Projektörler, özellikle de kolay taşınabilir olanları gerçekten de belirli durumlarda fazlasıyla işe yarıyor. Projektör denilince akla gelen ilk ürünler olan profesyonel seviyedeki ürünler daha çok iş yerleri için uygunken taşınabilir olanlar ise gezilerde, partilerde ve bunun gibi işin içinde eğlencenin olduğu yerlerde kullanışlı oluyor. Bu yılın başlarında tanıtılan Acer C250i de ikinci gruba düşüyor. Taşınabilir projektör hem tasarımı hem de sahip olduğu özelliklerle birçok kişinin her türlü ihtiyacını rahatlıkla karşılıyor. Ancak bunu yaparken de epey pahalıya geliyor. 3000-3500 TL arasında bir fiyat bandından Türkiye’de satılan Acer C250i’yi iki hafta boyunca, üstelik tatildeyken deneyimleme fırsatı bulduk. İzlenimlerimizi Acer C250i inceleme yazısında aktarıyoruz.
Acer, C250i’yi tasarlarken bir kullanıcının nelere ihtiyaç duyacağını iyi düşünmüş. Öncelikle kullanıcıların bu projektörü her yere rahatlıkla yerleştirmesini, herhangi bir desteğe veya tripoda ihtiyaç duymamasını istemiş. Bu nedenle projektörün yatayda 12 kenarı bulunuyor. Üstelik bu 12 kenar tamamen düz değil, hafif açılı ve kıvrımlı. Bu da projektörü elde taşırken de ergonomik avantaj sağlıyor. Aynı zamanda sadece yatay değil, dikey biçimde de kullanılması düşünülmüş. Alt ve üst kenarlar da buna uygun biçimde yassı olarak tasarlanmış.
19.05 x 10.16 x 10.16 cm’lik boyutlarıyla Acer C250i mini projektörlere göre biraz daha büyük bir hacme sahip. Aynı zamanda 590 gr ile biraz ağır. Ancak çantada taşırken fazla sıkıntı çıkarmıyor, çok büyük bir alan kaplamıyor. Bir sürü eşyanın olduğu normal bir sırt çantasında C250i’yi şarj kablosu ve kumandasıyla rahatlıkla taşıdım. Bu arada kutudan bir adet taşıma kılıfı da çıkıyor. Böylelikle çantada taşırken başka eşyalar nedeniyle çizilmesinin de önüne geçebilirsiniz.
Sözünü ettiğimiz 12 kenarlı yapı sayesinde C250i’yi istediğiniz yere rahatlıkla konumlandırabilirsiniz. İsterseniz yere koyun, ister masaya, ister yüksek bir yere. Projektörün yansıttığı çerçevenin yerleşimi buna göre otomatik olarak ayarlanıyor ve hemen hemen ya da tamamen dikdörtgen bir çerçeve formu elde ediliyor. Projektörün dikey biçimde yerleştirilmesi varsayılan kullanım olarak düşünülmüş. Bu biçimde yerleştirildiğinde lens tabandan 14 cm yukarıda oluyor. Böylelikle mini projektörlere nazaran daha yüksek bir konumdan ışık gönderimi yapılıyor. Ne var ki, yan yatırılıp yerleştirilmesi uygun şekilde konumlandırma açısından daha fazla esneklik sağlıyor. Bununla birlikte Acer, hem tabana hem de kenara birer adet tripod bağlantı yuvası eklemiş. Böylelikle bir tripodla kullanmak isteyenler içinde uygun ortam yaratılmış. Yanımda tripod da olduğu için C250i’yi genellikle bu şekilde kullanmayı tercih ettim.
Lensin hemen yanında da netlik yapmayı sağlayan bir kadran var. Ne var ki, netlik yapmak için epey ince ayar gerekiyor. Bunu kadranla gerçekleştirmek de çok kolay değil. En net görüntüyü yakalamak için biraz uğraşmanız gerekebilir.
