylemek mümkün.

Huawei, FreeClip 2’nin klasik kemik iletimli çözümlere göre daha zengin bas, daha doğal bir ses ve daha iyi yönetilen ses sızıntısı sunduğunu vurguluyor. Gerçekten de kemik iletimli kulaklıklarda ses doğrudan kafatası üzerinden iletildiği için tonlama, çoğu zaman “radyo sesi” gibi bir karaktere bürünebiliyor. FreeClip 2 ise hava iletimli açık tasarımını, güçlü sürücüler ve ters ses alanı ile destekleyerek daha geleneksel bir ses imzası sunuyor. Yani bir yandan çevreyi duymaya devam ederken diğer yandan müzikteki ayrıntıları, vokal katmanlarını ve stereo sahneyi daha tatmin edici bir şekilde duyuyorsunuz.

Gelelim AirPods 4 ile karşılaştırmaya. Burada aslında iki farklı kulaklık felsefesi karşı karşıya geliyor. AirPods 4, kapalı veya yarı açık kulak içi tasarımıyla, aktif gürültü engelleme, güçlü yalıtım ve Apple ekosistemi içinde kusursuz entegrasyon vadeden bir ürün. FreeClip 2 ise kulak kanalını tamamen açık bırakıp, çevreyi duymayı bilerek ve isteyerek tasarımın merkezine yerleştiriyor. Dolayısıyla ses yalıtımı veya “dünyadan kopma” beklentisi olan kullanıcı için AirPods 4 daha mantıklı görünürken, trafikte güvenlik, ofiste arkadaşları duymaya devam etmek, evde çocuk sesi kaçırmamak veya gece kulaklıkla uyuyup rahatsız olmamak gibi öncelikleri olan kullanıcı için FreeClip 2 çok daha uygun bir seçenek haline geliyor.

Özellikle uyku senaryosunda fark iyice açılıyor. AirPods 4, kulak kanalını dolduran tasarımı nedeniyle yan yatarken rahatsızlık yaratma potansiyeline sahip. Ayrıca gece boyunca kulakta kalma ihtimali de düşük, yastığa sürtünüp düşmesi oldukça olası. FreeClip 2’de ise tam tersi bir deneyim yaşıyorum. Bazı geceler daha rahat uykuya geçmek için bir filmi “dinlemeyi” tercih ediyorum. Bu sırada FreeClip 2 kulağımda takılı oluyor, hiçbir baskı hissetmiyorum ve çoğu zaman kulaklık takılı olduğunu bile unutuyorum. Uyandığımda ise kulaklık hâlâ yerinde duruyor. Önceki deneyimlerimde klasik kulak içi kulaklıkların yastıkla birlikte kulağımdan düşüp yatak içinde kaybolduğunu çok gördüm, FreeClip 2 burada açık ara daha pratik ve konforlu bir çözüm sunuyor.

Sonuç

Huawei FreeClip 2, açık kulak kulaklık kategorisini gerçekten günlük hayatın merkezine taşıyabilen nadir ürünlerden biri. Tasarımında kullanılan hafif ama dayanıklı malzemeler, 5,1 gramlık neredeyse yokmuş hissi veren ağırlık, cilt dostu silikon kaplama ve Airy C-Bridge yapısı ile birlikte sağlanan esneklik, kulakta “yük” değil adeta aksesuar hissi oluşturuyor. Buna ek olarak, fasulye bölümünün kulağa oturuşu ve C-kanallarının kulağı saran yapısı, hem yürüyüşte hem metrobüste hem de yatakta dönerken bile düşmeyen bir stabilite sunuyor. Kendi deneyimlerimde, gece FreeClip 2 ile film dinleyerek veya müzik dinleyerek uyuyup sabah uyandığımda kulaklığı hâlâ kulağımda bulduğum çok oldu. Bu da kulaklık tasarımının sadece teoride değil, pratikte de işe yaradığını gösteriyor.

Ses tarafında, açık kulak kategorisinin doğal kısıtlamaları çerçevesinde baktığımızda, FreeClip 2 oldukça dengeli bir profil çiziyor. Çift diyaframlı sürücü yapısı ve ters ses alanı mimarisi sayesinde, özellikle konuşma içeriklerinde netlik yüksek, müzik tarafında da tatmin edici bir bass gövdesi sunuluyor. Sabah yoğun Ataşehir trafiğinde YouTube videolarını dinlerken herhangi bir kayıp yaşamamam, ses çıkış gücünün ve adaptif ses özelliklerinin birlikte iyi çalıştığını gösteriyor. Dahası, çağrı tarafında üç mikrofon + VPU + NPU kombinasyonu, dış gürültüyü yeterince baskılayıp sesi öne çıkarıyor ve yaptığım telefon görüşmelerinde karşı taraftan hiç “Seni zor duyuyorum” şikayeti almadım, olsa olsa, gürültü engellemenin seviyesinin yüksekliğinden dolayı “Sesin boğuk geliyor” geri bildirimiyle tek tük de olsa karşılaştım.

Bağlantı cephesinde Bluetooth 6, L2HC desteği, çift cihaz bağlantısı ve Audio Connect uygulamasıyla gelen kişiselleştirme seçenekleri, FreeClip 2’yi hem teknik hem de pratik açıdan güçlü bir noktaya yerleştiriyor. Bir telefonla müzik dinlerken diğerine telefon geldiğinde, aramayı yanıtladığım anda sesin o cihaza geçmesi ve görüşme bittikten sonra tekrar medyaya geri dönmesi, ürünü gerçek anlamda günlük hayatın içinde hissettiriyor. Uygulamanın hem iOS hem Android tarafında erişilebilir olması, Galaxy Store üzerinden de kolayca bulunması ve APK ile diğer Android cihazlara da kurulabilir durumda olması, ekosistem bağımlılığını azaltıyor.

Pil ömrü ise bu paketin üzerine konan ciddi bir artı. Tek şarjla 9 saate, kutuyla 38 saate varan kullanım süresi, benim günlük senaryolarımda Huawei’nin verdiği rakamlarla birebir örtüşen bir performans sergiledi. Cihazı teslim aldıktan sonra yalnızca bir kez tam şarj edip, saatlerce dinleme yapmama rağmen tekrar “acil şarja takmam gerekiyor” duygusuna girmemem, FreeClip 2’yi güvenilir bir yol arkadaşı haline getiriyor. Kablosuz şarj ve hızlı şarj desteği de günlük akış içinde esneklik sağlayan önemli ayrıntılar.

Sonuçta FreeClip 2, kulaklığını gün boyu kulağında tutmak isteyen, trafikte çevreyi duymaya devam etmek zorunda olan, ofiste insanlarla iletişim halinde kalmak isteyen, evde çocuk sesi kaçırmak istemeyen ve gece uyurken bile kulaklığın rahatsız etmemesini bekleyen kullanıcılar için son derece güçlü bir aday. AirPods 4 gibi kapalı kulak içi, yoğun izolasyon sunan rakipler elbette başka profillere hitap etmeye devam edecek, ancak açık kulak tarafında hem konfor hem akıllı özellikler hem de stil dengesini bu kadar iyi kuran model sayısı şu anda oldukça az. FreeClip 2, bu az sayıdaki modelin en güçlülerinden biri olarak rahatlıkla listenin en üstüne yazılabilir.