Google’ın büyük önem verdiği yeni giyilebilir ürünü Glass merakla beklense de, bu merak resmi kurumların ürüne yönelik bazı sorular sormasını engellemiyor. ABD Kongresi’nin Glass ile oluşabilecek olası gizlilik sorunları için Google’dan açıklama talep etmesinin ardından dünyanın farklı yerlerinden pek çok resmi kurum aynı yolu izliyor. Avrupa Birliği, İsrail, İsviçre, Kanada, Meksika, Avusturalya ve Yeni Zelanda gizlilik komiserleri tarafından Google İcra Kurulu Başkanı Eric Schmidt’e yazılan mektupta Glass’ın gizlilik politikasına dair bir açıklama istenirken, ürünün kendileri tarafından ilk elden test edilmesinin mümkün olup olmadığı soruldu.
Mektupta bugüne kadar Google Glass ile ilgili olarak edinilen bilginin büyük ölçüde medya kaynakları sayesinde elde edildiği ve bunun da büyük miktarda spekülasyon içerdiği belirtilirken, Google’ın cihazla ilgili tanıtımlarının da benzer düzeyde olduğu ifade edildi. Her ne kadar Google gizilik konusunda bazı talimatlar oluştursa da, mektupta bu talimatlar ”ilk adım” olarak nitelendi ve daha çok Glass içindeki reklamlara odaklanıldığına dikkat çekildi. Glass’ın duyurulmasından bu yana gizlilik konusunda endişeli olanlar iki konunun üzerinde duruyor. Bunlardan ilki Glass’ın gizlice fotoğraf ve video çekebilme potansiyeli olurken, ikinci endişe konusu olarak da ürünün potansiyel yüz tanıma yeteneği ön plana çıkıyor. Avrupalı yetkililerin yüz tanıma konusundaki hassasiyeti zamanında Facebook’un da başını fazlasıyla ağrıtmıştı.
Google, şu ana kadar, Glass’a gelen ve yüz tanıma yeteneğine sahip olan uygulamaları geri çevirirken, fotoğraf ve video kaydında cihazda uyarı ışığının aktif olacağının altını çizmişti. Ancak bu özelliklerin birkaç müdahaleyle devredışı bırakılabilir olması yetkili makamların endişelerinin artmasına neden oluyor. Glass ile ilgili olarak yetkili makamları endişelendiren bir diğer husus ise Google’ın sakladığı ve üçüncü taraflara gönderdiği veri miktarı.
Mektupta diğer şirketlerin de benzer ürünler geliştirdiği ancak Google’ın bu alanda lider olması ve ürünün ortada dolaşmaya başlaması nedeniyle bu soruların ilk kez Google’a sorulduğu ifade edildi. Google’ın mektupta imzası bulunan veri koruma birimlerinin önemli bir kısmıyla iletişime geçmemiş olması da mektupta eleştirildi.
İlgili >> The New York Times
Teknoblog’u X, Flipboard, Google Haberler ve Instagram‘da takip et!