Acer C250i’nin uzun ömürlü LED ışık kaynağı ve DLP tabanlı ışık motoru bulunuyor. LED’in Eco modunda kullanımda 30 bin saat, standart modda kullanımda ise 20 bin saat kullanım ömrü olduğu belirtiliyor. Her iki durumda da ışık kaynağının kullanım ömrünü rahatlıkla çıkaracağını söyleyebiliriz. Işık kaynağının 300 lümen parlaklık verdiği belirtiliyor. 1920 x 1080 piksel, yani 1080p doğal çözünürlükte görüntü sunan C250i’nin taşınabilir projektör standardının üstüne çıktığını görüyoruz.
C250i’nin tepesinde güç düğmesi ve ses kontrolleri, Bluetooth düğmesi ve kutuyla birlikte gelen kablosuz adaptörün yerleştirildiği yuva bulunuyor. Projektörün tabanında ise birçok port ve giriş mevcut. Yukarıda bahsettiğimiz tripod yuvasına ek olarak birer USB-C ve HDMI portu, 3.5mm kulaklık jakı, microSD kart yuvası ve DC güç girişini görüyoruz. Projektörün kenarında ise, tabana doğru ve lensin bulunduğu kenarın tam tersinde ikinci bir DC güç girişi ve USB portu bulunuyor.
C250i’ye o kadar fazla sayıda giriş, çıkış ve düğme yerleştiren Acer, düzgün bir kontrol paneli eklememiş. Bu nedenle uzaktan kumandası olmadığı takdirde cihazın ayarlarını yapmak neredeyse imkansız oluyor. Projektörü tatile götürürken kumandayı evde unuttuğum için, cihazı kablosuz ağa bağlayıp akıllı telefon veya tablet üzerinden görüntü yansıtmayı yapmak mümkün olmadı. Cihazın tepesindeki ses kontrollerini ve güç düğmesini kullanarak menülerde gezinmek mümkün, ancak klavyeyi kullanarak metin girişini düzgün biçimde yapmak imkansıza yakın.
Bu nedenle Acer C250i’nin kumandasını mutlaka ama mutlaka yanınıza almayı unutmayın. Uzaktan kumanda bir taşınabilir projektöre göre büyük boyutlara sahip, ancak taşıma konusunda sıkıntı çıkarmaz. Üzerinde yön, ses, ana ekran, geri, menü, giriş kaynağı ve güç tuşları bulunuyor. Eğer kızılötesi alıcısına, projektörün tabanına veya lens ile aynı tarafa doğrultup kullanırsanız iyi şekilde işliyor. Kullanıcı arayüzünde gezinti genel olarak akıcı, ancak ayarları yaparken ve sanal klavyeyi kullanırken kullanıcı arayüzü biraz geç cevap veriyor. Bu nedenle tek seferde tek giriş yapacak şekilde kumandanın tuşlarına yavaş basmanızda fayda var.
Acer C250i’nin ana menüsünde bu cihazın bağlanabildiği tüm cihazlara dair seçenekleri görüyorsunuz. iOS veya Android cihazı, Windows PC, Mac bilgisayar gibi cihazlara bir kablo bağlantısı olmadan, kablosuz bağlantı üzerinden bağlanma ve içerik yayını yapma imkanı sağlıyor. Aynı zamanda EZcast üzerinden ekran paylaşımı; microSD kart veya USB bellek sürücüsü üzerindeki video, fotoğraf veya müzik gibi multimedya dosyalarına erişim, Bluetooth modu üzerinden projektörü bir Bluetooth hoparlör gibi kullanmak da imkan dahilinde bulunuyor.
Yukarıda belirttiğimiz gibi, Acer C250i’nin uzaktan kumandasını evde unuttuğum için elimde tek bir yöntem kaldı, o da HDMI üzerinden bağlantı. Bulunduğum yerden satın aldığım bir HDMI kablosu ve yanımda bulunan bir USB-C – HDMI adaptörü yardımıyla Android telefon veya PC’den görüntü aktarımını yapmak mümkün oldu. Bu sayede YouTube üzerinden videoları veya iPhone ya da Android telefondan TV yayınlarını izlemeyi becerdim. Öte yandan bilgisayara bağlayarak BeIN Connect üzerinden maç yayınlarını izleme konusunda da Acer C250i tatil sırasında epey yardımcı oldu. Bunun dışında projektörü bulunduğunuz ortamdaki Wi-Fi ağına bağlarsanız, iPhone veya Android telefondan ekran yansıtma da yapabiliyorsunuz. C250i AirPlay desteğine de sahip, bu sayede iPhone’dan doğrudan içerik yayını da yapabiliyor. Bu arada, Chromecast desteğinin olduğunu da belirtmeden geçmeyelim.
C250i karanlık bir odada 60 inçlik köşeden köşeye uzunluğa sahip bir alanı video kalitesinde dikkate değer bir bozulma olmadan gösterebiliyor. Ancak en iyi görüntülemeyi 50 inçlik bir çerçeve boyutunda yapıyor. Ortamda hafif bir ışık varsa, en iyi görüntülemeyi yapmak için projektörü yüzeye biraz daha yaklaştırmalı ve görüntüleme alanını düşürmelisiniz. Pembe renge boyanmış bir duvarda gece vakti bile renk kalitesinden gözle görülür bir ödün vermeden düzgün bir yansıtma yapıyor.
Video kalitesi açısından C250i gayet tatmin edici görünüyor, ancak yukarıda belirttiğimiz gibi, kadran ile netlik ayarını hassas şekilde yapmalısınız. Projektörü genellikle akşamları, karanlıkta kullanacağınızı düşünecek olursak, fazla sıkıntı yaşamazsınız. Gündüzleri de çok aydınlık olmayan ortamlarda, örneğin perdeler kapalıyken yeterli bir parlaklık ve görüntü kalitesi sunacaktır. Projektörü yerleştirirken mümkün olduğu kadar yansıtma yapacağınız yerin tam karşısına gelecek şekilde bir konum seçmeniz iyi olacaktır. Aksi takdirde çerçevenin her tarafında netlik aynı seviyede olmayacaktır.
Dahili hoparlörün ses kalitesi tatmin edici. En yüksek ses seviyesinde yeteri kadar şiddetli bir ses çıkışı var. Bu nedenle dışarıda kullanırken insanları rahatsız etmemek için maksimum ses seviyesine çıkmadım. Hoparlörün ses kalitesi genel olarak iyi, baslar yeterli. Ancak en yüksek ses şiddetinde tiz seviyesi aşırıya kaçıyor. Bir Bluetooth hoparlör olarak da iyi iş görür.
C250i’de 9000 mAh kapasiteli pil bulunuyor. Acer’ın belirttiğine göre iki şarj arasında beş saate varan çalışma imkanı sunuyor. Şirketin bu tahmini Eco modunda kullanıma göre yaptığını düşünüyoruz. Bu modda parlaklık epey düşürülüyor, doğal olarak pil tüketimi de azalıyor. Eco moduna göre parlaklığın hatırı sayılır seviyede yüksek olduğu standart mod ile kullanımda bu sürenin yarıya düşeceğini tahmin ediyoruz. Bu da genellikle bir film veya maç yayını için yeterli olur. Yine de, siz C250i’nin şarj adaptörünü yanınızda taşımaya özen gösterin.
Acer C250i kullanıcıların her türlü multimedya ihtiyacı ve sahip olabilecekleri cihazlar göz önünde bulundurularak tasarlanmış bir cihaz. Bu açıdan büyük bir esneklik sunuyor. Aynı yorumu tasarım için de yapabiliriz. Hem yatay hem de dikey kullanım için imkan sağlayacak biçimde tripod yuvalarının ve güç girişlerinin ikişer tane yerleştirilmesi akıllıca olmuş. Bir mini projektöre göre biraz fazla hacim ve ağırlığa sahip olsa da, bunlar fazla sıkıntı yaratmıyor. Görüntü kalitesi ve ses çıkışı da tatmin edici. C250i genellikle eğlence için uygun bir ürün ancak sıklıkla iş gezilerine çıkan ve sunum yapmak için pratik çözüm arayanlar için de C250i uygun olabilir. Ayrıca çocuklu aileler için de çok kullanışlı bir ürün. Sahip olduğu özelliklere, esnekliğe ve görüntü kalitesine rağmen fiyatının biraz yüksek olduğunu söylemeden geçmememiz gerekiyor. Bütçenizi ve ihtiyaçlarınızı iyice ölçüp biçerek karar vermeniz en iyisi olacaktır.
Teknoblog’u X, Flipboard, Google Haberler ve Instagram‘da takip et!
